Ayrıca, Honduras Otonom Ulusal Üniversitesi Tıp Fakültesi yetkilileri de benzer uyarılarda bulunarak kadınlardan hamileliği şimdilik ertelemelerini istedi. Genellikle ölümcül olmayan zika virüsü en ağır etkiyi hamile kadınlar üzerinde yapıyor. Virüs hamile kadınlara bulaştığında bebeklerinin kafaları anormal küçüklükte doğuyor. Mikrosefali adı verilen hastalık, Aedes aegypti cinsi sivrisineklerin anne adaylarına bulaştırdığı Zika virüsünden kaynaklanıyor.
Zika salgını büyüyor: Özürlü doğan bebek sayısı şimdiden 4 bini aştı
Virüsü kapan her 5 kişiden birisi mutlaka hastalanıyor. Zika virüsü alındıktan sonra hasta olunduğunun en önemli belirtileri arasında, döküntü, eklem ağrısı ve konjunktivit (kırmızı göz) bulunuyor. Bu belirtileri genellikle kas ağrısı ve baş ağrısı takip ediyor. Virüs bulaşmasının ardından bir hafta içinde kişiler hastalanıyor, genellikle hastaneye yatmaya gerek kalmıyor. Ancak azda olsa ölümle sonuçlanabiliyor.
Halen keşfedilmiş hiç bir tedavisi ve aşısı bulunmayan Zika virüsüne karşı ülkeler şimdilik çaresiz. Sağlık otoriteleri genellikle yerel yönetimlerle birlikte sivrisineklere karşı sürekli ilaçlama yapılıyor. Aedes türü sivrisineklerin sokması sonucu insana bulaşabilen ve henüz ne aşısı nede tedavisi bulunan virüsün önlenmesi kapsamında pek çok ülkede şimdilik sivrisineklere karşı kapsamlı ilaçlama yapılıyor.
Sağlık yetkilileri, bebeklerdeki mikrosefali (küçük kafa) vakalarıyla Zika virüsü arasındaki bağlantıyı araştırıyor. Ateş, gözlerde kızarma, kusma, baş, kas ve eklem ağrıları gibi belirtileri bulunan hastalığın özgün bir tedavisi ve önleyici aşısı bulunmuyor. Brezilya’da 3 bin 500 bebekte gelişim bozukluğu. Zika virüsünün yayıldığı Brezilya’da, ekim ayından bu yana 3 bin 500’den fazla bebeğe nöro-gelişimsel bozukluk olan mikrosefali teşhisi koyuldu. Son olarak ABD’ye bağlı Hawaii adalarında yeni doğan bir bebekte Zika virüsü kaynaklı doğum kusuru tespit edildiği açıklanmıştı.
ABD virüse karşı vatandaşlarını uyararak, doktorların bölgeye seyahat eden hamile hastalarına, virüs belirtilerinin bulunup bulunmadığını sormalarını istemişti. Dünya Sağlık Örgütü Tropikal Afrika, Güneydoğu Asya, Pasifik Adaları, Orta ve Güney Amerika’da Zika virüsünün görüldüğünü bildirmiş ve yayılmaya devam ettiği uyarısı yapmıştı.
Zika virüsü nedir? Zika virüsü tarihte ilk kez 1947 yılında tanımlanmış ancak bu güne kadar hiç bir zaman salgına dönüştüğü rapor edilmemişti. Özellikle Güney Amerika ülkelerinde görülen zika virüsünün salgına dönüştüğüne dair ilk bulgu 2015 yılında Brezilya’da açıklanmıştı. Uzmanlar hastalığın bugüne kadar hamile kadınlar dışında genellikle çok ciddi sorunlar yaratmadığını belirtiyor. Ancak virüsü kapan hamile kadınların çoğunda özürlü bebek doğumları oluyor. Sadece son bir kaç ayda Brezilya’da zika virüsü nedeniyle 4 binden fazla çocuğun özürlü doğduğu rapor edildi. Bu ise ülke yönetimlerini alarma geçirdi.
Özellikle gebe kadınlarda sakat doğumlara neden olan zika virüsü Aedes aegypti cinsi sivrisineklerin ısırması sonucunda bulaşıyor. Zika virüsü hamile kadınlara bulaştığında bebeklerinde Mikrosefali adı verilen hastalık oluşuyor. Hastalığın belirtileri arasında, döküntü, eklem ağrısı ve konjunktivit (kırmızı göz) bulunuyor. Bu belirtileri genellikle kas ağrısı, bulantı ve baş ağrısı takip ediyor. Hastalık genellikle ölümle sonuçlanmıyor.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Tropikal Afrika, Güneydoğu Asya, Pasifik Adaları, Orta ve Güney Amerika’da zika virüs hastalığı’nın görüldüğünü ve yayılmaya devam ettiğinin belirterek bu bölgedeki ülkelere seyahat edecekler için bir uyarı yayımladı. Açıklamada şu uyarılara yer verildi: “Zika virüsünden kaynaklanan hastalığın bilinen bir tedavisi ve önleyici bir aşısı da yoktur. Zika virüsü özellikle gebelere bulaştığında doğacak bebeklerde ciddi anomalilere sebep olmaktadır. Yenidoğanlarda beynin yetersiz gelişimine yol açabilen mikrosefaliye (küçük kafa) neden olabilmektedir.
Zika Virüsü Hastalığı, ateş, baş ağrısı, gözlerde kızarma, kusma, döküntü, kas ve eklem ağrısı gibi belirtileri vardır. Hastalığın tedavisi de aşısı da yoktur. Tedavisinde ise istirahat, sıvı alımının arttırılması, ateş düşürücü ve ağrı kesiciler önerilmektedir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?