Yeni DNA bazlı kan testi, kanseri çok erken evrede %90 başarı ile teşhis edebiliyor

Yazan Hüseyin Kandemir
23 Ocak 2020   |    27 Mart 2023    |   Kategori: Güncel / Literatür, Onkoloji Print

Yeni geliştirilen DNA bazlı bir kan testi, kanseri henüz hiçbir belirti vermediği erken evrede ortalama %90 doğruluk ve hassasiyette teşhis edebiliyor. İlk aşamada gastrointestinal kanserlerde denenen yöntem, başka hiçbir test ve tanı yönteminin saptayamadığı tümörleri çok erken aşamada tespit edebiliyor. Bu gelişme, özellikle çok geç teşhis edilebilen mide, kolon ve pankreas kanserinin erken evrede tespit edilmesini sağlayacak. Bu grupta yer alan kanser türleri halen çok geç teşhis edildiği için tedavi genellikle başarısız olmaktaydı. Yeni kan-DNA bazlı test ile kanser tanı ve tedavisi yakın gelecekte önemli oranda değişebilir.

Araştırmanın sonuçları Kaliforniya’da yapılan Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) 2020 Gastrointestinal Kanser Sempozyumu’nda açıklandı.

Yeni test özellikle gastrointestinal kanserlerde çok başarılı

Hedefe yönelik tedaviler ve kullanıma giren tüm yeni nesil ilaçlara rağmen erken tanı hala kanser tedavisinin başarısında en önemli faktörlerin başında geliyor. Günümüzde gastrointestinal kanserlerin tedavisinde yaşanan en önemli sorun hastaların çok geç tanı alması; kanser teşhis edildiğinde genellikle çok ileri evre oluyor. Bu nedenle hastalara uygulanan tedaviler yeterince başarılı olmuyor.

The Circulating Cell-free Genome Atlas (CCGA) çalışmasını yürüten araştırmacılar, testin hassasiyetini ve güvenilirliğini pek çok parametre ile sınadılar. Araştırmacılar tüm hastalık aşamalarında 20’den fazla tümör tipine sahip hastaları incelediler. Yeni cfDNA-bazlı kan testi bazı kanser türlerinde mevcut tanı yöntemlerine göre 15 aya varan erken tanı imkanı sunabileceğini gösterdi. Üstelik testin hassasiyeti tüm alanlarda %99’un üzerindeydi.

CCGA çalışmasını yürüten araştırmacılardan biri olan Rocky Mountain Cancer Merkezi’nden Prof. Allen Lee Cohn, sonuçlarla ilgili şu bilgileri veriyor: “Gastrointestinal kanserleri erken teşhis etmek zordur. Safra kesesi, safra kanalı ve pankreas kanseri gibi kanserler için tarama testi yoktur. Gastrointestinal kanserler teşhis edildiğinde, genellikle tedavisi zor olan ileri aşamadadırlar. Elde ettiğimiz veriler, bir kan örneği içinde hücresiz DNA’nın metilasyonunun değerlendirilmesinin, çeşitli gastrointestinal kanserlerin tespit edilmesinde başarılı bir yöntem olduğunu gösteriyor.”

Kanser tedavisinde tarihi dönemeç: İlk kez onkolitik bir ilaç FDA’dan onay aldı

Araştırmacılar, çalışmanın ikinci alt aşamasında, kanserin varlığı ve vücuttaki yerini belirleyebilecek bir algoritma geliştirmek için hedefli metilasyon analizi yaptılar. Yeni kan testinin, kanser tespitinde %82 ve validasyonunda %81, özgüllükte %99 oranında duyarlılığa sahip olduğunu gösterdiler.

Testin geliştiricileri ayrıca testin tarama potansiyelini doğrulamak için halen iki büyük nüfus tabanlı çalışma yürütüyor. STRIVE çalışması, mamografi taraması yapılan yaklaşık 100.000 kadını kaydetti ve SUMMIT çalışmasına, bilinen bir kanser teşhisi olmayan 50.000 erkek ve kadını kaydediyor.

Yeni kan testinin sınandığı merkezlerden biri olan Boston Gastrointestinal Kanser Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Brian Wolpin, ”Bu test, gastrointestinal kanserleri henüz hiçbir belirti vermedikleri erken evrede saptayabiliyor. Bu kanserlerin erken aşamada tespit edilmesi tedavi başarısını ciddi oranda arttırmaktadır. Halen gastrointestinal kanseri olan hastaların en önemli sorunu geç tanı almalarıdır.

Hastaların önemli bir bölümü geç teşhis nedeniyle tedaviden fayda görmüyor ve erken evrede hayatını kaybediyor. Yeni kan testi, pek çok kanser türünde başarıyla uygulanabiliyor. Kullanılabildiği tüm alanlarda tümörü hiçbir belirti vermediği erken evrede saptayabildi. Şu ana kadar kanser taramalarında kullanılabilen hiç bir tanı ve tarama yöntemi bu kadar erken evrede kanseri bu kesinlikte saptayamamıştı’’ diyor.

CCGA çalışması bu alandaki en kapsamlı araştırmalardan biri

Dolaşımdaki Hücresiz Genom Atlas (CCGA) çalışması (NCT02889978), hücresiz DNA’ya dayanan erken kanser tespiti için sıvı biyopsi geliştirmek için başlatılmış en büyük çalışmadır. Bu prospektif, gözlemsel, boylamsal çalışma Amerika Birleşik Devletleri’nde 140’ın üzerinde farklı bölgede gerçekleştirilmektedir ve şu anda yakın zamanda kanser teşhisi konmuş kişiler ve bilinen kanseri olmayan bireylerin kontrol grubu dahil olmak üzere planlanmış 15.000 katılımcının 10.012’sini kaydetmiştir.

Tıp tarihinde yeni bir aşama: FDA, kansere karşı ilk virüs tedavisini onayladı

ASCO Gastrointestinal Kanserler Sempozyumunda sunulacak testte, kan dolaşımında dolaşan, ölen ve DNA fragmanlarını serbest bırakan tümör hücreleri de dahil olmak üzere bir dizi kaynaktan gelebilen, hücresiz DNA ile indirgenmiş DNA parçaları kullanılıyor. Test DNA metilasyonuna dayanıyor – bu bir genin fonksiyonunun vücut tarafından DNA bazlarının sırasını değiştirmeden yürütme şeklini değiştirebilen kimyasal bir süreçtir. Metilasyon, kanser gelişimi de dahil olmak üzere vücuttaki birçok süreçte rol oynar. Araştırmacılar, hücresiz DNA’da metilasyon veya imza paternini tanımlamalarına izin veren bisülfit sekanslama adı verilen bir teknik kullanıyorlar.

LEADER Çalışması’na göre, diyabet tedavisinde yeni bir dönem başlıyor

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla