Yaz mevsimi bizim sadece bedenimizi etkilemekle kalmaz, hormonlarımızda yaptığı değişiklikler nedeniyle de ruhumuza da hakim olur. Bu yüzden birçoğumuz uzayan gündüz saatlerinde ve güneşli açık havalarda daha erken kalkar, geç uyur, günü geç bitirmek isteriz. Kışa oranla iştahımız daha kapalıdır. Böyle bir dönemde kilo vermemek neredeyse imkansızdır!
Yazın nasıl beslenmeliyiz
Yaza giriş döneminde birçoğumuz kilo verme telaşına düşeriz. Kısa sürede mucize diyetler, ilaçlar veya bitkiler denemeye başlarız. Uzun zamanlarla alınan kiloları 1-2 ay içinde vermeye çalışmak, bilinçsiz ve dengesiz diyetler uygulamak, sağlığımız üzerinde zararlı etkilerinin yanı sıra, metabolizmada yavaşlamaya, bağışıklık sisteminin düşmesine, halsizlik, yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu gibi birçok sıkıntıyı yaşamamıza sebep olabilmektedir. Bu nedenle kilo vermek isteyenlerin, mutlaka diyetisyen kontrolünde beslenmelerini ayarlamaları gerekir. Emsey Hospital’dan Beslenme Uzmanı Diyetisyen Evnur Saray konuyla ilgili görüşlerini aktarıyor.
Yaz mevsiminde kilo vermek daha kolay
Yaz mevsimi bizim sadece bedenimizi etkilemekle kalmaz, hormonlarımızda yaptığı değişiklikler nedeniyle de ruhumuza da hakim olur. Bu yüzden birçoğumuz uzayan gündüz saatlerinde ve güneşli açık havalarda daha erken kalkar, geç uyur, günü geç bitirmek isteriz.
Kışa oranla iştahımız daha kapalıdır. Böyle bir dönemde kilo vermemek neredeyse imkansızdır!
Tüm bu olumlu sebeplerden ötürü hızlı kilo kaybının sağlanması açısından bahar dönemini çok iyi değerlendirmek gerekir. Özellikle de kilo problemi yaşayan insanların bu avantajlı dönemden yararlanması tavsiye edilmektedir. Bunu sağlamak için yeterli ve dengeli beslenmemiz gerekir.
Yazın yetişen meyveler
Yaz aylarındaki beslenmede dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de; besinleri mevsiminde, taze ve hormonsuz olarak tüketmektir. Meyve ve sebzelerin hızlı ve fazla büyümesi ve verimini arttırmak için yüksek dozlarda ve bilinçsizce kullanılan hormon ilaçları sağlığımızı riske sokabilir. O yüzden alışverişlerimizde mevsimine göre çıkan besinleri tercih etmeliyiz ve bunları taze olarak pişirip tüketmeliyiz. Yaz aylarında doğru beslenmek istiyorsak aşağıdaki tabloyu dikkate almalıyız.
Yazın yetişen meyve ve yiyeceklerin taze olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Dış görünüş ve yapılarına göre ayırt edebileceğimiz bazı yiyecekler şöyle:
- Balık: Taze balığın görünüşü canlıdır. Gözleri parlak ve dışa bombelidir. Solungaçları canlı kırmızıdır. Eti elastikidir, bastırınca hemen eski haline döner.
- Domates: Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri çıkıntılar ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domatesler kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.
- Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Tatlarında farklılıklar ve lezzetsizlik vardır.
- Biber: Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.
- Patlıcan: Şekli bozuktur. Kenarında şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi kof olur.
- Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.
- Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.
- Karpuz: Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir. Bahar aylarında hangi vitaminlere ihtiyaç duyarız?
- Baharda artan stresi azaltmak için B grubu vitaminleri yönünden zengin gıdaları mutlaka tüketmeliyiz. Tam tahıllı ekmekler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri gibi.
- Antioksidan vitaminler vücudumuzun zararlı çevresel etkilere karşı koruyuculuğunu arttır. C vitamini, E vitamini, A vitamini, selenyum ve çinko, güçlü antioksidan özelliğine sahip vitaminlerdir.
- C vitamininden zengin besinler; maydanoz, biber, turunçgiller, soğan, kereviz, brokoli, çilek ve kiviyi sayabiliriz.
- A vitamininden zengin besinler: Balık, yumurta sarısı, kırmızı et, süt, yoğurt, havuç, kayısı, tatlı kabak, kavun, şeftali, ıspanak, brokoli, tere, maydanoz, dereotu ve roka.
- E vitamininden zengin besinler: Bitkisel yağlar, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve kepeği ayrılmamış un.
Bu vitaminleri almanın dışında beslenme konusunda neler tavsiye edersiniz?
1. Dört yapraklı yonca diyeti yapın. Bu diyet yorgunluğun üstesinden gelebilecek en uygun diyettir. Temel ihtiyacımız olan taze mevsim meyve ve sebzeleri, az yağlı süt ve ürünleri, rafine edilmemiş tam tahıllılar, et ve et ürünlerini diyete taşıyarak beslenme çeşitliliği oluşturulmuş bir menü tüketmektir.
Pratik Egzersiz Önerileri
- Aracınızı 2-3 durak geriye, ileriye park ederek yürüyün.
- Toplu taşıma ile işinize gidiyorsanız aynı şeyi sizde yapabilirsiniz.
- İşyeriniz, eviniz asansörlü ise kullanmayın, merdivenleri kullanın. Eğer 4-5 kattan yüksek binalarda yaşıyor veya çalışıyorsanız, yarısını yürüyerek, yarısını asansörle çıkıp inin.
- İşyerinizde hep oturarak çalışıyorsanız, saatte bir yerinizden kalkın ve odanızda dolaşın. Dizlerinizi kırarak, çömelip kalkın. Kendi çayınızı, yemeğinizi kendiniz alın. Odanızda yemeyin, mutfağa ya da başka bir odaya gidip orada yiyin.
- Haftada 3 gün mutlaka 45 dakikalık yürüyüş yapın. İmkanınız varsa bunu deniz kenarında yapın çünkü oksijenin en yoğun olduğu ‘’ozon’’ deniz kıyılarında bulunmaktadır.
- İmkanı olanlar ve zamanı olmayanlar; evlerine spor aletleri alarak her gün çalışabilirler. Unutmayalım ki egzersiz; kas ve eklemlerimizi, sinir sistemimizi güçlendirir. Fazla yağlarımızın atılmasını ve kan damarlarının temizlenmesini sağlar. Beynimizdeki mutluluk hormonlarını salgılatır.
- Her gün mutlaka duş alın. Önce sıcak, sonra soğuk geçişlerde vücudunuza jimnastik yaptırın. Suyun terapi yapıcı etkisini unutmayın.
2. 3+3=6 prensibini benimseyin. Öğün sayımızı artırmak, sindirim sistemimizin zorlanmaması için çok önemlidir. Öğün araları 2.5-3 saat arayla olmalı, uzun süre aç kalınmamalı ve birden yemeğe yüklenilmemeli.
3. Su içmek için susamayı beklemeyin. Günlük sıvı tüketiminin artırılması, baharda değişen hormonal ve çevresel etkilerin vücudumuzda oluşturacağı ödemi (şişkinliği) azaltacağından oldukça önemlidir. Günde 10-14 bardak arası su tüketmeliyiz.
4. Kola ve kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekler stresi ve vücuttaki ödemi arttıracağından uzak durulması gereken içeceklerdir. Onların yerine su, az tuzlu ayran, yarım yağlı süt ve taze sıkılmış meyve sularını tercih etmeliyiz.
5. Aşırı tuz tüketimi; vücutta su birikimi çoğaltarak yorgunluk hissini artırabileceğinden, fazla tuz tüketiminden kaçınmalıyız.
6. Hafif yürüyüş ve sporlar hormonal dengeyi arttıracağı, metabolizmamızın hızlanmasında ve ödemin atılmasında faydalı olacağı için mutlaka düzenli olarak yapılmalıdır.
7. Ağır karbonhidratlı ve yağlı yiyeceklerin (hamur işleri, şerbetli tatlılar, fazla miktarda pilav, makarna, ekmek, kızartma, kavurma vb.) tüketimi uyku ve yorgunluk halini artıracağından ölçülü tüketilmelidir. Bunların yerine kepekli ve tam tahıllı yiyecekler, sütlü tatlılar, haşlama, fırın ve ızgara tarzı yiyecekler tercih edilmelidir.
Beslenme Uzmanı Diyetisyen Evnur Saray
YORUMUNUZ VAR MI?