Geriyatrik onkolojinin kısa tarihine rağmen kendi alanında çok önemli bir gelişim süreci yaşadığını ve ileri yaştaki kanser hastalarının tedavisinde ciddi bir paradigma değişimi yarattığını söyleyen Geriatrik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Aziz Karaoğlu, “Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde yaşlı kanser hastalarının tedaviden en az genç hastalar kadar fayda görebilecekleri artık kabul görmüştür” diyor. Prof. Dr. Aziz Karaoğlu, Geriyatrik onkolojideki gelişmeler ve tedavi süreçlerinde yaşanan sorunlarla ilgili ONCOLife’ın sorularını yanıtladı:
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu: Onkolojinin bir alt branşı olarak “geriatrik onkoloji” kavramının tarihsel gelişimi oldukça yakın zamanlara dayanmaktadır. Bu konuda dikkati çeken ilk etkinlik, ABD’de 1981 yılında Dr. Rosemary J. Yancik ve Dr. Jerome W. Yates’in National Cancer Institute (NCI) ve National Institute on Aging (NIA) sponsorluğunda gerçekleştirdikleri kanser ve yaşlanma konulu sempozyum olmuştur.
Geriatristler, gerontologlar ve onkologları bir araya getiren sempozyum, yaşlı kanser hastalarının yönetiminde geriatrik prensiplerin de uygulanmasını sağlayan klinik gelişmelere tetikleyici bir rol oynamıştır. Ayrıca bu sempozyum o güne kadar gerçekleştirilen pek çok çalışmada yaşlı olguların yeterince yer almadığını ortaya koymuş ve yaşlı olgulara odaklanan pek çok çalışmanın başlatılmasını sağlamıştır. Böylece yaşlı kanser hastalarının multidisipliner yönetiminde geriatristlerin de yer alması gerektiği ortaya çıkmıştır.
Tüm kanserlerin yüzde 90’ı MRG ile tespit edilip tanı konabilir
Fentiman ve ark.’nın 1990 yılında Lancet’te yayınladıkları “Cancer in the elderly: why so badly treated?” başlıklı makalesi de bu ironiyi işaret etmiş ve onkoloji topluluğunda sarsıcı ve uyarıcı etki yaparak geriatrik onkolojiye ilginin artmasına yol açmıştır. The American Society of Clinical Oncology (ASCO) 1988 başkanlık konuşması yaşlı kanser olgularına odaklanan çalışmalar yapılmasını önermiş ve yıllık ASCO toplantılarına bu alanla ilişkili eğitim oturumları ve sunumlar koymaya başlamıştır.
Yaşlı kanser olgularına odaklanan çalışmaların artması ile ortaya çıkan çarpıcı sonuç; yeterli doz yoğunluğu sağlanabildiği sürece yaşlı bireylerde gelişen kanserlerin de genç olgular gibi kemoterapilerden tam yararlanabileceğinin kanıtlanması olmuştur.
Geriatrik onkolojiye her geçen artan ilgi soncunda yeni bir organizasyon gerekliliği de ortaya çıkmış ve 2000 yılında ve International Society of Geriatric Oncology (SIOG) kurulmuştur. SIOG 14. yıllık toplantısını geçtiğimiz yıl gerçekleştirmiştir. Bu gelişmeler ışığında, Kuzey Amerika ve Avrupa’da yalnızca yaşlı kanser hastalarının değerlendirildiği geriatrik onkoloji klinikleri açılmaya başlanmıştır. Özellikle tıbbi onkoloji uzmanları geriatri eğitimleri almaya başlamış, hem geriatri hem de onkoloji ihtisası yapmak popüler hale gelmeye başlamıştır.
Kanser ağrısı yaşam kalitesini olumsuz etkiler: Mutlaka tedavi edilmelidir!
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu: Kesinlikle. Genellikle klinik faz I, II, III çalışmalarda 70 yaş ve 75 yaş sınırı çalışmaya alınma veya dışlanma ölçütü olarak konulmaktadır. Çalışmaların sağladığı kanıtlar, kemoterapi doz ve uygulama yöntemleri, radyoterapi uygulama yöntemleri veya cerrahi yöntemler hakkında sonuçlar ve öneriler ortaya konmaktadır. Fakat uygulama alanına geldiğinizde klinisyen daha genç olgularda yapılan çalışmaların kanıtlarından çıkarsamalara dayalı olarak, daha yaşlı olgularına tedavi kararları vermeye çalışmaktadır. Bu da yaşlı olgularda bir ucunda overtreatment (aşırı tedavi) diğer ucunda undertreatment (eksik tedavi) olan ve her ikisi de yaşlı hastalar için kötü sonuçlar alınmasına neden olan uygulamalara yol açmaktadır.
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu: Elbette. Yaşlı hastalar sağlık durumları açısından oldukça heterojen bir gruptur. Geriatrik hasta grubunda; ölüm riski yüksek tam düşkün hastalar, sağlık durumunda orta kötüleşme riski olan kırılgan hastalar, gündelik yaşamında tam bağımsız, fonksiyonel ve beslenmesi iyi olan sağlıklı fit hastalar bulunmaktadır. Bu olguların tedavi planları öncesinde; eşlik eden hastalıklar, fonksiyonel durum, fizik performans, kognitif durum, psikososyal durum, beslenme durumu, sosyal destek durumu çoklu ilaç kullanımı gibi pek çok açıdan değerlendirilebilmesi gereklidir.
Böylece kanser tedavilerinden yarar görebilecek, tedavi toksisite ve morbiditelelerini tolere edebilecek olguların saptanabilmesi gereklidir. Bunun için ideal olarak geriatrik olgulara Kapsamlı Geriatrik Değerlendirme (KGD) uygulanması gereklidir. Fakat oldukça geniş ve zaman alıcı KGD testini tüm geriatrik olgulara uygulayabilmek yoğun çalışan, hem ülkemiz hem dünya onkoloji klinikleri için olanaksızdır.
İmmüno onkoloji ile kanser tedavisinde yeni bir çağın kapıları açılıyor!
Bu nedenle daha pratik ve kısaltılmış olan geriatrik tarama testleri geliştirilmiştir. Pek çok geriatrik tarama testi içinde duyarlığı ve özgüllüğü en yüksek olan 2 test olan G8 ve VES-13 tarama testleri öne çıkmaktadır. Bu testlerin sonucunda kötü skora sahip hastalar saptanarak, KGD testine yönlendirilmesi mümkün görünmektedir. Geriatrik Onkoloji Derneği olarak Türk Onkoloji Grubuyla birlikte G8 ve VES-13 geriatrik tarama testinin Türkçeye çevrilerek validasyon ve güvenirlik çalışmalarını başlatıyoruz. Böylece ülkemizde geriatrik onkoloji çalışmaları için bilimsel zemin oluşturma gayreti içindeyiz.
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu: Gerçektende yaşlı kanser hastaları sıklıkla ihmal edilen bir grubu oluşturuyor. Bu ihmalin nedeni bazen sağlık çalışanları, bazen hasta yakınları olabildiği gibi bazen de kültürel nedenlerle bizzat hasta nedenli olabiliyor.Bu durum geriatrik hastanın “zaten çok yaşlı” düşüncesiyle kolayca “tedavi edilemez” konumuna oturtulmasına yol açıyor. Bu sorunlu bakış açısının ağırlığını, kendi meslek hayatımda da hissettim. 80 yaşındaki bir hastamın klinikte ilk tanışma konuşmaları esnasında “Doktor Bey, 80 yaşımda olduğuma bakmayın, bana en iyi tedavileri ver, ben yaşamak istiyorum” uyarısı, her yaşlı kanser hastasıyla karşılaştığımda kulaklarımda yankılanır.
Yaşlı kanser hastaları da genç hastalar gibi ele alınmalı, toksisite ve komplikasyonlar açısından özenle değerlendirilmelidir. Gelişmiş ülkelerdeki gibi, bizim yaşlı kanser hastalarımız da bilimsel gelişmelerden yararlanmaya, optimal tedavileri almaya, gerekli özen ve dikkati içeren sağlık hizmeti almayı hak etmektedir. Bu konuda yaşlılık ile ilgili kültürümüzden kaynaklanan bariyerlerin aşılması için toplumsal farkındalığın arttırılması gereği ortadır.
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu: Bu alanda daha çok gayret harcamamız gereği ortadır. Toplumların gelişmişlik ölçütlerin birisi de yaşlılarına verdiği/verebildiği değer, saygı ve özendir. Biz GOD olarak, kongre, sempozyum, bölgesel toplantılarla Türk onkoloji topluluğu içinde bilgi birikimimizi paylaşmaya ve artırmaya çalışıyoruz.
Uluslararası kurumlarla iş birliğimizi artırmak, ortak çalışma projelerini geliştirmek hedeflerimiz arasındadır. Bu bağlamda SIOG Türkiye temsilciğini oluşturduk. Yıllık SIOG kongrelerinden birisini ülkemizde gerçekleştirmek için temaslarımız devam ediyor. Bu arada toplumsal farkındalığın artırılması, kültürel bariyerlerin aşılması açısından da medyanın desteğine gereksinim vardır. Bu alanda başlattığımız çalışmaların yaygınlaşması, sesimizin güçlü yankılar oluşturması için diğer meslek ve hasta dernekleriyle, resmi kurumlarla ve özel sektörle iş birliğine hazırız.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?