Son yıllarda sağlık çalışanlarına yönelik olarak işlenen suçlardan bir tanesi de tehdit suçu… TCK’ya göre, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Tehdidin; silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte ve var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde ise fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır.
Yargıtay: Komplikasyonlu doğuma gelmeyen doktor ölümden sorumludur
Yukarıda bahsettiğimiz olayda, yerel mahkemece verilen ve Yüksek Mahkeme tarafından da onanan kararda, sanığın sağlık çalışanlarına yönelik olarak ”bu hasta ölürse siz de buradan sağ çıkamazsınız” sözü, kanuni tanımda gösterilen, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eylemi olarak kabul edildi.
Yargıtaya göre tehdit suçunda fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir.
Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine yapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır.
Yargıtay, ölüm vakasında hekimi kusurlu gören Adli Tıp raporunu kabul etmedi
Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Bilhassa kamu sağlık kurumlarında en çok karşılaşılan tehdit sözünün “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” olduğu herkesin malumudur. Bu sözü sarfeden şahıslar, genellikle, nüfuzlu bir kişi olduklarını ya da siyasi nüfuzu olan şahıslarla yakınlıklarının bulunduğunu ima etmek suretiyle karşıdakine korku salmak, onu huzursuz etmek istemektedir. Nitekim bu söylemin, sürekli toplumun gözü önünde mesleklerini icra eden ve yoğun bir idari ve toplumsal denetime maruz kalan sağlık çalışanlarında ilave bir stres kaynağı olacağı tartışmasızdır. Bu yönüyle, adı geçen şahıslar açıkça tehdit suçunu işlemektedir. Sonuç olarak artık bir salgın haline gelen sağlıkta şiddet olaylarının önlenmesinde caydırıcı bir uygulama olarak bu kişilerin de tehdit suçundan cezalandırılmaları gerekmektedir.
İletişim için: bilgi@erkingocmen.av.tr
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?