Her bulanık görmenin nedeni görme bozukluğu olmayabilir. Bulanık görmenin yüksek kan şekeri değerlerinden kaynaklanan bir problem olabileceğini söyleyen Op. Dr. Mahmut Öztürk, yüksek kan şekeri, göz lensinde şişkinlik meydana getirerek bulanık görmenin de dâhil olduğu bir takım görme yeteneğini etkileyen değişikliklere neden olabileceğini ve bu nedenle hem açlık, hem de tokluk kan şekeri değerlerinin normal seviyelerde olması göz sağlığı açısından oldukça önemli olduğunu vurguluyor.
Diyabetten kaynaklanan bulanık görme rahatsızlığında sürenin önemini vurgulayan Op. Dr. Öztürk, ilk üç ay içinde kan şekeri değerleri normal seviyelere indirilirse ve bu seviyede tutulması başarılırsa hastanın görme yeteneğinin normale dönebileceğini belirtiyor. Kataraktın diyabetle olan ilişkisine dikkat çeken Op. Dr. Mahmut Öztürk, “Katarakt, göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır. Katarakt, tek tedavi yöntemi ameliyat olan ve ilerleyen yaştaki her insanın başına gelebilecek olan bir göz problemidir.
Ancak diyabetli kişilerde katarakt, çok daha erken dönemde oluşurken, göz merceğindeki matlaşma ve görüş kalitesinin azalması daha hızlı olabilir. Bu sebeple yılda 1 düzenli göz muayenesi özellikle diyabetli kişilerde daha da önem taşıyor” diyor.
Glokomun dünyada önlenebilir körlük nedenlerinin başında geldiğini belirten Op. Dr. Mahmut Öztürk, Glokom, 35 yaşından sonra herkeste ortaya çıkabilen ve sinsice ilerleyerek körlüğe neden olabilen ciddi bir hastalık olduğunu glokom nedeniyle kaybedilen görme geri döndürülemediği için dünyada önlenebilir körlüğe neden olan hastalıkların başında geldiğini belirtiyor. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi çok önemli ve diyabet açısından baktığımızda sık rastlanamasa da neovasküler glokom dediğimiz diyabetli hastalarda görülen bir hastalıktır. İris üzerinde yeni kan damarlarının oluşmasına neden bu hastalık, göz tansiyonunun yükselmesine sebep oluyor.
Diyabetli hastalarda sıklıkla görülen bir diğer önemli hastalığın diyabetik retinopati olduğunu söyleyen Op. Dr. Öztürk, “Retinadaki kılcal damarların yapısını bozan diyabet, hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına neden oluyor. Beslenmeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler ise retinada yeni küçük damarların gelişmesine yol açıyor. Normal retina damarlarından farklı olan bu küçük damarlar çok kolay kanama eğilimindedir. Göz içindeki bu kanamalar, retina yüzeyinde zarların gelişmesi ve retinanın yerinden ayrılması gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor” diyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?