Piyasadaki sahte ve kaçak ürünlerin tehlike saçtığını ve bunların kullanılmaması gerektiğini söyleyen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel, botoks, dolgu, cilt altı yenileme ve benzeri uygulamaların uzman kişilerce yapılması gerektiğini, ayrıca uygulanan bu ürünlerin güvenliğinin de kritik önemde olduğunu vurguladı. Sahte, kaçak gelmiş ürünler bulunduğunu ve bunların tehlike saçtığını belirten Prof. Dr. Akın Yücel, “Kaçak yollarla gelen, botoks, dolgu ya da cilt yenileme amaçlı malzemelerin içeriğinde hangi maddelerin yer aldığını bilmek ne yazık ki imkansız. Bu maddelerin ürünün gerektirdiği standartlar doğrultusunda örneğin; soğuk zinciri kırılmadan taşınması, yine uygun koşullarda saklanması gerekiyor. Sahte ya da kaçak yollarla gelen ürünlerin ne kadar saflaştırıldığı, etkenlik oranı da belli değildir” dedi.
Botoks uygulamasında hayati riskin çok düşük ihtimal olduğunu, normal dozun ancak 50 katı yapılması halinde risk doğduğunu belirten Prof. Dr. Yücel, “Sahte/kaçak botokstan beklenecek olumsuz etkiler; ürünlerin etkinliğinin azalmasıdır. Dört ay sürmesi beklenen etki bir ay sonra kaybolabilir yahut hiçbir fayda görülmeyebilir. Kaçak ürünlerde allerji riski daha yüksek olabilir. Ancak anaflaksi denilen şiddetli alerjik reaksiyonlar nadir de olsa hayati tehlikeye yol açabilir” bilgisini verdi.
Dolgu uygulamalarının en riskli grup olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yücel, sahte ürünlerin insanlara ciddi zararlar verebileceğinin altını çizdi. Basına da yansıyan olaylar olduğunu, doku kayıpları, biçimsel bozukluklar, körlük ve hatta hayat kaybına uzanan risklerin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Akın Yücel, “Dolgu uygulamalarının içeriği belirsiz üründen, ürünün uygulanması gerekenden fazla yahut yanlış bölgeye yapılmasından kaynaklanır. Kaliteli ürünlerle ve uzman hekimlerce yapıldığında dahi küçük de olsa alerjik risk taşıyan dolgular kalitesiz içerik, yetkin olmayan uygulayıcılar ve merdiven altı işletmelerde ciddi risk taşır hale gelirler. İçeriği bilinmeyen dolguların bulunduğu alandan temizlenmesi çok güçtür” diye konuştu.
Sağlık kurallarına uyan klinik, hastane, muayenehane gibi sağlık kuruluşlarında uygulanan dolguların içeriğinin belli olduğunu, olası bir yan etki ya da komplikasyonda müdahale prosedürlerinin bilindiğini belirten Prof. Dr. Yücel, içeriği bilinmeyen sahte ürünlerin bu açıdan da risk oluşturduğunu kaydederek, “Sahte ürünlerin hangi içeriklerden oluştuğu bilinemediği için bu ürünlerle yapılan uygulama sonrası gereken müdahalenin yapılması da zordur. Sahte içerikler çoğunlukla ‘merdiven altı’ olarak nitelediğimiz yetkisiz işletmelerde ortaya çıkar” dedi.
Prof. Dr. Akın Yücel, hastane, klinikler gibi estetik işlem yapma yetkisi almış kuruluşların kullandığı ürünlerin Sağlık Bakanlığı İlaç Takip Sistemi ve Ürün Takip Sistemi içinde takip edilen ürünler olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Akın Yücel, yüksek talep gören dolgu, botoks gibi işlemlerin zaman zaman kampanyalara konu edildiğini, maliyetinin çok altında uygulama yaptığını iddia eden işletmeler olabildiğini vurgulayarak, sağlıksız ürünleri piyasaya süren şirketlerin doktor ve sağlık kuruluşlarını dahi kandırmaya çalışabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Yücel, “Ortalama fiyatın çok altında maliyetle yapıldığı iddia edilen işlemlerden ve ürünlerden uzak durulmalıdır. Botoks ve sentetik dolgu işlemleri ise plastik cerrahlar, dermatologlar ya da bu konuda eğitim almış sertifika sahibi hekimlerce gerçekleştirilmelidir. Yetkisiz işletmelerde ve uzman olmayan kişilerin yaptığı uygulamalar risk taşır” dedi.
Hastaların da uygulamalar konusunda bilinçli ve dikkatli hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akın Yücel, “İşlem yaptırdığı yerin bu işlemi yaptırmaya ruhsatı bulunan, klinik, muayenehane ya da tıp merkezi/hastane olduğundan emin olmalı. Kendisine işlem yapan kişinin hekim olduğundan emin olmalı. Bu hekim, plastik cerrah ya da dermatoloji uzmanı ya da Sağlık Bakanlığı onaylı medikal estetik hekim ünvanlı bir hekim olmalıdır” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?