Kelime kökeni olarak antik Yunanca’dan gelen chole-(safra) ve stereos (katı hali belirtir) kelimelerinin birleşimine kimyasal bileşik özelliğini ifade eden –ol takısının gelmesiyle oluşan kolesterol yağ içeriği olan bir maddedir. Kolesterol en küçük yapısal birimi olan hücrelerinin dış zarlarının bütünlüğünü korumak ve akışkanlığını sağlamaktan sorumludur. Hücre zarı, yapısında bulunan kolesterol sayesinde hem sağlamlık hem de esneklik kazanır. Hayvan hücrelerinin bitki hücrelerinden en büyük farkı hücre zarlarında bulunan kolesterol içeriğidir.
Prof. Dr. Mehdi Zoghi: Kolesterol ile ilgili kafanızda soru işaret(ler)i kalmasın
Bunun dışında kolesterol steroid yapılı hormonların (böbreküstü bezi ve cinsiyet hormonları), safra asidi ve D-vitaminin üretiminde de görev almaktadır. Yetmiş kilogram ağırlığındaki bir erkeğin günlük kolesterol üretimi 1 gram civarındadır. Vücutta bulunan tüm kolesterol miktarı 35 gramdır ve bunun büyük kısmı hücre zarlarının yapısında yer almaktadır. Dolayısıyla sorun, makul düzeylerdeki kolesterol değil kanda vücudun ihtiyacından fazla miktarda ve oksitlenmiş halde bulunmasıdır.
Nitekim kalp damar hastalıklarının en sık rastlanılan şekli dilimizde “damar yağlanması” olarak ifade edebileceğimiz “ateroskleroz”dur. Yağ içeren tüm maddeler gibi kolesterol de suda çözünmez ve damarın içinde taşınması lipoprotein adı verilen maddeler aracılığıyla gerçekleştirilir. Lipoprotein’ler LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein), HDL (yüksek yoğunluklu lipoprotein), IDL ve VLDL’den oluşur. Bunlardan LDL kolesterol taşınmasının vücut için daha kolay ve daha sık kullanılan yoludur. Karaciğerde yapılan kolesterol, LDL aracılığıyla kan dolaşımına verilerek vücutta dağıtılır. Bununla birlikte LDL’nin fazlası ateroskleroz yani damarların yağlanması ve tıkanması ile sonuçlanacak plak oluşumu ile yakından ilişkilidir ve bu nedenle “kötü kolesterol” olarak anılmaktadır.
Azı karar, fazlası zarar!
Öte yandan HDL (yüksek yoğunluklu lipoprotein) damarlarda plak ve tıkanmaya yol açan kolesterolün dolaşımdan temizlenmesini sağlar ve “iyi kolesterol” olarak bilinmektedir. Bu denge başta kalıtsal olan ailevi risk faktörleri olmak üzere vücut yapısı, kullanılan ilaçlar ve diyet alışkanlıklarından etkilenebilmektedir. HDL her ne kadar “iyi kolesterol” olarak bilinse de son yapılan, geniş ölçekli klinik araştırmalarda yüksek HDL değerlerinin de kalp damar hastalıklarında artış ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Diğer bir deyişle iyi kolesterolün de fazlası vücudumuz için zararlı olabilmektedir. İlaçla yüksek (LDL) kolesterolü düşürmek için LDL sınır kişiden kişiye göre değişmektedir. Örneğin LDL kolesterol yüksekliği dışında hiç bir risk faktörü olmayan bir kişide sınırı 190 mg/dl ve üzeridir. Hipertansiyon ve 65 yaş üzeri kişilerde ise sınır 160 mg/dl olmakta iken şeker hastalığı veya kalp krizi geçirmiş olanlarda risk en yüksek olduğu için 70 mg/dl’e kadar düşmektedir. Kısacası, kolesterole karşı değiliz fazlasını zararlı olacağını biliyoruz. Herkese kolesterol düşürücü ilaç önermiyoruz.
Referanslar:
Sadava D, Hillis DM, Heller HC, Berenbaum MR. Life: The Science of Biology 9th Edition. 2011. San Francisco: Freeman. pp. 105-114.
Hanukoglu I. “Steroidogenic enzymes: structure, function, and role in regulation of steroid hormone biosynthesis.”J Steroid Biochem Mol Biol. 1992; 43: 779-804.
Payne AH, Hales DB. “Overview of steroidogenic enzymes in the pathway from cholesterol to active steroid hormones”. Endocrine Reviews. 2004; 25: 947-70.
Sacks FM, Lichtenstein AH, Wu JHY, Appel LJ, Creager MA, Kris-Etherton PM, ve ark. Dietary fats and cardiovascular disease: a presidential advisory from the American Heart Association. Circulation. 2017 Jun 15
Brunzell JD, Davidson M, Furberg CD, Goldberg RB, Howard BV, Stein JH, ve ark. “Lipoprotein management in patients with cardiometabolic risk: consensus statement from the American Diabetes Association and the American College of Cardiology Foundation”. Diabetes Care. 2008;31:811-22.
van der Steeg WA, Holme I, Boekholdt SM, Larsen ML, Lindahl C, Stroes ES, ve ark. “High-density lipoprotein cholesterol, high density lipoprotein particle size, and apolipoprotein A-I: significance for cardiovascular risk: the IDEAL and EPIC-Norfolk studies”. J Am Coll Cardiol. 2008; 51: 634-42.
Robinson JG, Wang S, Jacobson TA. “Meta-analysis of comparison of effectiveness of lowering apolipoprotein B versus low-density lipoprotein cholesterol and nonhigh-density lipoprotein cholesterol for cardiovascular risk reduction in randomized trials”. The American Journal of Cardiology. 2012; 110: 1468-76.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?