Ebru Şinik “Yorgun olduğunuz halde uyuyamıyorsanız bu zihninizin çok dolu olduğunu anlatır” diyor ve ekliyor, “Kaliteli bir uyku ve dinlenmiş bir şekilde uyanmak için hayatınıza ekleyeceğiniz basit rutinler, bu sorunu kolaylıkla giderecektir.”
Sağlıklı Yaş Almanın birincil gerekliliği şüphesiz dengede bir uyku düzenine sahip olmakta saklı. Bilim insanları sağlıklı bir yaşam için her insanın günde ortalama 6-8 saat uykuya ihtiyacı olduğunun altını çiziyor. Tabii ki uyku süresi kadar, ne zaman yatağa gidip uyuduğunuz da çok önemli. Sağlık, mutluluk ve denge ancak tabiatın ritimlerine ayak uydurduğumuz zaman kuruluyor. Yani güneş doğarken tabiatın uyanmasıyla güne başlamak ve güneş battıktan birkaç saat sonra ortalama 22.30-23.00 gibi uyumak için yatağa girmek en sağlıklısı. Çünkü bedenin kendini hem fizyolojik, hem de zihinsel seviyede yenilediği, toksinleri tahliye ettiği, hücresel yenilenmeyi gerçekleştirdiği saatler 22.30-04.00 aralığında. Ebru Şinik bu konuyu şöyle açıklıyor “Tabiatın ritimlerine uyum sağlamadan, bedenin detoks saatleri dışında uyuyorsanız beden kendi tamir mekanizmalarını gerektiği gibi çalıştıramaz.
Buna göre yaklaşık 22.30-02.00 saatleri aralığında fiziksel bedendeki detoks işlemleri gerçekleşirken, 02-00-04.00 aralığında da zihinsel detoks süreci gerçekleşiyor. Bu nedenle akşam yemeklerinin hafif geçirilmesini öneririz. Çünkü eğer akşam yemeğinde sindirim sistemine yük getiren ağır bir menü seçimi yapılmışsa, bedenin kendini yenilemek için kullanması gereken enerji, besinlerin hazmedilmesi için harcanmaya başlanır. Dolayısı ile bedenin gündelik olarak gerçekleştirdiği fiziksel yenilenme ve detoks süreci randımanlı bir şekilde gerçekleştirilememiş olur. Üzerine bir de yatağa 24.00’den, 01.00’den önce girmeyenlerdenseniz, bu durumda zaten fiziksel detoks saatlerinde uyanık olduğunuz için sabah yorgunluğu ve erken yaşlanma süreci hızla çalışmaya başlayacaktır. Geceleri uyuyamayıp, sabaha karşı yatağa gidenlerinse psikolojik rahatsızlıklardan kaçma şansları yok çünkü zihinsel detoksun gerçekleştiği 02.00-04.00 saat aralığında ayakta olanlar için zihin detoksu ve onunla bağlantılı olan bilinçaltı rahatlaması gerçekleşemiyor.”
Kışın gelmesi ve kaloriferlerin yanmasıyla beraber hepimizi bekleyen genel sorunlardan biri hiç şüphesiz burun içi kuruluğu. Oysa doğal dengesinde nemli olan bir burun mukozası sağlıklı bir nefes için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Bunun için, serçe parmağınızı bir miktar susam yağına batırın ve parmak ucunuzu burnunuza nazikçe sokarak, yumuşak hareketlerle burun deliklerinizin içini nazikçe susam yağı ile sıvayın.
Burun içi mukozası doğal nem dengesini koruduğu sürece, burundan nefes alırken mikroplar o derece iyi filtre edilebilir. Bu rutin sadece rahat bir uyku için değil, sabahları güne başlarken de kış boyunca uygulanmalı. Bu sayede grip başta olmak üzere solunum yoluyla alınabilecek mikroplara karşı kendinizi koruyabilirsiniz.
Sağlıklı bir uykunun sırrı ne? Uykusuzluğa karşı pratik çözümler ve öneriler
1.Dik ve konforlu bir oturuşa geçin veya ayak tabanlarınız yerde olacak şekilde yatağa uzanarak dizlerinizi kırın.
2.Ağız kapalı ve dil ucu da ateş noktası dediğimiz, iki ön dişin hemen arkasında, hafifçe, üst damağa da değen noktada konumlansın.
3.İki burun deliğinden basitlikle, ihtiyacınız kadar nefes alıp vermeye başlayın. Çok derin nefesler almak zorunda değilsiniz, sadece ihtiyacınız kadar nefes alın.
4.Nefes alırken karın dışarı doğru genişlerken, nefes verirken içeri doğru çekilmeli ve bu doğal bir şekilde gerçekleşmeli. Nefes alıp verirken karın kaslarının bu gel git süreci, diyafram kasının aktif çalıştığının göstergesidir.
5.Gözler kapalı, farkındalığınız karnınızda nefes alırken önce karnınız, daha sonra daha nefes alma ihtiyacı devam ediyorsa göğsünüz de şişmeye başlayacaktır.
6.Burada ikinci önemli nokta ise nefesi verirken, yavaş yavaş ciğerlerinizdeki son hava zerresi çıkana kadar nefesi boşaltmayı başarmanız. Hiç hava kalmadığına ikna olduktan sonra tekrar nefes alabilirsiniz.
7. Bu çalışmayı 10 dakika boyunca sürdürün.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?