Kaliteli bir uyku bizi güne hazırlayan bir yenilenme dönemi olmasının ötesinde, beynimizin ve bedenimizin uyanıkken yapamadığı işlevleri yerine getirmesini de sağlıyor. Uykunun yeterli ve kaliteli olması hem daha sağlıklı olmamız, hem de gündüz kendimizi daha iyi hissetmemiz için çok önemli. Ancak toplumda uyku ile ilgili doğru sanılan hatalı bilgiler nedeniyle yapılan yanlışlar, uykusuzluk ve gündüz aşırı uyku gibi birçok uyku bozukluğuna yol açarken, aynı zamanda tanı ile tedavinin de gecikmesine neden olabiliyor. Peki ama uyku ile ilgili doğru olduğunu düşündüğümüz hatalı bilgiler neler? Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumda yıllardır kulaktan kulağa yayılan ve doğru sanılan yanlış bilgileri anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Uyku Apnesi ve gündüz uykululuk hali, hayati sorunlara neden olabiliyor!
Doğrusu: Toplumda en çok inanılan hatalı bilgilerden biri, sağlıklı uykunun en az 8 saat olması gerektiği. Sanılanın aksine, sağlıklı uyku süresi kişiden kişiye değişiyor. Bu sürenin genlerimizde belirlenmiş olduğuna işaret eden Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu süreyi değiştirmemiz çok mümkün değil. Bununla birlikte, eğer gece uykusu sağlıksızsa, örneğin sık bölünüyorsa, kuşkusuz yatakta geçirilen toplam süre uzayacaktır. Bu da bir uyku bozukluğunun belirtisidir.”
Doğrusu: Kahve ve çayda bulunan maddeler uykuyu başlatan beyin hücrelerinde olumsuz etki oluşturuyor ve uykuya geçişimizi zorlaştırıyorlar. Bu durum kişisel farklılık gösterse de genel olarak, kahve, çay, enerji içecekleri ve kafein içeren diğer maddelerin uykuyu bozan etkileri 6 saate kadar uzayabiliyor. Yani öğleden sonra içilen koyu kahve veya çay, gece uykuya dalmayı zorlaştırabiliyor.
Doğrusu: Az uyumak, beynimizin sadece uykuda yapabildiği bazı işlevleri gerçekleştirmesini engelliyor. Örneğin bazı öğrenme ve bellek fonksiyonları için uyku şart. Az uyumak bu bellek işlevlerinin yerine getirilmesini önlüyor. Bunun sonucunda da daha zor öğrenir ve kavrar hale geliniyor. Yine bunun gibi bazı metabolik faaliyetlerin ve iştah düzenlemesinin sağlanması için de sağlıklı bir uyku-uyanıklık döngüsü çok önemli. İşte tam da bu nedenle yetersiz uyumak kilo alımıyla sonuçlanıyor.
Sağlıklı bir uykunun sırrı ne? Uykusuzluğa karşı pratik çözümler ve öneriler
Doğrusu: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumdaki yaygın inanışın aksine Uyku Apne Sendromu’nun aslında her yaşta ve her kiloda görülebildiğini belirterek, “İlerlemiş Uyku Apne Sendromu’nda hastalar çoğunlukla kilolu oluyorlar ama bu hastalığın bir sonucudur. Yani kilolu oldukları için hasta değillerdir; aksine hasta oldukları için kilo almış oluyorlar” diyor.
Doğrusu: Uyku testi de denilen polisomnografi uyku hastalıklarının tanısında en sık kullanılan bir laboratuvar yöntemi. “Ancak bu test, her uyku hastalığının tanısı için şart değildir” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şöyle devam ediyor: “Uyku hastalıklarının tanısı, tüm diğer hastalıklarda olduğu gibi hastanın şikayetlerinin anlaşılması, muayene edilmesi ve gerekli durumlarda uyku testi ile diğer laboratuvar tetkiklerinin yapılmasıyla konuyor. Yani uyku testi, önemli bir tanı yöntemidir ama her uyku hastalığının tanısı için gerekli bir test değildir.”
Doğrusu: Bu kesinlikle yanlış bir bilgi. Aslında insan beyni gece uyku, gündüz uyanıklık için hazırdır. Gece uyuyamayan bir kişinin, gündüz uyuması bir sonraki geceyi yine uykulu geçirmesine neden oluyor.
Doğrusu: Sağlıklı uyku için en önemli şartlardan biri, kalkma saatini mümkün olduğunca sabitlemek. Dolayısıyla gece kaçta yatılırsa yatılsın sabah aynı saatte kalkmalı. Hatta hafta sonu-hafta içi, iş günü-tatil günü fark etmeksizin sabahları aynı saatte yataktan kalkmak, sonraki gece, uykunun sağlıklı olması için en önemli kuralı oluşturuyor.
Doğrusu: Sanılanın aksine yatağa ne kadar yorgun girersek uykuya dalmamız o kadar zorlaşıyor. Bu nedenle, yatma saatinden birkaç saat öncesine kadar olan dönemde, ağır fiziksel aktivite gerektiren işleri yapmamalı, bu saatlerde spordan ve diğer fiziksel aktivitelerden uzak durmalı. Yatağa dinlenmiş olarak girmek uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır.
Uykuya dalamama “kaygı”, erken uyanma “depresyon” habercisi olabilir
Doğrusu: Yatakta kitap okumak, televizyon seyretmek, telefon veya bilgisayarda zaman geçirmek sanılanın tam aksine uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Bu tür aktiviteleri, yatak dışında, hatta mümkünse başka bir odada gerçekleştirmek ve yatağı uyku için kullanmak gerekiyor. Aslında bunun tam tersi de geçerli. Yani yatak dışında uyumak, uyuklamak da sağlıklı uykuyu bozan bir faktör.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?