Nefes açıcı ilaçlar-spreyler, kafeinli içecekler, diyet hapları, hastalıklar, yattığımız odadaki kötü koşullar… Bunların hepsinin birer uykusuzluk nedeni olduğunu belirten Bölükbaşı, sigaranın da uykusuzlukta büyük rol oynadığını şu şekilde vurguladı: “Sigara tiryakileri genellikle tavşan uykusu uyurlar. REM uykuları (göz hareketlerinin aktif olduğu uyku) miktarları azdır. Uyuduktan 3-4 saat sonra kanda nikotin miktarının kritik düzeyin altına düşmesi nedeniyle uyanırlar”
Uyku Apnesi ve gündüz uykululuk hali, hayati sorunlara neden olabiliyor!
Alkol de uykuyu bozar. Uykusuzluk çeken insanların çoğu sorununu alkolle çözmeyi dener. Ama bu yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktır. Çok farkına bile varmadan alkolik olur! Oysa ki alkol sadece hafif uyku dönemini tetikler. Uykunun tamir işlevi olan diğer bölümlerinin miktarını azaltır.
Yenidoğanlarda genellikle 16 saat, yetişkinlerde ise 7-8 saat uyku genellikle yeterli olur. Genç erişkinler ortalama dokuz saat uykuya ihtiyaç duyarlar. Gebeliğin ilk 3 ayında, kadınların uyku gereksinimi artar. Normal süresinden çalınmış bir uyku miktarı, bir tür ‘uyku borcu’ yaratır. Vücut, eninde sonunda bu borcun geri ödenmesini ister. Uykunun yetersiz olması muhakeme yetisi ya da tepki süresini olumsuz etkiler. İnsanlar yaşlandıkça uyku süresi azalır ve uyku hafifler. 65 yaşın üstünde uykusuzluk sık görülen bir sorundur.
Eğer gün boyu uykulu bir şekilde dolaşıyorsanız ya da 5 dakikalık bir uzanmada bile hemen uykuya dalabiliyorsanız ciddi bir uyku sorununuz var demektir. Uykuyla ilişkili sağlık sorunları hemen hemen tıbbın tüm alanlarını ilgilendiriyor. Felç ya da astım krizleri gündüz yerine gece ya da sabaha karşı uykuda daha sıktır. Muhtemel sebep, uykuyla ilişkili olarak değişen kalp hızı ya da hormonal düzey değişiklikleridir. Uykusuzluk, bazı epilepsi türlerinde nöbet gelişimini tetikler.
Uykusuzluk (insomnia) nedenleri ve iyi bir uyku için pratik çözümler
Ruhsal hastalıkların da çoğunda uyku sorunları gelişir. Örneğin, depresyon hastaları sabahın çok erken saatlerinde kalkar ve tekrar uykuya dalma isteklerine karşın genelde bunu başaramazlar. Alınan uyku miktarı, ruhsal hastalık belirtilerini şiddetini doğrudan etkiler. Manik depresif kişilerde uyku yoksunluğu manik dönemleri (saldırganlık ve aşırı aktivite) tetikleyebilir.
Uyku apnesi horlama sırasında solunumun durmasına denir. Uyku apnesi çeken kişiler, geceleri oksijensiz kaldığından, sabahları baş ağrısı çeker ve gün boyu kendilerini yorgun hisseder . Bu kişilerde cinsel isteksizlik, bilişsel işlevlerin zayıflaması, kan basıncı artışı, kalp ritim düzensizlikleri de gelişebilir. Uyku apnesi, felç ya da kalp krizi riskini belirgin biçimde arttırır. Uykuda solunum durmasına bağlı ölüm nedenleri arasındadır. Tedavi edilmemiş uyku apnesi hastalarında, trafik kazası yapma riski 3 kat artar.
Özellikle uyku sırasında bacaklara giren kramplar, uyuşmalar, çimdiklenmeler ve karıncalanma hisleridir. Hasta devamlı bacaklarını oynatma ihtiyacı duyar. Huzursuz Bacak Sendromunun her yaşta görülebileceğini söyleyen Bölükbaşı, “Kansızlık(demir eksikliği anemisi), gebelik ve şeker hastalığı bu duruma zemin hazırlar. Bir nörokimyasal uyarıcı olan dopamin benzerlerinin verilmesiyle hasta rahatlar” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?