Philips’in desteği ile düzenlenen, Dünya Uyku Federasyonu Başkanı Dr. Clete Anthony Kushida, Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oya İtil, Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Özgen, Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu ve Philips Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu Türkiye & Rusya / Orta Asya Uyku ve Solunum Hizmetleri İşletme Müdürü Marc Krueger’in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında, Dünya’da ve Türkiye’de uyku bozuklukları ile ilgili yapılan araştırmalar, yeni tedavi yöntemleri, uyku apnesi ve kanser ilişkisi ile uyku apnesinin iş kazalarına etkisi konuları ile ilgili önemli veriler paylaşıldı.
En az 10 saniye ve üzeri süre boyunca solunumun durması uyku apnesi olarak kabul ediliyor. Uyku apnesi erken dönemde tedavi edilmezse ileride kanser, kalp, inme, yüksek tansiyon ve felce sebep olabiliyor. Bir insan, hayatının yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyor. Uyku hali, beyindeki elektrik aktivitesinin değiştiği ve etrafımızı algılamadığımız, ancak geri dönüşü olan bir çeşit bilinçsizlik hali olarak tanımlanıyor.
Uyku bozukluğu hastalığının belirtileri arasında horlama, uykuda nefes durması, gece bol bol uyumaya rağmen gündüz çekilen yorgunluk, uykudan rahat bir şekilde uyanamamak ve gündüz ne kadar çok uyusa da uykusunu alamadan kalkmak bulunuyor.
Uykuda solunum bozukluklarının, son 10 yıldır toplumda ve özellikle kadınlarda oldukça sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan bir hastalık olarak gündeme geldiğini belirten Türk Uyku Tıbbı Derneği Başkanı Oya İtil, “Derneğimizin 2010 yılında yaptığı çok merkezli çalışmada Türkiye’de toplam 5021 (2598 kadın, 2423 erkek, yaş ortalaması: 40.7)kişiye anket uygulandı. Uykuda solunum bozukluğu ( USB ) riski erkeklerde % 11.1, kadınlarda ise % 20.2 gibi daha yüksek oranda bulunmuştur.
Kadın cinsiyet, ileri yaş, sigara içme durumu, düşük eğitim düzeyi ile Uykuda Solunum Bozukluğu görülme oranı ilişkili bulunmuştur. Kadınlardaki artan obezite oranları bu durumu açıklayabilir. Menopoz uykuda solunum bozukluğu riskini arttırır. Hormon tedavisi görmeyen postmenopozal kadınlarda hafif derecede uykuda solunum bozukluğu % 9.7, premenopozal kadınlarda ise % 3.2 oranında görülür” dedi.
Uyku kanserden korunmadaki önemli etkenlerden biri. Çünkü kanser hücrelerinin önemli bir kısmı uyku sırasında öldürülüyor. Uyku apne sendromunun uyku ile ilişkili hastalıklar arasında en çok dikkat edilmesi gereken ve tedavi edilmezse vücutta birçok bozukluğa neden olabilecek hastalıklardan olduğunu söyleyen İtil, “İlk kez, iki ayrı çalışma da insanlarda uyku apnesi ve kanser arasında bir bağlantı bulundu. Çalışmalardan biri Wisconsin Üniversitesi’nde yapıldı. Araştırmacılar obstrüktif uyku apnesi ve kanser ölümleri arasında olası bir ilişkiyi araştırmak için uzun vadeli, kapsamlı bir uyku çalışması verileri kullandılar. 1522 erkek ve kadının, uyku ve sağlığı ile ilgili verileri 22 yıl boyunca takip edildi ve sonuçlar derlendi.
Hafif uyku apnesi varlığı olan grupta kanserden ölüm riski yüzde 10 artış ile ilişkili bulunmuştur. Orta uyku apnesi olanlarda kanser ile ilişkili ölüm riskinin iki kat daha arttığı bulunmuştur. Şiddetli uyku apnesinde, kanserden ölüm yaklaşık beş kat artış ile ilişkilendirilmiştir. İspanya’da yapılan çalışmalarda melanom tümörünün normal ve düzenli oksijen solunumu olan farelere göre oksijen yoksunluğu olanlarda daha çabuk büyüyüp yayıldığını bulmuşlardır” dedi.
Vücutta anlık gelişen kanser hücrelerinin önemli bir kısmının, bağışıklık sistemi hücreleri tarafından uyku sırasında öldürüldüğünü belirten İtil, “İyi uyuyan kişilerin bağışıklık sistemi de daha güçlüdür. Dolayısıyla uyku kalitesi bozuk olan, yeterince uyuyamayan ya da uyku bozuklukları yaşayanlarda kanser gelişme ihtimali artar. Örneğin uyku apnesi olanlar, kanser için daha fazla risk altındadır” diye konuştu.
Uyku apnesinin ülkelere göre farklılık gösterdiğini vurgulayan Dünya Uyku Federasyonu Başkanı Dr. Clete Anthony Kushida “Hongkong’da tahmini olarak erkeklerin %4.1’ü, Kore’de orta yaş erkeklerin %27’si, kadınların %16’sının uyku apnesi sorununu yaşıyor. Hindistan’da 35-65 yaş aralığındaki erkeklerin %19.5’inde uyku apnesi sorunu var. Amerika’da yaşayan Afro-Amerikan, caucasianlar ve Afro-Amerikan olmayanlar arasında yapılan uyku sağlığı çalışmasına göre 25-65 yaşlarında Afro-Amerikanlar’da Afro Amerikan olmayana göre hastalık iki katı daha az görülüyor. Ancak Afro-Amerikan ve caucasian’lar arasında bir farklılık bulunmuyor” şeklinde konuştu.
Uyku apnesi nedir? Apne belirtileri, testi, tanısı ve tedavisi
Uyuyamama sorunu bir çok hastalığı beraberinde getiriyor diyen Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Özgen,”Kadınlar erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazla uykusuzluk tanısı alıyor. Uykusuzluk semptomlarıyaşla beraber artıyor. (65 yaşın üzerinde yaşlı bireylerde uykusuzluk semptomu sıklığı% 50’lere ulaşır). Düşük gelir ve eğitim düzeyine sahip bireylerde uykusuzluk sıklığı artıyor. İşsizlerde, çalışanlara göre daha sık, ayrı yaşayanlar, boşanmış ve dullarda da daha sık görülüyor” dedi.
6 saatten az 10 saatten çok uyuyanlarda ölüm oranı yüksek.4 saatin altındaki uykunun ölüm oranını erkeklerde 2.8kadınlarda1.5 kat arttırdığının saptandığını söyleyen Özgen, “Bir araştırmada insomniyaklarda3.5 yıl içinde (insomniolmayanlara göre) depresyon gelişiminin 4 kat, anksiyete bozukluğu gelişiminin 2 kat, madde kötüye kullanımı ya da bağımlığının da 7 kat fazla görüldüğü belirlenmiştir” dedi.
Uyku apnesi, gündüz uyanıklığını ciddi şekilde azaltan, konsantrasyonu bozan en önemli etkendir diyen Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, “Uyku apneli kişiler, çalışma hayatında hata yapmaya eğilimli olan ve bu nedenle iş kazaları ile daha çok karşılaşan kişilerdir.
Özellikle dikkat gerektiren ve sürekli aktif durumda olunması gereken mesleklerde çalışan kişilerde uyku apnesi daha çok iş kazalarına yol açıyor. Ayrıca vardiyalı işlerde çalışanlarda da bu tablo daha şiddetli ve sık oluyor. Tüm epidemiyolojik verilerde erkeklerde uyku apnesinin daha sık görüldüğü saptanmıştır. Bu nedenle uyku apnesine bağlı iş kazaları erkeklerde daha sık görülmektedir” bilgisini verdi.
Engelleyici uyku apnesi ve tedavi edilmemiş apnenin sebep olduğu yol ve iş kazaları, uzun dönemde kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet riskiyle ilgili farkındalığın Türkiye’de hala çok az olduğunu belirten Philips Uyku ve Solunum Hizmetleri İşletme Müdürü (Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu Türkiye & Rusya/ Orta Asya) Marc Krueger ise, “Philips hastalara en uygun ve rahat tedavinin uygulanması için medikal topluluklara tanı ve tedavi çözümleri geliştiriyor” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?