Horlama, uykuda nefes durması, gündüz aşırı uyku hali, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, cinsel isteksizlik, hipertansiyon, insülin direnci gibi problemler uyku apnesini işaret edebilir. Tedavi edilmeyen uyku apne hastalığı, ilerleyen dönemlerde kalp damar ve beyin damar hastalıkları riskinde de artışa yol açabilmektedir.
Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülebilen uyku apnesinden şüphelenilmesi gereken bir durum da gece özellikle baş ve boyun bölgesinde terlemede artış yaşanması ve gece sık sık idrara kalkılmasıdır. Sabah yorgun, baş ağrısı ve ağız kuruluğu ile uyanılması da uyku apne sendromunun belirtileri arasındadır.
Uyku apnesi gece uykusunda solunum düzensizliğine ve çok gürültülü horlamalara neden olmaktadır. Bu tip horlamalar daha çok sırtüstü uyuma ile gerçekleşen horlama durumlarından farklıdır. Çünkü uyku apnesine bağlı horlamalar, her türlü uyuma pozisyonda gerçekleşmektedir. Uyku apnesi hastalığında, solunum düzensizliğine ek olarak sık sık ve uzun süreli olarak nefes durma problemi de yaşanmaktadır.
Uyku apnesi nedir? Apne belirtileri, testi, tanısı ve tedavisi
Uyku boyunca birçok kez 10 saniyeden bir dakikaya kadar ulaşan solunum durmaları görülmektedir. Bu tür nefes durmaları, oksijen ve uyku yetersizliğine neden olmaktadır.
Uyku apnesinin belirtilerinin hasta tarafından fark edilmesi zordur. Bu konuda kişinin uyku durumunu bilen eşi, ebeveynleri, çocukları ya da yakınları tarafından doğru bilgi sağlanmalıdır. Uyku apnesinin varlığından söz edebilmek için 3 önemli soruyu cevaplandırmak çok önemlidir. Horlama, uykuda nefes durması ve gündüz artmış uyku hali var mı? Bu 3 soruya “evet” yanıtı veriliyorsa, bu durum uyku apnesi ile karşı karşıya olunduğu anlamına gelecektir. Bunun için en kısa sürede bir doktora başvurulmalıdır.
Uyku apnesinin tanısı ve derecesi “polisomnografi testi” ile belirlenmektedir. Bu testin sonucuna göre tedavi de şekillenmektedir. Polisomnografi testi ile; elektroensefalografi (EEG), elektrookülografi (EOG), elektrokardiyografi (EKG), elektromiyografi (EMG), göğüs ve karın hareketleri kaydını içeren solunum eforu, burun ve ağızdan hava akımı kaydı, oksijen satürasyonu, vücut pozisyonu gibi 8 parametrenin gece boyunca 7 saat süre ile takibi sağlanmaktadır. Kişinin bir geceyi uyku laboratuvarında geçirmesi ile uyku apnesi teşhisi konulabilmektedir.
Test sonucuna göre uyku apnesinin derecesi belirlenmekte ve tedavi planı belirlenmektedir. Kişinin uyku apne derecesine bağlı olarak “Pozitif Hava Basıncı-PAP” cihazları ile ya da gibi kulak burun boğaz doktorları tarafından uygulanan cerrahi yöntemler ile tedavi sağlanabilmektedir. Tüm hastalara genel olarak kilo verilmesi, sigara ve alkolün bırakılması önerilmektedir. Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, obezite gibi hastalıklar açısından riski yüksek olan kişilerde uyku apne sendromunun teşhis ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?