Mide, sindirimin dışında sekresyon, motilite, intoksisite ve emilim fonksiyonları olan bir organdır. Bu yazıda işlenen olan mide hastalıkları ve bu hastalıklara dair beslenme önerileri şunlardır; Dispepsi-Hazımsızlık, Gastirit, Reflü ve Dumping sendromudur. 

Sitotoksik ilaçlar, örneğin bulantı, hematolojik değişiklikler, saç dökülmesi, nöropati, kardiyak kaslarda, akciğerlerde, karaciğerde ve böbreklerde hasar yanında infüzyon sırasında ilaç deri altı dokusuna girdiğinde oluşan deri reaksiyonlarına sebep olur.

Balon maske ventilasyonu, bir hastanın solunum fonksiyonu tehlikeye girdiğinde sahip olunması gereken en önemli beceridir. Supraglottik solunum yolu cihazları (laringeal solunum yolu maskesi ve tüpü) trakea entübe edilmesine gerek kalmadan hastanın solunum yolları fonksiyonlarının idamesi için kullanılabilir.

Obezitenin tedavisi için pek çok etkili yöntem mevcuttur. Gerçekçi hedef kilo belirlenmelidir, yani ağırlığın yaklaşık %5-10 kadar azalmasıdır. Hastaların beslenme ve egzersiz alışkanlıklarında gerekli değişiklikleri yapmaya istekli olması çok önemli bir fonksiyona sahiptir.

Kalıtsal dislipidemisi, özellikle de anne babanın geçmişinde koroner kalp hastalığı ve yüksek kan lipit düzeyleri bulunmasına dayalı ailevi hiperkolesterolemisi, olan çocukların belirlemek ve tedaviye yönlendirmek büyük öneme sahiptir. Ancak teşhis için tüm çocuk popülasyonunun taranması önerilmez.

Tip 1 diyabet ömür boyu süren kronik bir sorun olduğu için hastalarında diyet tedavisi ve egzersiz uygulamaları büyük önem taşımaktadır. Tip 1 diyabette kan şekerinin normale yakın seviyelerde tutulması komplikasyonlarla karşılaşma riskini azaltır.

Bariatrik cerrahi (obezite ameliyatı) günümüzde giderek yaygınlaşan yöntemlerden birisidir ve uzun vadede bariatrik ameliyatın sonuçları genelde konvansiyonel yöntemlerle alınanlardan önemli derecede daha iyidir.

Lokal ileri evre meme kanserinde meme koruyucu cerrahinin yeri konusunda ortak bir konsensus bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. M. Bahadır Güllüoğlu, bu alanda görüş birliği oluşturabilecek nitelikte yüksek düzeyde kanıtlar bulunmadığını belirtiyor.

Son yıllara kadar kanser tedavisinin tümöre spesifik olmayan ilaçlarla yapıldığını ve bunun ciddi yan etkilere neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kadri Altundağ, hede­fe yönelik’ tedaviler ile birlikte kanser tedavisinde yeni bir dönem başladığını belirtiyor.

Erken evre meme kanserlerinde aksiler lenf nodüllerinin durumunun en önemli prognostik belirteç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahsine Tolunay, lenf nodülü metastazının saptanması, cerra­hiden sonra adjuvan kemoterapi için anahtar faktör olduğunu belirtiyor.

Duktal Karsinoma İn Situ’da (DCIS) tartışmalı konular; hakkında bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Serdar Özbaş, meme koruyucu cerrahi mi, mastektomi+rekonstrüksiyon mu? sorusuna yanıt veriyor.

Prof. Dr. Cihan Uras’ın İstanbul Meme Kanseri Konferansı ve Ulusal Meme Kanseri Konsensus Toplantısı’nda Sentinel lenf nodülü biyopsisi (SLNB), mikrometastazlarda yaklaşım isimli sunumu…

Günümüzde adli tıbbın en çok uğraştığı konulardan birisi farklı alanlarda bulunan kemiklerin yaşının saptanmasıdır. Bu konu hem hukuk açısından hemde arkeoloji ve tarih açısından oldukça önemlidir. Uzmanlar mevcut yöntemlerin yeterince güvenli olmadığı görüşünde.