Bağımlılığın toplumsal bir sağlık sorunu haline geldiğini ve bulaşıcı bir hastalık gibi özellikleri olduğunu belirten Prof. Dr. Dilbaz, madde kullanımının 18-20 yaş altında olduğunu gözlemlediklerini kaydetti. Gençlerin madde bağımlılığı için hedef seçildiğine dikkat çeken Prof.Dr. Dilbaz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Hedefte olan gençler maddeye denemeyle başlıyor. Gençlik döneminde her şey deneniyor. İlk deneme bir süre sonra sosyal kullanım haline geliyor. Öyle ki sosyalleşme aracı oluyor adeta ve bir alt kültür oluşturuyor, kişiyi içine alıyor. Daha sonra orada başka maddelerle de tanışıyor. Sonrasında madde kaygı ve mutsuzluğu giderme aracı oluyor. Son aşamada yaşamak için kullanma halini alıyor. Aşama aşama buraya varıyor madde kullanımı. Yaşamın amacı oluyor bir süre sonra.
Gençlik zaten bana bir şey olmaz diyen gruptan oluşuyor. Hastalanmam, trafikte seyrederken hız yapıyor kaza yapmam diyor ve ölümsüz olduğunu, hiç hastalanmayacağını düşünüyor. Bağımlılık kişilik zayıflığı değil bir hastalık. Bağımlıların çoğu ‘üzüldüm kullandım, sevindim kullandım’ diyor. Sorun çözemedikleri için kullanıyorlar. Eğlenmek için neden bir araç olsun ki madde. Esrar için ottur zararı yoktur diyorlar. Halbuki esrar beyni ciddi tahrip eden bir madde. Şizofreniye yol açıyor. Genetik olarak kişi bunu taşıyorsa içilen esrar onu tetikliyor.
Zamanında tedavi edilmeyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu rahatsızlıkları ilerleyen yaşlarda kişinin bağımlılığa yakalanma riskini artırıyor. İstatistiklere bakıldığında madde kullanan erişkinlerin % 25’inin bu rahatsızlıkları yaşadığını gösteriyor. Çocukları doğru tedavi ettirmezsek madde kullanımı riski artar. Kaygı bozukluğu dediğimiz, başkalarının yanında sosyalleşememe, konuşamama, yeni insanlarla tanışamama problemi yaşayan kişiler bir bardak alkol aldığında rahatladığını görüyor ve kullanmaya başlıyor. Utangaç, sosyal kaygısı olanlar kişilerde madde bağımlılığı normale oranla 13 kat daha fazla.
Hayır diyemeyen çocuk daha kolay bağımlı oluyor!
Ne kadar baskı yaparsanız yapın öyle ya da böyle bu genç bir şekilde zararlı bir şeyle karşı karşıya gelecektir. Aile olarak eğitim verirken yapmaması gereken şeyler konusunda çocuğa hayır demeyi öğretmek gerekir. Ebeveyn olarak ‘Sen düşünme ben senin yerine karar verir, düşünürüm’ mesajı vermemek lazım. Çocuklara kendi kendini kontrol etmeyi öğretmeliyiz. Aksi halde onu başkaları kontrol edecektir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?