Türkiye’deki en sağlıklı besinlerden olan beyaz et, bilgi kirliliğine kurban ediliyor

Yazan Hatice Pala Kaya
Kategori: Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

Besi tavukçuluğu, yumurta ve civciv sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin örgütlü olduğu Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Başkanı Dr. Sait Koca, kanatlı etinin Türkiye’deki en sağlıklı gıdalardan biri olduğunu söyledi. Tavuk etinde hormon ya da antibiyotik kullanılmadığını söyleyen Dr. Koca, “köy tavuğu” ya da ‘organik tavuk’ olarak satışa sunulanların da %95’inin bu vasıfları taşımadığını belirtti. Besi tavukçuluğuyla ilgili sıklıkla kamuoyuna yansıyan sağlık tartışmalarına da beyaz et sektörü açısından değinen Dr. Koca, “Tavuğun gezmiş olması besin değeri olarak bir artı değer getirmiyor ama açıkta gezen hayvanlarda hastalık açısından soru işareti var. Nerede geziyor, neye bulaşıyor, bilemiyorsunuz. Kuş gribi olaylarının çıkma kaynağı hep bu açıktaki hayvanlar” dedi.

Antalya’da 27-30 Nisan tarihleri arasında yapılan 4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi tamamlandı. BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, basına verdiği bilgide, sektörle ilgili tartışmalara ve iddialara yanıt verdi. Dr. Koca’nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Kongrenin açılış konuşmalarında tavuk eti ile ilgili spekülasyonlardan bahsedildi. Son dönemde tavuk eti üretimi ve tüketimi konusunda da ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu söylediniz. Toplum olarak insanların bu konuda kafası çok karışık. Tavuk eti tüketirken içimiz rahat olsun mu, neler söylemek istersiniz?

Dr. Sait Koca: Dikkat ederseniz bu konuda özellikle konuşan, açıklamalar yapan, medya karşısına çıkan, belki pirim yapan sayılı kişi var. Bu kişiler akıllarına gelen her şeyi söylüyorlar. Söylediklerinin bir tanesinde bile doğru yok. Her söyledikleri yanlış bilgiler. Ben kesinlikle iddia ediyorum, tavuk eti Türkiye’deki gıdalar içerisinde en sağlıklı gıdalardan birisidir. Bu kadar iddialı konuşabiliyorum çünkü biz üretimin her aşamasını bilen bir sektörüz ve üretimin her aşaması bizim kontrolümüzde. Civciv üretiminden, anne babadan, kuluçkalık yumurta üretiminden hatta anne babanın anne babasının üretiminden başlayarak pazara kadar takip eden bir zincirimiz var.

Bilgi kirliliği doğru beslenmeyi engelliyor ve toplum sağlığını tehdit ediyor

Bugün marketten aldığınız bir ürünün vereceğiniz bir bilgi ile her firmanın farklı olabiliyor, biz kümese kadar ulaşabiliyoruz. Hangi aşamada, hangi personel üzerinden geçti, kim hata yaptıya ulaşabiliyoruz. Yani kesimhane içerisindeki aşamalarına kadar takip ediliyor. Günlük 20-25 bin kontrol noktamız var. Böyle üretim yapan bir sektör yanlış yapamaz. “Tavuk eti sağlıklı mı, değil mi?” tartışması konusunda hiçbir tereddüdünüz olmasın. Söylediğim gibi tavuk eti en sağlıklı gıdalardan biri. Bugün ülkemizde, rakamlara baktığımız zaman et tüketimimiz düşük, daha fazla et tüketmek zorundayız. Hayvansal protein olmadan düzgün bir beslenme de olmayacaktır.

– Peki, siz ortaya atılan iddialara karşı ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz, neler söylüyorsunuz?

Dr. Sait Koca: Son zamanlarda bu tür konuşmalar yapan kişilere yanıt vermeyi durdurdum çünkü bilimsel bir cevap veriyoruz bu defa başka bir yanlış ortaya atmaya başlıyorlar kendilerini haklı çıkarabilmek için. Buna karşılık ise bizim muhatabımız olan başka kesimlerle daha farklı çalışmalara başladık. Örneğin; diyetisyenlerin kongrelerine, toplantılarına katılıyoruz. Uydu sempozyumlar gerçekleştirerek, orada işin birebir muhataplarına olayı ulaştırmaya çalışıyoruz.

Mesela; son olarak aile hekimleri ile bir çalışma başlattık. Türkiye’deki belli başlı büyük illerdeki dernek başkanlarına, federasyon başkanına tesislerimizi açtık, gezdirdik, olayları anlattık. Bundan sonra da birlikte, yanlış konuşanlara cevap vermeye çalışacağız. Geçen hafta Antalya’da kanser kongresi vardı. Toplantılarda, sunumlarda benim söylediklerimi, tavuk etinin kanser yapmadığını, o tür olaylar olmadığını artık onkologlar, bilim adamları da söyleyebiliyorlar.

Tavuk üretiminde antibiyotik kullanıldığına dair iddialar var. Üretim esnasında tavukların yemine, suyuna hormon verildiği söyleniyor. Bunların doğruluk payı nedir?

Dr. Sait Koca: Hormon kullanımı hiç olmadı, kesinlikle yok, dünyada da yok. Siz bir ürünü neden kullanırsınız? On kuruşluk harcama yaparsınız, 11 kuruş almaya uğraşırsınız. Hormona 10 kuruş harcarsanız, 8 kuruşluk gelir elde edersiniz. Siz üretici olsanız kullanır mısınız? Dünya da kullanmıyor ve ticari anlamda kullanma amaçlı hormon üretimi de yok. Birileri böyle söylüyor ama kesinlikle yok.

Türkiye’de son on yılda yemdeki bütün antibiyotikler yasaklandı, zaten kullanılmıyor. Biz sektör olarak, ilaç olarak kullanılan antibiyotiği dahi az kullandırmaya çalışıyoruz ve bir proje geliştirdik, tüm rakamları takip ediyoruz. Şu anda Türkiye’de AB’nin ortalamasının çok altındayız. AB’yi emsal almamızın nedeni, oradaki modelleri uyguluyor olmamız. Son günlerde yine “dünyada antibiyotikli yem yapımı azalıyor” diye haberler yapılıyor.

İlaç besin etkileşimleri tedavi sürecini ciddi düzeyde olumsuz etkileyebilir

Bu tip haberler bizi ve AB’yi hiç alakadar etmiyor. Biz de zaten yasak ama Amerika’da, Brezilya’da vs. serbest. Onlar dahi yasal izin olmasına rağmen azaltıyorlar. Onun dışında ilaç olarak kullanılanlarda ette kalıntı bırakmaması için geri çekme süresi vardır, ilacın prospektüsünde yazan o süreye mutlaka riayet edilir ve yetiştirici bile hangi ilacın, kaç gün önce geri çekileceğini bilir, o konularda eğitilmiştir.

Tavuk firmalarının ürettiği tavuklar konusundaki haberlerin ardından insanların köy tavuğuna yönlendiğini görüyoruz. Marketlerde de satılabiliyor. Bu tür köy tavukları ne kadar sağlıklıdır?

Dr. Sait Koca: Biz konuşmalarımızda hiçbir zaman köy tavuğu iyidir ya da kötüdür demiyoruz. Çünkü köy tavuğu da bir üretim modelidir, tercih eden onu alabilir ama şuna karşıyız; bugün markette köy tavuğu diye satılanların yüzde 95’i köy tavuğu değil. Köy tavuğu olarak satılan tavukların büyük çoğunluğu, verimini doldurduktan sonra kesime giden yumurta tavukları. Kart tavuk da diyebilirsiniz. Ambalaja girip, güvenilir kontrollerinin yapılmış olması lazım. Gerçek manada organik, doğal ya da köy tavuğu talep ediliyorsa ve bunu talep eden müşteri varsa biz de üretiriz, o da bir üretim modelidir ama bunlar hep bir maliyettir.

Buna gerek var mı yok mu tartışılabilir. Çünkü besin olarak hiçbir farkı yoktur. Sağlıklı olması açısından da bizim ürettiğimiz hayvanlar hep kontrol altındadır. Zamanında aşısı yapılır, hasta olursa tedavisi yapılır. Evet, o üretim modeli de kullanılabilir ama artık bu kadar üretimi bu modelle üretmemiz mümkün değil. Kişi başına 23 kg. tüketimden bahsediyoruz. Bu günde 4-5 milyon arası hayvan kesimi demektir.

Gezen tavuk ve gezen tavuğun yumurtası tartışması için ne düşünüyorsunuz?

Dr. Sait Koca: Biraz önce verdiğim örnek yumurta için de geçerli. Tavuğun gezmiş olması besin değeri olarak bir artı getirmiyor ama hijyen açısından onda da yine bir soru işareti var. Nerede geziyor, ne yapıyor, neye bulaşıyor, hiçbir şeyi bilemiyorsunuz. Kuş gribi olaylarının çıkma kaynağı hep bu açıktaki hayvanlar. Kuş gribi kümese geldiğinde üçüncü güne hayvan kalmıyor, hepsi ölüyor. Tüketiciye ulaştıracak hayvan kalmıyor, üreticiyi de tamamen bitiriyor. Ama diğerinde daha kontrollü bir ortamda, veteriner hekimlerin, ziraat mühendislerinin, zooteknisyenin kontrolünde bir üretimden bahsediyoruz. Tavukçuluğun en hassas konusunun biyogüvenlik olduğunu düşünüyoruz. Sektör olarak biyogüvenlik eğitimlerine başladık. Bizim kümeslerimize hastalığın girmemesi için her türlü önlemi alıyoruz. Avrupa’nın bizden öğreneceği çok şey var.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla