Hipertansiyon Uzlaşı Raporu, 5 derneğin; Türk Nefroloji Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, Türk İç Hastalıkları Derneği, Türk Hipertansiyon Böbrek Hastalıkları, Türkiye Endokirinoloji ve Metebolizma Derneği’nin biraraya gelerek 2015 yılında oluşturdukları bir rapordur. Hipertansiyon tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sık görülen, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Avrupa ve Amerika kaynaklı ulusal ve uluslararası kabul gören birçok kılavuzda hipertansiyon tanı ve tedavisi için öneriler sunulmaktadır.
Ancak bu kılavuzlar arasında farklılıklar bulunmakta ve bazı öneriler de ülkemizdeki klinik pratikle uyumlu olmamaktadır. Hipertansiyon kılavuzlarını Türkiye açısından değerlendirerek önerileri harmanlamak ve erişkinlerde hipertansiyon tanı ve tedavisinde ortak bir yaklaşımda buluşmak amacıyla konu ile ilgili derneklerin katılımı ile bir uzlaşı raporu hazırlanmasına gerek duyulmuştur. Bu amaçla ülkemizde 1. basamaktaki bir aile hekiminden 3. basamaktaki bir uzmana kadar, hipertansiyon hastaları ile ilgilenen tüm hekimlerin ortak kavramlarda buluşabileceği ve temel başvuru kaynağı olarak kullanabileceği pratik bir metin hazırlamak hedeflenmiştir.
Türkiye’de kronik böbrek hastalığı artmaya devam ediyor ama farkındalık düşük
Bu uzlaşı raporu ülkemizdeki sağlık uygulamalarını da göz önünde bulundurarak hipertansiyon farkındalığını artırmak, değişik kılavuzlardaki farklı tanım ve değerler ile tedavi seçenekleri için ortak bir zemin sağlamak ve ülkemizdeki klinik uygulamaları iyileştirebilecek pratik bir başvuru metni oluşturmak amacını taşımaktadır.
AŞIRI TUZU TÜKETİMİ ZARARLIDIR, DÜŞÜK TUZU TÜKETİMİ EMNİYETLİ MİDİR?
• Sağlıklı yaşam için günde 5-6 gram, yani bir çay kaşığı kadar tuz alınması yeterlidir. Oysa, birçok toplumda günlük tuz tüketimi 10 gramdan fazladır. Ülkemiz ise bu konuda dünya liderlerinden birisi konumundadır. Yapılan çalışmalar, toplumumuzda günlük tuz tüketiminin 14-18 gram arasında olduğunu göstermiştir.
• Aşırı tuz tüketiminin en olumsuz sonucu kan basıncını yükseltmesidir. Tuz tüketiminde her altı gram artış ile sistolik kan basıncı 4-8, diyastolik kan basıncı 2.5-5 mmHg yükselir. Öte yandan, aşırı tuz tüketimi hem kan basıncını yükselterek, hem de bundan bağımsız olarak kalp-damar hastalıklarına, inmeye ve kronik böbrek hastalığına yol açabilir. Ayrıca, aşırı tuzlu beslenenlerde mide, akciğer, testis ve mesane kanseri ile osteoporoz risklerinin de arttığı gösterilmiştir.
• Tuz tüketiminin yaklaşık 6 gram azaltılması ile inmeye bağlı ölümlerin % 20-25, kalp krizine bağlı ölümlerin % 10-15 oranında azaltılabileceği öngörülmektedir.
Türkiye’de diyaliz tedavisi gören ve böbrek nakli olan hasta sayısı 70 bini aştı
• Ancak, son zamanlarda yayımlanan birçok çalışmada önemli bir tehlikeye işaret edilmektedir. Bu çalışmaların sonuçlarına göre günlük tuz tüketimi ile ölüm ve kalp-damar hastalıkları riski arasında “U” şeklinde bir ilişki vardır. Yani, ölüm ve kalp-damar hastalıkları riski sadece aşırı tuz tüketenler de değil, çok az tuz tüketenlerde de artmaktadır. Üstelik, düşük miktarda tuz tüketenlerdeki risk artışı aşırı tuz tüketenlere göre daha yüksek görünmektedir.
• Tuz tüketimini azaltmanın hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığı sıklığının ve bunlara bağlı ölümlerin azaltılmasına önemli katkı sağlayacağı aşikardır. Ancak, tuzun normal vücut işlevleri için gerekli bir madde olduğu unutulmamalı ve tuz tüketimini aşırı azaltmanın emniyeti sorgulanmalıdır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?