Günümüzde Afganistan dünyada sağlık hizmetine en çok ihtiyaç duyan yerlerden birisidir. Bununla birlikte Afganistan ve Türkiye arasında kökleri tarihe dayanan çok sağlam ilişkiler bulunuyor. Afgan halkının kalbinde Türk hekimlerin özel bir yeri var. Cumhuriyetin ilk yıllarında Afganistan’daki sağlık altyapısı Türk hekimler tarafından kurulmuş. 1926 yılında Afgan Kralı Amanullah Han’ın davetlisi olarak bu ülkeye giden Prof. Dr. Kamil Rıfkı Urga, Afgan Tıp Fakülte’sini kurarak burada 17 yıl kalmış. Onun için yapılan anıt aradan geçen yıllara rağmen bu gün hala dimdik ayakta duruyor.
Gülhane Askeri Hastanesinde röntgen öğretmenliği yaparken milli mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya gelen Dr. Rıfkı Bey, Ankara’da Cebeci Hastanesi’ni kurarak başhekimliğini yaptı. Ayni zamanda Atatürk’ün özel doktorluğunu da yapan Rıfkı Bey, 1926 yılında Atatürk’ün davetlisi olarak Ankara’ya gelen Afgan Kralı Amanullah Han‘in talebi üzerine Afganistan’da sağlık alanında çalışmalar yapmak üzere Atatürk tarafından bu ülkeye gönderildi.
Afganistan’da kaldığı süre içinde hem kral ve ailesinin doktorluğunu yaptı hem de Afganistan’daki ilk Tip Fakültesi olan Kabil Tip Fakültesi’ni kurup ilk dekanı oldu. Afgan kralı ve Afgan halkı Prof. Dr. Kamil Rıfkı Urga’yı öylesine çok sevdi ki Kabil’de Dr. Rıfkı adını verdikleri bir Sanatoryum yaptılar. Rıfkı Bey Afganistan’da 17 yıl kalarak çok önemli çalışmalar yaptı. Yaslılığı nedeniyle 14 Aralık 1944 yılında Ankara’ya dönüş yapan Rıfkı Bey’e Afganistan’ın Sardar-i Ali ve Serdar-i Ala nişanları verildi. Türkiye’ye dönüsünde ise kendisine Atatürk tarafından çeşitli ödüller ve takdirnameler verildi.
Kendi döneminde dünyadaki en ünlü hekimlerden birisi olan Rıfkı Bey, 1880 yılında Çankırı’da dünyaya geldi. İstanbul’a giderek Askeri Tip Akademisine giren Rıfkı Bey 31 Temmuz 1906 tarihinde tip doktoru unvanını alarak fakülteden birincilikle mezun oldu. Üniversite sonrası ilk olarak İstanbul Hamidiye Eftal (Şişli Eftal Çocuk Hastanesi) Hastanesi’nde göreve başladı. 14 Ekim 1906 tarihinde yüzbaşı rütbesi alan Rıfkı Bey, açılan imtihanı kazanarak ihtisasını geliştirmek üzere Paris’e gitti. Burada çalışmalarını bitirmek üzereyken çıkan Trablusgarp harbi üzerine Kızılay tarafından Humus’a gönderilen heyette yereldi. Sırasıyla Beyrut merkez hastanesi, Yassı Viran Hastanesi ve Edirne İkinci Menzil Hastanesine tayin edildi. Birinci Dünya Savası sırasında Kafkas Cephesi’nde ve Suriye Cephesi’nde görev yaptı.
Prof. Dr. Kamil Rıfkı Urga 11 Şubat 1966 yılında Kabil adini verdiği apartmanındaki evinde 86 yasında yaşamını yitirdi. Prof. Dr. Urga’ya verilen nisanlar ve madalyalar arasinda İngiltere’nin Vicroria nişanı, Fransızların Akademi ve Legiond’honneure madalyası, Almanların Çelik Haç madalyası bulunuyor. Prof. Dr. Urga’nın ayrıca, Sah Riza Pehlevi tarafından verilen İran madalyası, Mısır Kralı Fuat tarafından verilen Mısır Madalyası, Polonya tarafından verilmiş olan Polonia Restitva madalyası bulunuyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?