Prof. Dr. Kutluk: Kanser %40 önlenebilir bir hastalıktır! Türkiye’de kanser insidansının 200 bine ulaştığını söyleyen Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, “Ülkemizde her yıl 200 bin yeni kanser vakası teşhis alıyor. Kanserdeki artış eğilimi bu şekilde devam ederse tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kanser vakalarındaki artış devam edecektir. Kanser %40’lara varan bir oranda önlenebilir bir hastalıktır. Bu açıdan sağlıklı yaşam tarzı kanserden korunmada oldukça önemli bir unsurdur” dedi.
Kanserle mücadelede etkili önlemler alınmaması durumunda, 2030 yılında dünyada 26 milyon yeni kanser vakası görüleceğini dile getiren Prof. Dr. Kutluk, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi: “2030 yılında kanser nedeniyle dünya genelinde 17 milyon insanın ölmesi beklenmektedir. Öte yandan, yüz güldürücü olan konu, kanserlerin %30-40’ının potansiyel olarak önlenebilir olmasıdır. Tütün kullanımı, aşırı alkol tüketimi ve obezite ile ilişkili kanserlerde, risk faktörlerinden kaçınılması durumunda önemli ölçüde önlenebilmektedir. Bu açıdan sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite kanserin önlenmesinde büyük bir öneme sahiptir.”
Güncel çalışmalardan elde edilen verilere göre, kanser ve beslenme arasında sıkı ilişkinin kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Kutluk, “Araştırmaların beslenme ve bazı kanser türleri arasındaki bağlantıyı net olarak ortaya koyuyor. Çalışmalar göstermektedir ki günlük bir porsiyon meyve ya da sebze ağız kanseri riskini %20, mide kanseri riskini ise %30 azaltmaktadır. Kırmızı ve işlenmiş et barsak kanseri riskini arttırırken, yüksek miktarda lif alımı bu riski %20 oranında düşürmektedir. Ayrıca, tuz ve salamura besinler de mide kanseri riskini artırıyor. Aşırı kilo ve obezitenin rahim, böbrek, yemek borusu, mide, kolon, meme kanserleri, prostat, safra kesesi ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini arttırdığı sağlam kanıtlarla ortaya konmuştur” diye konuştu.
Sigara kullanımı nedeniyle dünya genelinde her yıl 5 milyondan fazla kişinin öldüğünü dile getiren Prof. Dr. Kutluk, şu bilgileri verdi: “Her on yetişkin ölümünden birinin sebebi tütündür. Tütün kullanımı, dünyadaki tüm kanser vakalarının en önemli nedenidir. Sigara akciğer, ağız, boğaz, burun ve sinüsler, karaciğer, pankreas, mide, rahim, meme, barsak, böbrek ve mesane kanserleri dahil olmak üzere tüm kanser ölümlerinin, dörtte birinden daha fazlasından sorumludur. Aynı zamanda kardiyovasküler ve diğer akciğer hastalıklarının gelişmesinde de rol oynar.
Sadece sigara içenlerin risk altında olduğunu söylemek mümkün değildir. Kapalı alanlarda içilen tütün dumanı, içmeyen kişiler tarafından da solunmaktadır. 2004 yılında, pasif içicilik sebebiyle %28’i çocuk olmak üzere 600 bin kişinin erken ölüme maruz kaldığı saptanmıştır. Pek çok bilimsel çalışma, tütün kullanımının durdurulması durumunda kanser ve diğer sağlık sorunlarının ciddi düzeyde azalacağını göstermiştir.”
Günümüzde kanser nedenlerinin giderek daha iyi anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Kutluk, “Kansere neden olan faktörlerin netleşmesiyle bu sorunun büyük ölçüde önlenebileceği de görüldü. Örneğin bir başka risk faktörü de alkol kullanımıdır. Halk sağlığı üzerinde alkolün büyük etkisi vardır. Bu etki, erken ölüm ve sakatlıklarda dünyanın beşinci önde gelen risk faktörüdür. Kontrollü içki tüketimi, kanser riskini azaltmada önemli bir anahtardır. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde, alkol tüketimi artış eğilimi göstermektedir.
Alkolün sağlığımız üzerindeki uzun vadeli olumsuz etkileri günümüzde net ve açık olarak bilinmektedir. Araştırmalar, erkeklerde günde 2 kadeh, kadınlarda ise günde 1 kadeh alkollü içecek tüketilmesinin bazı kanser türlerini arttırdığını göstermektedir. Alkol tüketimi arttıkça, kişinin aldığı risk de artar. Risk faktörü kanser türüne göre de çeşitlilik göstermektedir. Ağız, yemek borusu, gırtlak, yutak, meme ve karaciğer kanserleri ile alkol arasında güçlü bir ilişki vardır. Alkol ve tütünün birlikte kullanımı ise bu riski daha da arttırmaktadır” şeklinde konuştu.
Çevresel Faktörler: Çeşitli çevresel faktörler insan sağlığı için ciddi bir risk oluşturabilir. Belli çevresel ve mesleksel kirleticilere maruz kalınmasının kansere yakalanma riskini arttırdığını gösteren çok sayıda kanıt vardır. Bu risklerin başında gelen faktörler arasında:
İçme suyunun kirlenmesi: Düşük su kalitesi insan sağlığı için büyük tehdit oluşturur. 2004 yılı verilerine göre ishalli hastalıklar her yıl tek başına 1.8 milyon ölüm vakasından sorumludur. Çeşitli mikrobiyal, kimyasal ve radyolojik faktörler (radon gibi doğal radyonüklidler) su kalitesinin düşmesinde rol oynamaktadır.
Hava Kirliliği: Kirli hava, her yıl dünya çapında tahmini 3,1 milyon ölüm olayından sorumludur. Hava kirletici etmenler ile solunum yolu enfeksiyonları, kalp damar hastalıkları, akciğer kanseri ve diğer başka hastalıklar arasında bir dizi bağlantı bulunmaktadır.
Kimyasal maddeler: Asbest maruziyeti çoğunlukla çalışma ortamında bulunan asbest liflerinin solunması yoluyla gerçekleşir. Ama aynı zamanda asbest içeren binalarda ve evlerde, asbest fabrikalarının da asbestli havanın solunması ile de olur. Bugün, dünya üzerinde yaklaşık 125 milyon kişi işyerlerinde asbeste maruz kalmaktadır. Asbest solunması akciğer kanseri, mezotelyoma, gırtlak, yumurtalık kanserlerine ve asbestosis’e (akciğer fibrozis) neden olur. 2004 yılında, iş yerinde maruz kalınan asbest ile ilişkili akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbetosis hastalıklarından 107.000’i ölümle sonuçlanmıştır.
Kansere neden olan enfeksiyonlar: Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak bazı enfeksiyonlar doğrudan kansere yol açabilmekte ya da kanser riskini arttırmaktadır. Aslında kanserden olan ölümlerin gelişmekte olan ülkelerde %22’si ve sanayileşmiş ülkelerde de %6’sı kronik enfeksiyonlar nedeniyle olur. Örneğin “hepatit B veya C virüsü” karaciğer kanseri, “insan papilloma virüsü” rahim ağzı kanseri ve “Helikobakter pilori bakterisi” ise mide kanseri riskini artırır.
4 Şubat Dünya Kanser Günü
Bu yıl tüm dünyada, 120’den fazla ülkede 400’ün üzerinde üye kuruluşu bünyesinde toplayan, Dünya Kanser Deklarasyonu yoluyla kansere karşı küresel savaşta en önde gelen uluslararası sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) önderliğinde “Kanser önlenebilir” sloganı altında yürütülmektedir. Ülkemizde de Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, Dünya Kanser Gününde “Kanser önlenebilir” kampanyası yürütmektedir.
Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) ve onu destekleyen üye sivil örgütler, kanserden korunma konusunda küresel düzeyde insanları bilgilendirmektedir. Ayrıca Eylül 2011’de yapılacak olan, Birleşmiş Milletler “Bulaşıcı olmayan hastalıklar zirve”sine kadar küresel düzeyde “Dünya Kanser Bildirgesi”ni destekleyen “Bir Milyon İmza”nın toplanması hedeflenmiştir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?