Sıkıntının arka planında büyük bir rant yattığını dile getiren Prof. Dr. Ünal, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’deki yoğun bakım yataklarının yüzde 60’ı özel hastanelerde. Özeldeki yoğun bakım yatağı sayısının kamu hastanelerinden fazla olması, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmüş şey değil. Çünkü yoğun bakım hizmetleri yüksek maliyetlidir ve SGK bu masrafı karşılıyor. Ama bizde devlet hastanelerindeki hastalar, özel hastanelerin yoğun bakımlarına gönderiliyor. Özel hastanelerin yoğun bakım servislerinin en az yarısı, SGK’dan para almak için kurulmuş. Özellerde kliniklerden alınıp ameliyat sonrası yoğun bakıma çıkarılan hastalar, bir daha kliniğine dönemiyor. İhtiyacı olmayan hastalar aylarca yoğun bakımda tutuluyor. Haliyle yoğun bakım servislerinde yer bulmak imkânsız oluyor. Yoğun bakım ve taburcu kurallarının uygulanması konusunda ciddi denetim eksiklikleri var. Biri buna ‘Dur’ demeli, devlet parasını çöpe atmamalı.”
Gazete Habertürk’ten Fatmanur Boylu’nun haberine göre Prof. Ünal, hastaları gereksiz yere yoğun bakımda tutmanın maddi külfeti kadar sağlık riskleri olduğunu da söylüyor: “Yoğun bakımlar en fazla mikrobun bulunduğu yerler. Gereksiz yere uzun süre yoğun bakımda tutulmak, hasta için de risk.”
Uzman ihtiyacının da bir diğer sorun olduğunu anlatan Ünal, “Şu an 350 yoğun bakım uzmanı var. Ama 3 bin 500 uzman doktora ihtiyaç var” diyor.Kaynak:Habertürk
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?