Trombosit, kemik iliği tarafından üretilen, kan damarları hasar gördüğünde kanda pıhtılaşmayı başlatarak kanamayı durduran hücrelerdir. Kandaki miktarı, farklı etkenler nedeniyle düşebilir ya da yükselebilir. Trombosit (Platelets, T) sayısının olması gerekenden yüksek ya da düşük olması, birtakım problem ve komplikasyonlara yol açabilir. Örneğin; sayının yüksekliği, kalp krizi ve beyin felcine neden olabilir. Kandaki trombosit sayısı, genelde tam kan sayım (Hemogram) testleri ile ölçülür. Test sonuçlarına göre doktorlar, gerekli tedavi sürecini başlatırlar.
İçindekiler
Trombosit (PLT ya da Platelets, T) kırmızı ve beyaz kan hücreleri gibi kemik iliği tarafından üretilen ve kanın pıhtılaşmasını sağlayarak, kanamayı önleyen küçük kan hücreleridir. Renksiz olan bu kan hücreleri, kan damarlarının yaralanması durumunda topaklanarak kanamayı durdur. Kemik iliğinde yer alan megakoryosit isimli hücreler tarafından üretilirler. Kan hücrelerimizin en küçüğü trombositlerdir. Mikroskopta küçük bir plaka gibi görünürler.
Trombosit kan, kan pıhtılaşmasını hızlandıran hücre parçalarıdır. Bu hücre parçalarının miktarının kanda az olması, kanamayı kolaylaştırır. Fazla miktarda olması ise kanın daha çok pıhtılaşmasını beraberinde getirir. Trombositler, çekirdeksiz hücrelerdir. Kemik iliği hücrelerinden kopan parçalardan oluşurlar. Kandaki miktarı, karaciğer tarafından kontrol edilir. Kan dolaşımına dahil olanların ömürleri, 8-10 gün arasında değişiir. Görevini tamamladıklarında, dalak tarafından parçalanır, ayrıştırılır ve dışarı atılırlar.
Kan damarlarından birinin hasar görmesi durumunda trombositlere sinyal gelir. Sinyali alan trombositler, hasar yerine koşarak, pıhtılaşmayı başlatırlar. İlk olarak hasarlı kan damarının olduğu yerde birbirine bağlanırlar. Ardından kan damarının yüzeyine yayılarak, kanamayı durdururlar. Yaralı bölgeye gelerek, bu bölgeye yapışır ve bir örümcek gibi büyürler. Kümelenme sürecinde yığılımı arttırmak için diğerlerine de sinyal gönderirler.
PLT testi ile kandaki trombositin sayısı tespit edilebilir. PLT, tam kan sayımı testinin (CBC) bir parçası olarak yapılır. Test için ilk olarak yeterli miktarda kan, tüplere aktarılır ve kandaki eritrositler hemolize edilir. Ardından geriye kalan trombositler, optik sayıcılar ile sayılır. Kan sayımının mutlaka aç karna yapılması gerekir. Kümeleşmesi gibi bazı durumlar, test sonuçlarının hata vermesine yol açabilir.
Demir eksikliği anemisi nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Sağlıklı insanlarda trombosit değeri, mikrolitrede 150-450 bin arasındadır. Kanda 450 binden fazla bulunmasına trombositoz ismi verilir. 150 bin altında olması ise trombositopeni olarak adlandırılır. Trombosit sayısı 10-20 bin altında düştüğünde kişide kendiliğinden kanama riski görülür. Kan damarının hasar görmesi durumunda sayısının 50 bin altında olması, kanamanın son derece ciddi olmasına yol açabilir.
Trombosit düşüklüğü, kandaki toplam sayılarının düşük olması durumudur. Hafif ya da orta şiddetli olabilir. Bazen, tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabilir. Genelde lösemi ya da birtakım ilaçların kullanımına bağlı olarak gelişir. Herkeste görülebilir.
Kemik iliği, kemiğin içindeki süngerimsi dokudur ve kan bileşenlerini üretir. Kemik iliğinin yeterli miktarda üretmemesi, trombositopeninin en önemli nedenidir. Aşırı kansızlık, B12 vitamini eksikliği, demir ve folat eksikliği, siroz, lösemi, aşırı alkol tüketimi, kemoterapi, kimyasallara ve radyasyona maruz kalma, HIV, suçiçeği, viral enfeksiyonlar, myelodisplazi; kemik iliğinin trombositi yetersiz üretmesine yol açabilir.
Kanın pıhtılaşamaması hastalığı Hemofili nedir? Belirtileri, tanısı ve tedavisi
Anti-nöbet ve diüretik ilaçlar vb. birtakım ilaçların düzenli kullanımı, trombosit imhasını beraberinde getirebilir. Dalak genişlemesi, gebelik, kandaki bakteriyel bir enfeksiyon, hemolitik üremik sendrom, romatoid artrit gibi otoimmün bozukluklar, trombotik trombositopenik purpura; trombosit yıkımının en önemli nedenleridir.
Hemolitik üremik sendrom: Kırmızı kan hücrelerinin tahrip olmasına, böbreklerde fonksiyon kaybına ve trombositin miktarının düşmesine neden olan nadir bir hastalıktır. Genelde çiğ ya da az pişmiş et tüketimi sonrasında vücuda giren E. Coli enfeksiyonu ile ilişkilidir.
Dalak, istenmeyen maddeleri kandan ayıran önemli bir organdır. Farklı nedenlerden ötürü kişide görülen dalak genişlemesi, dalakta daha çok sayıda trombositin barınması anlamına gelir. Bu durumda kan dolaşımındaki sayısı dolaylı olarak azalır.
Kan yıkımı ve kandaki trombositlerin miktarında azalma ile seyreden, ateş, böbrek yetmezliği ve bazı nörolojik bulguların eşlik ettiği bir hastalıktır. Uyku hali, koma, kısmi felç vb. nörolojik bulgular görülebilir. Hastalık zamanında tedavi edilmediğinde ölüme yol açma olasılığı oldukça yüksektir.
CRP nedir? Neden yükselir, hangi hastalıkların belirtisidir?
Hamilelik gibi hafif vakalar, ciddi semptomlara neden olmazlar. Ancak ciddi vakalar, acil tıbbi müdahaleyi zorunlu kılabilir.
Trombosit sayısı, mikrolitre bazında 10 bin altına düştüğünde kişide tehlikeli bir iç kanamaya neden olabilir. Trombositopenin şiddetli olduğu durumlarda nadir de olsa kişide beyin kanaması görülebilir. Kanınızdaki miktarı düşükse, baş ağrısı ya da herhangi bir nörolojik sorun yaşamanız durumunda acilen doktora görünmelisiniz.
Alkol tüketiminin sınırlandırılması, aspirin ve ibuprofen gibi durumu kötüleştiren ilaçların kullanımının bırakılması, yüksek kanama ya da morarmaya neden olabilen temas sporlarından ve aktivitelerden kaçınılması ile trombosit yükseltilebilir.
Ferritin nedir, neye yarar? Düşüklüğü ve yüksekliği tehlikeli midir?
Tedavi, trombosit düşüklüğünün altında yatan nedene göre değişiklik gösterebilir. Tedavi aşamasında düşüklüğüne yol açan hastalık tedavi edilir. Hafif düşüklüğünde doktorunuz, durumunuzu izler ve tedaviyi sürdürür. Kandaki düşüklüğünün şiddetli olduğu durumlarda tıbbi tedavi zorunlu olabilir.
Tedavi yöntemi, trombositopeni nedenine göre değişiklik gösterebilir. Duruma göre aşağıdaki tedavilerden bir ya da birkaçı önerilebilir:
A Vitamini nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği
C vitamini açısından zengin turunçgil meyveleri, ıspanak, Hint Bektaşiüzümü, pancar, papaya, Aloe Vera jeli, bal kabağı, ahududu, B12 açısından zengin olan yağsız protein kaynakları, A vitamini deposu olan gıdalar, trombosit yükselten gıdalar arasında yer alır.
Trombositoz, vücudun çok fazla trombosit üretmesidir. Enfeksiyon kaynaklı olanlara ikincil trombositoz ismi verilir. Trombositozun arkasında herhangi bir neden bulunmaması, birincil trombositemi olarak isimlendirilir. Bu durum, genelde kan ya da kemik iliği hastalığı kaynaklıdır.
Altta yatan bir sorunla ilişkilidir. Kanser, demir eksikliği, hemolitik anemi, birtakım enfeksiyonlar, akut kanama ve kan kaybı, cerrahi travmalar, romatoid artrit vb. otoimmün bozukluklar, dalağın alınmış olması, inflamatuar barsak rahatsızlığı vb. inflamatuar bozukluklar; ikincil trombositoza neden olabilir.
Sebebi belirsiz olmakla birlikte genelde bazı genlerdeki mutasyonlardan kaynaklanır. Kemik iliği tarafından üretilen trombositlerler genelde anormaldir. Çok daha ciddi kan pıhtılaşmasına ve kanama komplikasyonlarına yol açabilir. MPN Araştırma Vakfı’na göre primer trombositemi hastaların çoğunda JAK2 gen mutasyonu görülür. Daha çok 50 yaş üstü kadınlarda görülse de gençleri de etkileyebilir.
Bazen hastalarda herhangi bir belirti görülmeyebilir. Hastalığınızın ilk belirtisi bir kan pıhtısı oluşumu (trombüs) olabilir. Bu pıhtılar vücudunuzda herhangi bir yerde gelişebilir, ancak birincil trombositemide genellikle beyinde, ellerde ve ayaklarda ortaya çıkar. Daha nadir olarak, kandaki sayı çok yüksekse (kandaki mikrolitre başına 1 milyondan fazla ise), birincil trombositemi kanamaya neden olabilir. Kanama şu şekilde gerçekleşebilir:
Eğer beyni besleyen arterlerde kan pıhtısı oluşursa beynin bir kısmına geçici olarak kan akışı kesilir. Bu durum da geçici iskemik atak veya felce neden olabilir. Geçici iskemik atak veya felç belirtileri aniden gelişir ve şöyledir:
Birincil trombositemi hastalarında trombosit yüksekliğine bağlı olarak geçici istemik ataklar ve felç görülebilir. Aynı zamanda bu hastalar, kalp krizi yaşama riski altındadırlar. Kalp krizi, inme ya da ağır kanama ile karşılaşan kişilerin acilen tıbbi müdahale görmeleri gerekir.
Doktorunuz, dalağınızın büyüklüğünü kontrol edebileceği gibi sizde enfeksiyon belirtileri de arayabilir. Tam kan sayım testi ile kanınızdaki trombosit miktarının normalden yüksek olup olmadığını tespit edebilir. Test etmek adına kemik iliğinizden doku örneği de alabilir.
Birincil ya da ikincil trombosit yüksekliği tedavisi farklılık gösterebilir.
Tedavi, trombositoz nedenine bağlıdır. Ameliyat ya da yaralanma kaynaklı kan kaybı durumunda yüksek miktarda pıhtılaşma kendi kendine çözülür. Kronik bir rahatsızlık ya da inflamatuar hastalık kaynaklı trombositoz durumunda hastalığın tedavisi ile sorun giderilir. Dalağın alınması durumunda ömür boyu yüksek trombosit miktarı ile yaşamanız gerekebilir. Ancak bu durumda herhangi bir ek tedaviye ihtiyaç duyulmaz.
Tedavi, kan pıhtıları geliştirme riskiniz doğrultusunda belirlenir. Herhangi bir semptom ya da risk söz konusu değilse doktorunuz durumunuzu izlemeyi tercih edebilir. Ancak 60 yaş üzerindeki, sigara içen, diyabet ya da kardiyavasküler herhangi bir tıbbi rahatsızlığı bulunan, geçmişinde kanama ya da kan pıhtılaşmasına dair sorun yaşayan hastaların mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Akdeniz anemisi (talasemi) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Bu durumda genelde düşük doz aspirin reçete edilir. Doktorunuz, pıhtılaşmayı azaltan ve trombsit üretimini yavaşlatan bazı ilaçlar da reçete edebilir. Trombosit perinezi isimli bir prosedür ile kanınızdaki fazlalık trombositleri temizlemeyi de tercih edebilir.
Yakın zamanda size birincil trombositemi tanısı konduysa öncelikle sigara kullanıyorsanız bırakmalısınız. Ek olarak kolesterol, diyabet ya da kan basıncına dair bir sorununuz varsa düzenli olarak egzersiz yapmalı ve meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız protein kaynaklarından oluşan bir beslenme düzeni oluşturmalısınız.
Omega-3 yağ asitleri, sarımsak, kimyon, karanfil, zerdeçal kandaki trombosit miktarını düşüren en önemli gıdalar arasında yer alır.
Trombosit bağışını 18-60 yaş aralığında bulunan herkes gerçekleştirebilir. Bağış, yaklaşık olarak 1.5 saat sürer ve bağışın herhangi bir yan etkisi bulunmaz. Trombosit veren kişinin en az 50 kg olması gerekir. Trombosit sayısı ise 150 bin üzerinde olmalıdır. Standart kan bağışı öncesinde geçerli olan tüm detaylar, trombosit bağışı için de geçerlidir. Hastanın sağlık durumu iyi olmalı ve damar yapısı bağışa uygun olmalıdır.
Trombosit vericisi ile alıcısının kan gruplarının aynı olması ilk öncelik olmakla birlikte alıcıdan farklı bir kan grubuna sahip olan kişiler de bağış yapabilir. Trombosit vericisinin işlemden en az 48 saat öncesinde aspirin, aspirin türevleri ilaç kullanımını kesmesi gerekir. Tam kan bağışından en az 4 hafta sonra trombosit aferez işlemi yapılabilir. Aferez işleminden en az 48 saat sonra hasta tam kan bağışında bulunabilir. Trombosit bağışı sırasında kullanılan setler, tek kullanımlıktır. Kullanıldıktan sonra uygun şekilde imha edilirler. Bknz:>>> Platelet Disorders
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Thrombocytosis2- What are Platelets? 3- Thrombocytosis and High Platelet CountYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?