Türkiye’de miyelom hastalarının transplantasyon yapılabilen bölümünün çok az sayıda olduğunu buna karşılık transplantasyona uygun olmayan hasta grubunu bir hayli yüksek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Beksaç, “Bu hastaları gündelik pratiğimizde pek çok farklı klinik ortamlarda, örneğin kendi kliniğimizde, acil klinikte yada göğüs hastalıkları kliniklerinde çok kötü durumda iken görebiliyoruz ve hastalar genellikle kötü durumdayken teşhis ediliyorlar. O nedenle komorbiditelerine bakarak performans statülerine bakarak yada seçtiğimiz tedavileri tolere edebilmelerine bakarak değerlendirebiliriz.
Bunları bir birinden ayırt etmek kimi zaman çok zor oluyor. Burada elimizdeki seçeneklere baktığımızda, eğer hastalar fiziki açıdan yeterli oranda tedaviye uygun değilse o zaman daha az yoğunlukta tedavi seçeneklerini düşünmemiz gerekebiliyor. Bu hastalara Cyclophosphamide veya Prednisolone verilebilir yada konvansiyonel tedavi önerilebilir. Ama hasta yeterince uygunsa ve sağlığı müsaade ediyorsa o zaman elimizde çeşitli tedavi seçenekleri var. Türkiye koşullarında MP temelli MPT ve MPV seçenekleri tedavinin en önemli ana iki bileşeni oluşturmaktadır” dedi.
Multipl Miyelom nedir? Yeni nesil ilaçlar tedavi başarısını nasıl etkiledi?
Transplantasyon yapılamayan hastalarla yapılabilen hastaların tedavi hedeflerini karşılaştıran Prof. Dr. Beksaç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hastalar için tedavi hedefimiz transplantasyon adayı hastalarının tedavi hedefiyle aynı mıdır ya da tamamen farklı mıdır? Prof. Dr. Mohty, özellikle Multiple miyelomda seçilmiş hasta grupları ve yaşlı hasta grubu için CR çok önemli olduğunu özellikle belirtti. Geçtiğimiz yıllarda bu tedavilerde yaşın önemi daha da arttı. Prof. Colombo yaşlı hastaların hatta eli ayağı tutmayan hastalarında bu kategoriye alınması konusunda öncülük yaptı.
Tüm bu hastalar için CR önemlidir. Ancak CR önemliyse o zaman bu hasta grubunda CR’ın maliyeti ne olacaktır. Eğer transplantasyon yapamıyorsanız ve CR’ı hedeflerken her hangi önemli bir noktayı gözden kaçırıyor muyuz? Kimi zaman mesela yaşam kalitesi iyileştirilebiliyor. Tedavi seçeneklerini düşünürken bir denge kurmamız ve esnek olmamız gerekiyor. Semptomları kontrol etmeye çalışırken yan etkilerden sakınmamız gerekiyor ki yan etkiler yaşlı hasta grubunda daha sık görülür. Öte yandan hastalık progresyonunun da önlenmesi lazım. Yani tüm bu hedefleri bir arada ele almamız ve her zaman dengeyi korumamız gerekiyor.”
Hastalar için en uygun tedavisi seçenekleri saptanırken hastanın durumunun, klinik seyrinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Beksaç, “Burada kişiye özel bir tedavi söz konusu ve hekimin becerisine çok önemlidir. Yanıt biraz yüzeysel gibi gelse de tedavi kılavuzlardan ve bir inceleme makalesinden yola çıkarak yanıt vermeye çalışacağım. İki yıl önce New Journal of Medicine’da yayımlanmış Dr. Anderson ve Antonio Polognen’ın ortak yazdığı bir makaleden hareket ederek cevap vermeye çalışacağım. Burada multiple miyelom teşhisi yeni konmuş hastalarda sadece transplantasyon uygunluğunu belirlemişlerdi.
Burada hastalara ikili yada üçlü ilaç tedavisi öneriyorlar. Prof. Dr. Mohty’un sunumunda gördüğünüz üzere bazı hekimler Bortezomib’in daha fazla uygulanmasını istiyorlar ve özellikle bunu yüksek riskli hastalar için istiyorlar” dedi.
Tedavide kullanılan ilaç sayısının her geçen gün artmaya devam ettiğini belirten Prof. Dr. Beksaç, özellikle ilaç toksisiteleri hakkında önemli uyarılarda bulundu: “Kullanılan ilaç sayısını arttırdıkça aslında toksisiteyi de arttırmış oluyoruz. Bu nedenle kombinasyonlar, dozaj ve ilacın verilme takvimi gibi faktörlerin doğru planlanması hastanın yaşam kalitesi üzerindeki olumlu etkilerde bulunabiliyor. VISTA çalışmasında transplantasyon grubunda Bortezomib kullanılmıştır. Düzenli olarak sekiz döngü olarak kullanılmıştır ve ilk dört siklüsün ardından doz azaltılmıştır. Böyle bir durumda bile %18 gibi tedaviyi devam ettirmeme oranı saptandı. İspanyol ve İtalyan grupları bu sonucun karşısında protokollerini değiştirdiler.
Bu yılki çalışmalarda Bortezomib’in farklı dozları kombine olarak kullanıldı. Bu makalelerde ayrıca tedavinin sonucu ve toksisite ele alınmıştı. GIMEMA çalışmasında, haftada iki kez bir doz ile haftada bir dozu kullanımı karşılaştırılıyor. Yaşlı hasta grubunda haftada bir doz ile yapılan uygulama, dozajın değiştirilmesi konusunda öncü kabul ediliyor. Erken siklüslerde haftada 5 kez veriliyor ve toplamda 5 hafta sürüyor.”
Multiple miyelomda güncel tedavi seçenekleri ve hastalık yönetimi
Tedavi rejimlerinde en çok odaklanan konulardan birisinin hastaya verilen toplam kümülatif doz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Beksaç, “Dr. Mateos tarafından yapılan ve Haematologica’da 2014 yılında yayımlana çalışmada da toplam kümülatif Bortezomib dozu ele alınmıştır. Burada toplam dozun yüzdesi önemli bu yaklaşık olarak 60 oluyor. Haftada iki kez verildiğinde ancak 86 ya kadar çıkabiliyor.
Bir sonraki soru ise şu; ‘Acaba daha az bir toksisite mi elde ediyoruz?’ Herkes nörotoksisiteye odaklanıyor. Bu toksisite ölçeklendirmesinde de VISTA çalışmasında olduğu gibi %13’lük bir oran görüyoruz ama dozajın azaltılmasıyla ani bir azalma söz konusu oluyor. CR oranlarının etkinliği ise neredeyse benzer yaklaşık %30 civarlarında, yani yaşam kalitesini artırmanın yollarından bir tanesi de haftada ikiden haftada bire geçiş yapmaktır. Sonuç olarak VISTA protokolü bu açıdan değiştirilmiştir ve bir tedavi standardı oluşturulmuştur” diye konuştu.
Transplantasyona uygun olmayan yaşlı hastaların tedavisinde kişi özelliklerinin mutlaka ön planda olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Beksaç, “Yaşlıları tedavi ederken hasta özelliklerini ve kişinin komorbitelerini göz önünde bulundurmalıyız. Protokol konusunda esnek olmalıyız. Tedaviye verilen yanıtı ve yan etki profilini yakından izlemeliyiz” dedi.
Yeni çalışma verilerine nüks etme faktörü açısından bakıldığında bazı seçeneklerin ön plana çıktığını belirten Prof. Dr. Beksaç, sözlerini şöyle noktaladı: “Tüm çalışmalar bize gösteriyor ki nüks eşik M proteini düzeyine ya da hastalık markörlerine bağlıdır. Bu alanda kliniğimizde gerçekleştirilen bir çalışmada öncelikle ilk nükste ikili ilaç kullanıldı ve çalışma geçen yıl yayınlandı. Burada ilk nüks sonrasında ikili ilaç kullanılıyor. Bortezomib + deksametazon kombinasyonu daha iyi bir progresyonsuz sağ kalım yanıtı vermiştir. Hastayla alakalı genetik risk faktörleri çok önemlidir. Eğer hastada 4-14 translokasyonu varsa o zaman Bortezomib’i tedaviye eklememiz gerekiyor.”
Haberi için tıklayınız bu linki tıklayınız:>>>>
40. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde Janssen tarafından düzenlenen “Multiple Miyelomda tedavi optimizasyonu nasıl sağlanır” Uydu Sempozyu’mda konuşan uzmanlar güncel tedavi seçeneklerini tartıştılar. Oturumun moderatörlüğünü Prof. Dr. Orhan Sezer yaparken, Prof. Dr. Mohamad Mohty, ilk oturumda Multiple Miyelomda değişen tedavi paradigması ve kullanıma giren yeni ajanların tedaviye etkisini ele aldı. İkinci bölümünde konuşan Prof. Dr. Meral Beksaç, ise transplantasyona uygun olmayan hastalar için öne çıkan tedavi ele aldı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?