Tiroid hastalıkları sanılandan daha yaygın, korunmak için yeterince iyot alınmalı

Yazan Hatice Pala Kaya
Kategori: Sağlık Gündemi, Tiroid hastalıkları, Üye Yazıları Print

Türkiye’de tiroid hastalıklarının sanılandan çok daha yaygın görüldüğünü ve kadınlarda tiroid kanserinin meme kanserinden sonra ikinci sırada geldiğini söyleyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü, tiroid hastalıklarından korunmak için iyot alımının çok önemli olduğunu belirtti. İyotun sadece tiroid değil, başta beyin gelişimi ve zeka olmak üzere çok sayıda sağlık bileşenini etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Sevim Güllü, tiroidin vücutta enerji metabolizmasının düzenlenmesi başta olmak üzere beyin, kalp, kaslar ve diğer birçok organın işlevini düzenleyen T4 ve T3 gibi hormonları salgılayan bir iç salgı bezi olduğunu vurguladı.

Tiroid ile ilgili rahatsızlıkların en yaygın olanlarından guatr hastalığının, “tiroid bezinin anormal şekilde büyümesi” şeklinde tanımlanabileceğini kaydeden Prof. Dr. Güllü, şu bilgileri verdi: “Guatrın varlığı tiroid bezi çalışması ile ilgili bir bozukluk olduğu anlamına gelmez. Guatr, tiroid bezinden fazla hormon yapılması (hipertiroidizm), az hormon yapılması (hipotiroidizm) veya normal şekilde hormon yapılması şeklinde karşımıza çıkabilir. Hastaların çoğunda hormon seviyeleri normalken guatr gelişmektedir. Tiroid bezi ile ilişkili hastalıklar arasında basit difüz guatr, basit nodüler guatr, Graves hastalığı, nodüllere bağlı hipertiroidi, Hashimoto Tiroiditi, hipotiroidi ve tiroid kanserleri yer alır.”

Tiroid hastalıklarının en önemli belirtileri ve yeni tedavi seçenekleri

İyot eksikliği zeka sorunlarına yol açabilir

Guatr hastalığının en sıklıkla rastlanan nedeninin iyot eksikliği olduğunu belirten Prof. Dr. Sevim Güllü, tiroidin hormon yapımı için iyota ihtiyaç olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“İyot içeren gıdalar; inek sütü ve süt ürünleri, yumurta, tuzlu su balıkları, iyotlu sofra tuzu, iyot içeren tabletler, kabuklu deniz hayvanları ve soya ürünleridir. Vücuda yeteri kadar iyot alınamadığı durumlarda tiroid hormon yapımında eksiklik olur ve guatr, hipotiroidi gibi hastalıkların yanı sıra bebek ve çocuklarda zekâ gelişiminde gerilik oluşabilir.

Özellikle gebelikte yetersiz iyot alınırsa bebeklerde zekâ geriliği gelişebilmektedir. Ülkemizde tuzların iyotlanması ile iyot eksikliğinde önemli ölçüde düzelme olmuştur ancak yapılan çalışmalar halen okul çocukları ve gebelerde iyot eksikliğinin devam ettiğini göstermektedir. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde bile gebelerde iyot eksikliği yüzde 90’larda bulunmaktadır. Gebe ve süt verme dönemindeki kadınların bebekleri ve çocuklar iyot eksikliğine bağlı sorunlar açısında daha fazla risk taşımaktadırlar.”

5 yaşına kadar çocuklar günde 90 miligram iyot almalı

5 yaşına kadar çocukların günlük 90 miligram, 6-12 yaş arası çocukların günde 120 miligram, erişkinlerin 150 miligram, gebe-süt veren kadınların ise günlük 250 miligram’a kadar iyot alması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Güllü, kontrollü şekilde hazırlanmış iyotlu rafine tuzların kullanılmasını önerdi. İyi hazırlanmış tuzların tercih edilmesinin önemli bir unsur olduğunu ve kaynağı belirsiz tuzların kullanılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Güllü, gebelikte sadece tuzdan alınan iyodun yeterli olmadığını ve sadece iyot içeren tabletler ya da içerisinde iyot da bulunan vitamin tabletlerle destek yapılmasını önerdi.

Tiroid kanseri kadınlarda daha yaygın

Tiroid kanserinin sıklıkla tiroid bezinde bir nodül (topak) şeklinde gözlendiğini belirten Prof. Dr. Güllü, nodül görüldüğünde kanser içinde değerlendirmeye tabi tutulduğunu belirtti. Tiroid kanserinin kadınlarda meme kanserinden sonra en sık rastlanan kanser olduğunu belirten Prof. Dr. Güllü, şunları kaydetti: “Tiroid kanserlerinin papiller, folliküler, medüller gibi alt grupları vardır. Bunlar arasında en sık görüleni papiller tiroid kanserlerdir. Tüm dünyada özellikle küçük papiller tiroid kanser sıklığında artış mevcuttur.

Tiroid belirtileri nelerdir? Tiroit hastası olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Ülkemizde de kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanserdir. Bu durum daha çok ultrason incelemesinin daha sık kullanılmasına ve iğne biopsileri ile daha küçük boyutlarda kanserlerin saptanmasına bağlanmaktadır. Özellikle papiller ve folliküler kanserler uygun tedavi yapıldığında bireyin yaşam süresini etkilemezler. Tiroid kanserlerine bağlı ölümler çok nadirdir.”

Prof. Dr. Güllü, çocukluk yaşlarında boyun bölgesine radyoterapi uygulananların, ailesinde tiroid kanseri olanların risk grubu olduğunu belirterek, yakından takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Sevim Güllü, “Herhangi bir bireyde boyunda hızlı büyüyen kitle, ağrılı topaklar, ses kısıklığı-yutma zorluğu-ses değişikliği-öksürük gibi şikâyetlere yol açan topaklar kanserin belirtisi olabilir ve hemen doktora başvurulmalıdır. Başka bir nedenle yapılan ultrasonografi, tomografi, manyetik rezonans gibi görüntülemeler sırasında saptanan tiroid nodülleri de detaylı incelenmelidir” diye konuştu.

iroid kanserinin tanısının ultrasonografi eşliğinde yapılan ince iğne biopsileri ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Güllü, “Tedavi ise cerrahi ve bazı durumlarda radyoaktif iyot tedavisini içermektedir. Bu iki tedavi birçok hastada tam iyileşmeyi sağlamaktadır. Ancak nadiren yaygın ve radyoaktif iyoda cevap vermeyen hastalar olmakta ve bunlarda ilaç tedavisi uygulanabilmektedir” bilgisini verdi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla