Diyabetin sosyal ve ekonomik yükü hızla artarken, diyabet tedavisinde uyum ve sürekliliğin geliştirilmesi ise büyük bir önem taşıyor. Bu konuda ilgili tüm paydaşlarla birlikte hareket edebilmek amacıyla düzenlenen toplantıda TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan Memiş, Lilly İlaç Genel Müdürü Daniel Lucas, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili Celil Göçer tarafından yapılan açılış konuşmalarının ardından, Prof. Dr. Simten Malhan’ın “Türkiye’de Diyabet Maliyetine Nasıl Bakmak Gerekir?” başlıklı sunumu ve IQVIA Institute’ün “Türkiye’de Tip-2 Diyabet Tedavisinde Uyum ve Sürekliliğin Geliştirilmesi”ne dair raporunun sunumu yer aldı.
Rapora göre tip 2 diyabet tedavisinin gelecek on yıl için her yıl komplikasyon maliyeti ortalama 17 milyar TL olacak. Bu dönemde düşük uyum ve sürekliliğin kaçınılabilir maliyetlerinin ise her yıl 1,26 milyar TL olması bekleniyor. Bu kaçınılabilir maliyetler ise SGK’nın tedavi ve ilaç harcamalarının %1,8’ine ve Türkiye’de diyabet ilaçları için yapılan harcamanın %57’sinden daha fazlasına karşılık geliyor.
Ayrıca tip 2 diyabet tedavisinde düşük uyum ve süreklilik sonucunda diyabet komplikasyonları riski anlamlı şekilde artıyor. Tip 2 diyabet tedavisine uyumu düşük olan diyabetli bireylerin son evre renal hastalıklara yakalanma olasılığı %79, kalp krizi geçirme olasılığı %9, inme geçirme olasılığı %8, ampütasyon olasılığı %10 ve körlük olasılığı ise %30 daha fazla. Sonuç olarak, düşük tedavi uyum ve sürekliliği olan bireylerin, yaşamları boyunca fazladan 26,300 TL’lik bir maliyetinin olması bekleniyor.
Lilly İlaç Genel Müdürü Daniel Lucas şunları söyledi: “Türkiye’deki diyabetli birey sayısı hızla artarken, bu rahatsızlığın giderek artan yükünün ilgili otoriteler tarafından da kabul edilmiş ve tip 2 diyabet yönetiminin ulusal girişimlerle iyileştirilmesinin hedeflenmiş olması son derece önemlidir. Raporda da belirtildiği gibi, desteğe ihtiyacı olan diyabetli bireylerin saptanması ve profillerinin belirlenmesi, tip 2 diyabet eğitimine erişimin iyileştirilmesi ve eğitimin bireye göre uyarlanması da dahil olmak üzere, diyabet tedavisinde uyum ve sürekliliğin iyileştirilmesi için pek çok fırsat mevcut.
Bu toplantının ve raporun, bu fırsatların değerlendirilmesi konusunda bir olanak yaratmasını ve diyabete karşı mücadelede bizlere güç kazandırmasını diliyorum. Biz Lilly İlaç olarak, bu doğrultuda tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.”
TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan Memiş ise şöyle konuştu: “Tip 2 diyabet prevalansı global olarak artıyor ve bununla ilgili rahatsızlıklar ve komplikasyonlar sağlık sistemleri ve toplum üzerinde oldukça büyük bir yük oluşturuyor.
Dünya genelinde farklı ülkeler, bu hastalığın bir kamu sağlığı önceliği olarak tanınması açısından farklı aşamalarda olsa da, ulusal girişimlerin mevcut olduğu ülkelerin tedavi uyum ve sürekliliğinin iyileştirilmesi açısından daha iyi konumda olduğunu görüyoruz. Bu raporlar serisinin de bizlere gösterdiği gibi, tip 2 diyabet tedavisi uyum ve sürekliliğinin geliştirilmesi, diyabetin sağlık sistemleri üzerindeki yükünü belirgin şekilde düşürerek, tip 2 diyabetle yaşayan bireyler için yaşam kalitesini artırabilir.”
IQVIA’nın Türkiye’ye ilişkin bu raporu, IQVIA Institute’ün tip 2 diyabet prevelansı, tip 2 diyabet tedavisi uyum ve sürekliliğinin önündeki engeller ve bunların sağlık sistemlere olan maliyetleri üzerindeki etkilerini araştırdığı ve daha önce altı ülkede tamamlanmış olan raporlar serisinin bir parçasıdır. Rapor, tip 2 diyabet tedavisinde düşük uyum ve sürekliliğin ve bunlarla bağlantılı kaçınılabilir ekonomik ve toplumsal maliyetlerin üstesinden gelmek için bir seri doğrulanmış, ülkeye özel öneriler ortaya koymaktadır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?