Tip 2 Diyabet, (şeker hastalığı) kan şekeri düzeyinin aşırı yükselmesine neden olan ve ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Tip 2 Diyabet, başta kalp damar olmak üzere pek çok ciddi sağlık soruna neden olabilir. Kişinin zamanında tedavi edilmemesi durumunda organ kayıpları ve körlüğe kadar varan sorunlar oluşabilir. Diyabetin gelişmesi uzun bir sürece yayılır ve başta fazla belirti vermeyebilir. Erken teşhis edildiğinde koruyucu önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri ile engellenebilir. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme diyabetten korunmak için hayati öneme sahiptir. Diyabetin en önemli belirtileri arasında; susuzluk hissi, sık idrara çıkma ve sürekli yorgun hissetme bulunur. Diyabet hastalarının doktor kontrolü altında düzenli ilaç kullanması ve her yıl grip aşısı olması gerekir.
İçindekiler
Tip 2 diyabet, kandaki şeker düzeyinin yükselmesine neden olan kronik bir hastalıktır. Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet; pankreasın tahrip olması nedeniyle insülini dengesiz salgılaması ile başlar. Tip 2 diyabet hastalarının metabolizması insülini uygun şekilde kullanmaz. Buna insülin direncidenir. İlk aşamada, pankreas bu durumu telafi etmek için ekstra insülin üretir. Ama zamanla, kan şekeri düzeyini normal tutacak insulini üretemez.
İnsülin nedir, ne işe yarar? Yüksekliği, direnci ve tedavisi
Yüksek kan şekeri pek çok sağlık sorununa neden olur. Diyabet hastalarının tedavilerini aksatmaması ve doktor tavsiyesine tam uyması gerekir. Türkiye’de 7 milyonun diyabet hastası olduğu tahmin ediliyor ve bu sayı artmaya devam ediyor. Günümüzde diyabetin idame tedavisi vardır. Ayrıca kişiler yaşam tarzı değişikliği ile hayatlarını diğer insanlar gibi sorunsuz sürdürebilir. Diyabet tanısının erken konulması çok önemlidir. Çünkü hastalık erken evrede tedavi edilmezse gittikçe daha kötüleşir; sakatlıklara ve ölüme neden olur. Günümüzde erişkin kişilerde görülen körlüklerin en önemli nedeni diyabettir. Ayrıca çoğu böbrek yetmezliği ve alt uzuv kaybı olgusunun sorumlusudur.
Diyabetli kişiler diyabetsiz kişilere göre beş kat daha fazla kalp damar hastalığı ve inme riski taşımaktadır. Ülkemizde diyabet artışının başlıca nedenleri arasında obezite seviyesinin artması, yetersiz egzersiz ve hareket, sağlıksız beslenmedeki artış ve yaşlanan nüfus bulunuyor.
Tip 2 diyabet belirtileri her zaman çok bariz olmayabilir çünkü hastalık yıllar içinde yavaş yavaş gelişir. Bazen rutin doktor kontrolünde ortaya çıkabilir. Yukarıdaki semptomların herhangi birini fark ederseniz hemen doktorunuza başvurunuz. Diyabet riskiniz varsa erken teşhis için yılda bir kan şekeriniz ölçtürerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Diyabet tiplerine göre bu belirtiler değişik şekillerde görülebilir. Örneğin Tip 1 diyabet hastalarında daha çok aşırı yorgunluk, halsizlik, susuzluk, aşırı idrara çıkma gibi belirtiler olur. Tip 2 diyabet; ise çok hızlı kilo verme, baş ağrısı, aşırı ağız kuruluğu, vücutta değişik yerlerde kaşıntıların meydana gelmesi, yaraların geç iyileşmesi, görme bozukluğu ve yorgunluk gibi belirtiler gösterir. Hamilelerde genelde pek belirti vermez.
Diyabetin iki tipi vardır; Tip 1 ve tip 2 Diyabet! Glikoz, vücudun hücrelerini besleyen yakıttır, ancak hücrelere girmesi için insülin gerekir. Tip 2 diyabet, vücut yeterli insülin üretemediğinde veya hücreler insüline tepki vermediğinde oluşur ve buna insülin direnci denir. Tip 2 diyabet çok daha yaygındır. Tip 1 diyabette ise vücut hiç insülin üretmez. Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık %90’ında tip 2 diyabet vardır. Tip 1 diyabet genellikle 40 yaşından önce, sıklıkla ergenlik çağında, gelişir, tip 2 diyabet ise genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar.
Risk gruplarında: Bütün yetişkinler tip 2 diyabet riski taşımasına rağmen bazı gruplar özellikle yüksek risk grubundadır.
Zararlı yiyecekler nelerdir? Sağlıksız besinler sigaradan tehlikeli!
Tip 2 diyabet kuşkusu var ise kişinin mutlaka doktora başvurması gerekir. Doktor açlık kan şekerine bakar, ayrıca şeker yükleme testi denilen OGTT testi yaptırır. Özellikle hamilelerde bu testi yaptırmak önemlidir. Bir şüphe varsa, şeker yükleme testi ile bunun ortaya çıkarılması şarttır. Açlık kan şekeri, idrardaki şeker oranı ve oral glukoz tolerans testi en sık kullanılan testleridir.
Tip 2 diyabet için en yaygın kullanılan birincil test glikoz hemoglobin A1C (HbA1c) testidir. HbA1C testi, son iki ila üç ay boyunca ortalama kan şekeri seviyesini belirleyen bir kan testidir. Çok küçük bir kan damlası ile kolayca yapılabilir. Kan şekeri seviyeleriniz son birkaç aydır ne kara yükselmiş ise HbA1C seviyeniz o kadar yüksek olacaktır. HbA1C seviyesi 6.5 veya daha yüksek ise bu durum sizin diyabet olduğunuzu gösterir.
Diyabeti tam olarak iyileştiren (kesin şifa) bir tedavi yoktur. Ancak günümüzde uygulanan tedaviler kan glukoz düzeylerini normal tutmayı hedefler, bu da semptomları kontrol altına alır ve gelişebilecek sağlık sorunlarını en aza indirir. Diyabet tedavisi, kan şekerini kontrol altında tutan bir hasta ayrıca düzenli olarak doktor kontrolüne giderse tıpkı normal bir kişi gibi sağlıklı ve uzun bir ömür sürebilir. Günümüzde diyabet tedavisinde kullanılan pek çok etkili ilaç bulunmaktadır. Ayrıca yaşam tarzı değişikliği de diyabet tedavisi için çok önemlidir ve hastalığın geriletilmesinde etkilidir.
Glukoz nedir, neye yarar? Düşmesi ve yükselmesi tehlikeli mi?
Bazı durumlarda, sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabeti kontrol etmek mümkündür. Ancak, tip 2 diyabet ilerleyen bir hastalık olduğundan, kan şekerinizi normal düzeylerde tutmak için mutlak ilaç almanız gerekebilir. Diyabet tedavisi, hastalığın tiplerine ve hastanın sağlık durumuna göre değişir.
Örneğin, Tip 1 diyabetin ana tedavisi insülindir, bunun dışında bir yöntem yoktur. Tip 2 diyabette, öncelikle hastanın boy/kg oranına bakılır. Eğer hasta kilolu ise kilosunun düşürülmesi, hareket azlığı var ise düzenli egzersiz yapılmasının sağlanması, diyette bozukluk varsa diyabet diyetisyeninin tavsiye edeceği şekilde beslenmesi gereklidir.
Sonraki aşamalarda çoğunlukla ilaç tedavisi uygulanır. Tip 2 diyabette, özellikle fazla kilolularda ilk aşamada, metformin etken maddesi olan, piyasada değişik isimleri bulunan ilaç kullanılır. Bu ilaç, kilonun düşmesini ve yağ metabolizmasının düzenlenmesini sağlar.
Metformin aynı zamanda insüline karşı olan direncin kırılmasını da sağlar. Hem insülin direncini kırması hem kilo kontrolünü sağlaması hem de yağ metabolizmasını düzeltmesi Metformini tedavide kullanılacak ilaç yapar ve ağız yoluyla alınır. Sonraki aşamada, insülinin salgılanmasını artırıcı tedavi yöntemleri uygulanır. Burada özellikle insülin direncini kıran veya insüline karşı hassasiyeti artırıcı ilaçlar kullanılır. Bununla beraber, hastanın şekeri arzu edilen sınırlara düşürülemiyorsa, o zaman ayrıca insülin de kullanılır.
Egzersiz yapmak genetik kökenli Tip 2 diyabet riskini yok edebilir mi?
Tip 1 diyabette dikkat edilmesi gereken bir beslenme şekli yoktur. Tip 2 diyabette ise, beslenmeye çok önem vermek gerekir. Onun için her ikisinde de mutlaka bir diyet uzmanı desteği almak ve diyet uzmanının tavsiye ettiği şekilde beslenmek önemlidir. Yiyeceklerin %60 oranında karbonhidratlardan, %30’unun yağlardan, %10-15’inin de proteinlerden oluşması gerekir. Buradaki önemli nokta, karbonhidratlara bütün meyvelerin dahil olduğunun bilinmesidir. Bu bakımdan un, tuz, yağ ve tatlı ihtiva eden besinlerin azaltılması, fazlaca yeşillik, sebze ve belirli ölçülerde meyvelerin alınması gerekir.
Kahvaltı: 1 fincan çay veya kahve (tatlandırıcı ve yarım yağlı süt katılabilir) 2 dilim ekmek (mümkünse beyaz olmasın) veya mısır gevreği çeşitleri 30 gram lor peyniri veya eritme peynir veya haftada 2 kez yumurta, söğüş olarak domates, salatalık, maydanoz 4 adet tuzsuz zeytin 1 tatlı kaşığı diyabetik reçel.
Öğle: ½ kase çorba Bol salata 4-5 yemek kaşığı sebze yemeği 2 dilim kepek/çavdar/tam buğday ekmeği 1 kase yarım yağlı yoğurt
İkindi: 1 porsiyon meyve 1 porsiyon yarım yağlı süt/yoğurt/diyabetik sütlü tatlı
Akşam: ½ kase çorba 1-2 dilim kepek/ çavdar/ tam buğday ekmeği 4 yemek kaşığı sebze yemeği Bol salata (limonlu veya sirkeli olabilir) 1 porsiyon kırmızı et/balık/tavuk / hindi= 100 gram ızgara/haşlanmış/buğulama
Diyabet ve beslenme: Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastaları için önerileri
Kan serumu, 70-110 mg/dl glukoz içerir ve içerisindeki kan şekeri dışında, ayrıca kanda mevcut olan kırmızı kan hücrelerinde de belli bir oranda şeker vardır. Buna hemoglobine bağlı şeker denir. Bu da % 6 oranındadır. Şekerin % 6 oranının üzerine çıkması, gizli şekerin yüksekliği demektir. Gizli şeker tespiti, hem teşhiste önemli bir rol oynar, hem tedavinin gidişatı için çok önemlidir. Hastanın diyetini, egzersizlerini aksatıp aksatmadığı konusunda belirti verir ve hekime nasıl bir tedavi uygulayacağına yön verir.
Kan şekeri ölçümü evde kolayca yapılabilir, hasta görsel yöntemle veya şeker ölçüm cihazları yardımı ile kan şekeri takibini yapabilmektedir. Görsel yöntemde, ucuna glikoz oksidaz emdirilmiş test çubukları (stripler) kullanılır. Strip üzerine, parmak ucundan kan damlatılır. Glisemi düzeyine göre strip üzerinde oluşan renk değişikliğinin strip kutusu üzerindeki renk kataloğu ile karşılaştırılması ile sonucu glisemi ölçülür.
Diyabet hastaları için bilimsel beslenme önerileri ve uyarılar
İnsülin tedavisinin değişik metotları vardır. Bunlardan birincisi, insülin pompasıdır. İnsülin pompası; insülin içeren, kişinin pankreasından salınan insülin miktarına göre ayarlanarak, dışarıdan gerekli insülinin alınmasını sağlayan bir pompadır. Bu alet, bir kanal ile cilt altına monte edilir; ayarlanan dozajda ve sürede, sürekli vücuda insülin pompalar. Bunun değişik tipleri ve özel bir eğitimi vardır. Genellikle insülin pompalarını, Tip 1 diyabetli dediğimiz insüline bağımlı olan hastaların kullanması tavsiye edilir.
Günümüzde diyabet hastaları için pek çok özel egzersiz programları mevcuttur. Hatta bunun için Avrupa’da çok özel merkezler bulunuyor. Egzersiz sağlıklı yaşamın şartıdır çünkü insülin direncini kıran etkili bir aktivitedir. Hastanın bu konuda da eğitilmesi gerekir. Diyabet hastaları mutlaka her gün düzenli şekilde hareket etmelidir. Ne tür egzersizler yapabileceğiniz, hastalığınızın durumuna göre değişebilir. Bu nedenle egzersizler ile ilgili mutlaka doktor tavsiyesi alın.
Öncelikle hasta, hastalığı konusunda bilgilendirilmelidir. Kişi hastalığını tanıdıkça, hastalıkla nasıl uyum sağlayacağını, kendine nasıl bakacağını, hastalıkla nasıl yaşayacağını öğrenecektir. Hasta; broşürler, kitaplar, mecmualar, diyabet eğitim merkezleri vasıtasıyla kendisini eğitmelidir. Bu konuda hekimlerinde de bilgi desteği alabilirler. İkinci önemli unsur, hastanın mutlaka bir diyabet uzmanı doktora gitmesidir.
Diyabetin sebep olmadığı neredeyse hiçbir hastalık yoktur. Diyabet, vücutta her türlü hastalığı meydana getirebilir. Bununla beraber kalpte ve beyinde harabiyetler meydana getirebilir. Göz hastalıkları, böbrek hastalıkları, deri hastalıkları, saç hastalıkları, deride değişik kaşıntılar, farklı yaralar, yaraların geç iyileşmesi, enfeksiyonların sık sık oluşması, özellikle kadınlarda idrar yollarında hastalık, erkeklerde cinsel yetersizlik, kemik erimesi, sinirlerde harabiyet, tansiyon ve buna bağlı birçok hastalıklar diyabetle beraber seyreder. Kan dolaşımı sorunları, kangrenler, ayak kesilmeleri vb. durumlar yaşanabilir.
Diyabet kontrol altına alınmışsa, şekerin kişinin günlük hayatına herhangi bir kötü etkisi olmaz, kişi normal hayatını sürdürür. Eğer şeker kontrol altına alınamamışsa; hastanın ihmali, tedavinin ve bilginin eksikliği veya tavsiye edilenlerin yerine getirilmemesi durumu söz konusu ise hastanın hayatının her safhası bundan olumsuz etkilenir.
Stresin diyabet hastaları üzerinde %100 etkisi vardır. Ufak bir kaza, kötü bir haber, üzüntü kişinin şekerini sarsar ve kişinin tüm dengesini bozabilir. Bu nedenle diyabet hastaları mutlaka stresten uzak bir hayat yaşamalıdır.
Tip 2 diyabetiniz varsa, sağlığınıza çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Sağlığınıza dikkat etmek diyabetinizin tedavisini kolaylaştıracak ve komplikasyon oluşma riskini en aza indirecektir. Şunları yapmalısınız:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?