Mayıs ayından bu yana kullanıma giren yeni iki ilaç nedeniyle Hepatit C tedavisinde çok büyük bir gelişme yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Kalaycı, “Bu ilaçlardan birisi olan Telaprevir, Mayıs ayında ABD’de, Eylül ayında ise Avrupa’da ruhsat alarak mevcut tedaviye eklendi. Türkiye’de de yakında ruhsat alarak geri ödeme sistemine girmesi bekleniyor. Bu ilaçlar Hepatit C tedavisindeki başarıyı çok ciddi şekilde arttırdılar” dedi.
Şimdiye kadar Hepatit C’ye karşı kullanılan standart tedavinin uzun süreli ve yan etkilere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Kalaycı, şu bilgileri verdi: “Türkiye ve dünyada geri ödeme kurumları tarafından karşılanan mevcut standart tedavi olan haftada 1 interferon iğne ve hastanın kilosuna göre değişen dozlarda günlük ribavirin tablet uygulamasıydı. Bu tedavinin genel başarı oranı %40 civarındadır. Buradaki başarıdan kasıt Hepatit C’nin kalıcı olarak yok olmasıdır. Bu tedavi, bir yıl süren zahmetli ve yan etkileri olan bir tedavi sürecini içermektedir. Ancak önemli bir hastalık olması nedeniyle hem hastalar hem de doktorlar alternatifi olmayan bu tedavinin zorluğunu ve yan etkilerini göze alıyorlardı. Tedavi kesildikten 6 ay sonra Hepatit C’ye rastlanmadığı takdirde kalıcı bir başarı elde edilmiş oluyordu. Ancak geliştirilen iki yeni ilaç mevcut standart tedaviyi tamamen değiştirecektir. Telaprevir, interferon ve ribavirin tedavisinin ilk üç ayına eklendiği zaman başarı oranı %80’lere çıkıyor. Bu çok önemli bir gelişmedir.”
Telaprevir’in tedavi konseptine eklenmesiyle virüsün üremesinin engellendiğini söyleyen Prof. Dr. Kalaycı, “Burada tedavideki başarı hastaya göre de değişiyor. Eski tedaviden fayda görmüş bazı hastalarda tedavi kesildikten sonraki dönemde tekrar Hepatit C’ye rastlanabiliyor. Bu kişilerde yeni tedavinin başarı oranı %95’lere çıkıyor. Eski tedaviyi denemiş ve hiç fayda görmemiş kişiler bu tedaviyi aldıklarında %50’si fayda görüyor. Ancak hiç tedavi almamış hastalarda %80 kalıcı fayda sağlanıyor” dedi.
Yeni nesil ilaç grubunun Proteaz İnhibitörleri olarak adlandırıldığını ifade eden Prof. Dr. Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Virüs için proteaz çok önemli bir faktördür. Proteaz sistemi olmadan virüsün yaşama şansı bulunmuyor. Yeni nesil ajanlar da virüsün yaptığı proteazı durdurarak etki ediyorlar. Proteazı inhibe edilince virüs elindeki proteini parçalayıp kullanamıyor. Dolayısıyla virüs işlevsiz kalıyor ve hastalık yapamaz hale geliyor. Hepatit C’nin tedavisindeki temel hedef siroza gidişe ve sonrasında gelişebilecek karaciğer kanserine engel olmaktır. Bilimsel veriler Hepatit C hastalarının yaklaşık %20’sinin siroz evresine geçtiğini gösteriyor.”
Hepatit C’nin batı ülkelerinde çok önemli bir sağlık problemi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kalaycı, “Hastalığın yarattığı önemli riskler nedeniyle yeni tedavi arayışları aralıksız olarak sürüyor. Bu nedenle Hepatit C virüsüne yönelik yeni gelişmeler de bekliyoruz. Hepatit C, ABD’de karaciğer transplantasyonunun en önemli sebebidir. Bu grupta bulunan hastaların insidansı her yıl artmaya devam etmektedir. Türkiye’de de Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği, bu alandaki araştırmalarını sürdürmektedir. Bu amaçla yapılan yeni bir çalışmada toplumdan 5 bine yakın kişi örneklendi. Elde edilen veriler Türkiye’de toplumun %1’inin Hepatit C taşıdığını ortaya çıkardı. Araştırma öncesinde daha büyük bir rakam bekleniyordu. Ancak, Türkiye’de damardan uyuşturucu kullanımının az olması rakamın düşük olmasında önemli bir faktör olmuştur” diyo.
Hepatit C virüsü taşıyan her hastanın tedavi adayı olduğunu belirten Prof. Dr. Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hastalara yönelik dünyadaki standart öneri, virüs tespit edildiğinde her hastayı tedavi etmek yönündedir. Amerika’da yer alan National Institute of Health’in de önerisi de bu yöndedir. Ancak durumu hasta bazında da değerlendirmek mümkündür. Daha önceki tedavilerin ciddi yan etkileri bulunduğu için bazı hasta grupları tedavi edilmeyebiliyordu. Örneğin 80 yaşında ve beklenen ömrü iki yıl olan bir Hepatit C hastasına tedavi verilmeyebilir. Yine 60 yaşında ağır kalp hastası birine de tedavi uygulamanız gerekmeyebilir. Telaprevir’in Türkiye’deki hastalarda kullanımı için Johnson&Johnson firmasının sunduğu bir tedavi paketi de bulunuyor.
Hepatit C’de doğru hastaya doğru tedavi ile başarı %96’ya çıkıyor
Hastaların ilaçtan hızlı şekilde yararlanabilmeleri ve hekimlerin tecrübe kazanması için karaciğer hastalığının ileri evresi olan 3. ve 4. evredeki 36 hastaya erken erişim programı çerçevesinde tedavi imkanı sunulacak. Türkiye’nin dört bir yanından bu hastaların listesi de dolmak üzere. Böylece bizim de uygulama imkanımız olacak. Bu uygulama daha önceki Hepatit C ilaçlarında da yapılmıştı. İlaçla ilgili geri ödemenin yöntemi, Hepatit B ilaçlarında olduğu gibi belirli hastalara öncelik verilmesi şeklinde olabilir. Ancak hekim olarak hastayı tedavi ederken bu kısmını düşünmüyorum. Daha çok en etkili tedaviyi uygulamayı amaçlıyorum.”
Mevcut Hepatit C tedavilerinin ciddi sayılabilecek yan etkileri bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Kalaycı, “Telaprevir’de iki yan etkiden bahsedebiliriz. Bu tedavi uygulanan hastalarda standart tedavinin yan etkisi olan kansızlık riski biraz daha artıyor. Ayrıca telaprevire özgü %5 oranında cilt döküntüsü riski bulunuyor. Genellikle seyrek olarak görülüyor. Avrupa’da doktorlar Eylül ayından bu yana Telaprevir’i kullanıyorlar. Tedavide çok gecikmemek gerekir çünkü hastalık belirti vermeye başladığında genellikle tedavi edilemiyor. Tedavi ettiğimiz hastaların çoğu Hepatit C’ye bağlı hiçbir sağlık problemi olmayan insanlar. Bu insanları uzun dönemde karaciğerini korumak için tedavi ediyoruz.
Sirozda olduğu gibi karında su birikmesi veya yemek borusunda varis meydana geldiği zaman o noktada hastalar artık tedavi edilemez hale geliyor. Bu hastalar da karaciğer idare edemediği noktada hasta ya ölüyor ya da karaciğer nakli yapılıyor. Türkiye, dünyada karaciğer nakli programının en başarılı olduğu ülkelerden birisidir. Karaciğer nakli ameliyatında çok başarılıyız. Ancak bunlar riskli ve yüksek maliyetli ameliyatlardır. Telaprevir gibi ilaçlar kişilerin bu noktaya gelmemesini sağladığı için pahalı gözükse de aslında maliyet-etkin bir yöntem olarak ön plana çıkıyorlar” diye konuştu.
Hepatit C tedavisinde RNA’da virüs ölçümünün önemli bir gösterge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kalaycı, sözlerini şöyle noktaladı: “Tedavinin birinci ayında Hepatit C virüsünün RNA’sı ölçüldüğünde oran 1000’in üzerinde ise tedavi fayda etmeyecek demektir. Orada ilaç kesiliyor. Fayda ederse üçüncü ayda tekrar bakılıyor ve 1000’in üzerinde ise yine ilaç kesiliyor. Bu ilaçların tedavisi 1 yıl sürüyor. Bir hastanın birinci ve üçüncü ayında virüsü sıfırladıysanız, bu hastalara altı aylık tedavi yetiyor. Böyle bir hastalıkta da altı aylık tedavi çok iyi bir gelişme olarak görülmelidir. Telaprevir ile birinci ve üçüncü ayda Hepatit C sıfırlandığında bu hastaların %95’i kalıcı olarak hastalıktan kurtuluyor.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?