Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı; yani KOAH, uzun süre bronşlarda tıkanmaya neden olan bir hastalıktır. Ülkemizde 40 yaş üstü yetişkin bireylerde görülme sıklığı yüzde 20’dir. KOAH için elbette ki en önemli risk faktörü sigaradır; ancak bununla birlikte daha hamilelik döneminden itibaren başlayan bazı faktörler de KOAH’ın oluşumunu tetiklemektedir. Çocukluk döneminde dikkat edilmesi gereken bazı durumlar ve doğru tedavi gerektiren bazı hastalıklar ileri yaşlarda KOAH’ın oluşumuna yol açabilmektedir.
Çocukların doğdukları andan itibaren doğru bakım ve beslenme ile boy ve kiloları artar, kısacası büyür ve gelişirler. Aynı şeklide akciğerleri de büyüme ve gelişim gösterir. Özellikle ilk 6-10 yıl içinde akciğerlerin büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyen hastalıklar ile karşılaşması ileride KOAH hastalığının oluşma riskini de artırmaktadır. KOAH riski yaratabilecek çocukluk çağı hastalıklarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Birçok çalışma erken yaşlarda solunum yolu enfeksiyonu geçirmenin yetişkin döneme kadar uzanan kronik solunum problemleri, akciğer kapasitesinde düşüklükler için risk faktörü oluşturduğunu göstermektedir. Özellikle 3 yaşından önce radyolojik olarak kanıtlanmış zatürre olan çocukların yetişkin dönemdeki akciğer kapasitesi, erken yaşlarda zatürre olmayan kişilere göre daha düşüktür.
Bu nedenle erken yaşlarda görülen zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarının bir çocuk göğüs hastalıkları uzmanı tarafından erken ve etkin tedavisi sağlanmalı, solunum problemleri açısında takip edilmeli ve akciğer kapasitesinin ölçülmesi gerekmektedir.
Doğumdan itibaren ilk 6 yaş, astımı olan çocuklarda hava yolu gelişimi için çok önemlidir. Astımlı çocuklarda akciğer kapasitesinde oluşan değişikliklerin önemli bir kısmı okul öncesi dönemde oluşmaktadır. Bu dönemde akciğer kapasitesindeki bu düşmeyi etkileyen en önemli faktör, çocukların geçirdikleri astım ataklarıdır.
Bu atakların ne kadar sık ve şiddetli ise akciğer kapasitesini o kadar fazla etkiler. Akciğer kapasitesindeki bu azalmalar, orta derecede astımı olan çocukların yüzde 17‘si erişkin dönemde 1. derece (hafif) KOAH, yüzde 5’inin 2. derece (hafif-orta) KOAH tanısı alınmasına yol açmaktadır.
Okul öncesi dönemde tekrarlayan hırıltı atakları da KOAH açısından risk faktörüdür. Okul öncesi dönemde birçok anne-baba çocuklarında viral enfeksiyonlar ile birlikte tekrarlayan hırıltı şikayeti ile doktora başvurmaktadır.
KOAH en büyük hasar ilk 5 yılda yapıyor! Sigarayı bırakın ve aşı olun
Ailelerin bu konuda “büyüyünce geçer” şeklinde düşünmesi çok yanlıştır. Okul öncesi dönemde viral enfeksiyonlarla öksürük, hırıltı atakları olan çocukların, atakların sıklığına ve şiddetine göre uluslararası tedavi rehberlerinin önerileri kapsamında uygun olarak takip ve tedavi edilmesi gerekir. Bu hastalarda öksürük, hırıltı gibi ataklar olmadan önlemler almak kısacası koruyucu tedavilerin sağlanması daha da önemlidir.
Sigara KOAH açısından en önemli risk faktörüdür. Çocukların sigara dumanına maruz kalması akciğer gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Anne adayının hamilelik döneminde sigara içmesi ya da sigara içilen ortamlarda bulunması bebeğin akciğer kapasitesinde erişkin döneme kadar giden olumsuzluklar yaratmakta ve KOAH riskini artırmaktadır.
Kronik olarak beslenme yetersizliği olan toplumlarda annelerin vitamin, mineral, yağ gibi mikrobesin eksikliklerinin çocuklarda akciğer gelişimini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Örneğin Nepal’de yapılan bir çalışmada bazı annelerin doğumdan önce ve sonra diyetlerine A vitamini desteği eklenmiştir. Araştırma sonucu bu annelerden doğan çocukların 9-13 yaşlarındaki solunum fonksiyon testlerinin, bu vitamin desteğini almayan annelerin bebeklerinden daha iyi olduğu görülmüştür.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?