Yeterli sağlık okuryazarlığına sahip bireylerin, uygun sağlık hizmetlerine daha hızlı erişebildiğini ve tedavi süreçlerini daha etkin bir şekilde yönetebildiğini belirten Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, sağlık okuryazarlığının hastanın sağlık çalışanı ile etkili iletişim kurabilmesi, sağlık durumunun düzelmesi için yapması ve sakınması gerekenleri bilmesi demek olduğunu söyledi. İlaçların en önemli tedavi aracı olduğunu vurgulayan Saydan, sağlık okuryazarlığına katkı amacıyla ilaç kullanımına ilişkin tavsiyelerde bulundu.
Ecz. Nurten Saydan, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya yaptığı açıklamalarda, Türkiye’de yapılan çeşitli araştırmalara göre, toplumun önemli bir kısmının temel sağlık bilgilerinde eksiklik yaşadığına dikkati çekti.
Geçmiş yıllarda Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir çalışmada, Türkiye’de sağlık okuryazarlığı seviyesinin düşük olduğunun belirlendiğini kaydeden Ecz. Saydan, “Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de her 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi yetersiz veya sınırlı olarak ölçüldü. Sağlık okuryazarlığı yüksek olmayan bireylerin, sağlık durumlarındaki olumsuz değişikliği anlamakta geciktikleri sonucuna varılan araştırmada, bu kişilerin aynı zamanda tıbbi talimat ve önerilere daha düşük seviyede uyum gösterdikleri tespit edildi. Sonuçta sağlık okuryazarlığı düzeyinin düşüklüğünün bireylerin sağlık hizmetinden yararlanma düzeyini de azalttığı belirlenen bu çalışmada, sağlık okuryazarlığı düştükçe kronik hastalıkların arttığı kaydedildi” bilgisini verdi.
TEİS Başkanı Nurten Saydan: Gıda takviyeleri ilaçtır, bilinçli kullanılmalı!
Ecz. Saydan, araştırmanın sonuçları ve sağlık okuryazarlığının eczacılık ve ilaç yönünden önemine dikkat çekerek, “Hastalıkların tedavisi için en önemli ürün ilaçlardır. İlaçlar doğru kullanıldıklarında sağlığımızı korumada önemli rol oynarlar. İlaçların muhafazasından ilaç kullanımına, gıda takviyesi vb. ürünlerin kullanımına kadar geniş bir alanda bilgi düzeyinin artması gerekiyor” diye konuştu.
Sağlık okuryazarlığının toplum sağlığı için önemine işaret eden Nurten Saydan, bu eğitimin Avrupa ve Amerika’da ilkokul seviyesinden itibaren verilmeye başlandığını belirtti. Türkiye’de de benzer bir uygulamanın hayata geçirilebileceğini ifade eden Saydan, “Ülkemizde de ilkokulda bu eğitim başlayabilir. Yetkili kurumların halkın sağlık okuryazarlığını destekleyecek sağlık hizmeti ortamları oluşturabilmeleri, hastalara sağlık okuryazarlığı kazandırabilmeleri için çalışmalar yapması toplum sağlığı açısından çok önemlidir” dedi.
TEİS Başkanı Ecz. Nurten Saydan, hastalıkların tedavisinde ilaçların hayati bir rol oynadığını belirterek, ilaç kullanımıyla ilgili şu bilgileri verdi: “İlaçlar mutlaka kutularında muhafaza edilmelidir. Kullanılan ilaçtan geride kalanlar yine kutusuna konmalıdır. Kutular dış etmenlerden ilaçlarınızı koruyacaktır ayrıca son kullanma tarihlerini de rahatlıkla takip edebileceksiniz. İlaçları ocak yanı, kalorifer peteği yakını, araba ön camı gibi direk güneş alacak yerlere, banyo dolabı gibi normalin üzerinde nemli olan yerlere ve çocukların ulaşabileceği yerlere koymayınız. Eczanelerimizden aldığınız ilaçlar eğer soğuk zincir, yani buzdolabında saklanacak ilaçlar ise sizlere buz aküleri ile birlikte verilirler. Bu ilaçlar buzdolabında saklanmalıdır. Bunun dışındaki ilaçlarınızı eczacınız “buzdolabına konulacak” demediği sürece asla buzdolabına koymayınız.”
TEİS Başkanı: Gıda takviyesi denilerek satılan ilaçlar ciddi sağlık riskleri yaratıyor
Buzdolaplarında en çok ateş düşürücü, öksürük ve vitamin şuruplarının saklandığını hatırlatan Saydan, “Oda sıcaklığında saklanması gerekirken buzdolabında saklanan bazı şurupların içindeki etken maddeler dibe çöker ve bu durum her dozda eşit miktarda ilaç alınmasını engellemiş olur. Bu da tedavi başarısını doğrudan etkiler” bilgisini verdi.
Gıda takviyelerinin de ilaçlarla benzer teknoloji ve formülasyonla üretildiğine işaret eden Saydan, bu ürünlerin ilaç gibi dikkatle kullanılması gerektiğini söyledi. Gıda takviyelerinin ilaçlarla etkileşim içinde olabileceğini vurgulayan Ecz. Nurten Saydan, şunları kaydetti:
“Özellikle belirtmek gerekir ki, bu ilaç takviyeleri tedavide kullandığımız ilaçlarla da etkileşim içerisindedir. Bu durum, kronik hastalıkları olan hastalarda olumsuzluklara sebep olabilmektedir. Bu sebeple gıda takviyelerine de gıda değil, ilaç gibi muamele edilmeli ve aynı ilaçlar gibi saklanmalı ve kullanılmalıdır. Hatta sendikamız halk sağlığı açısından bu ürünlerin de Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılmasının çok önemli olduğunu savunmaktadır. Bilindiği üzere ülkemizde ilaç temininin tek yasal ve güvenli yolu eczanelerdir. Bu yüzden sağlık açısında ilaçlar ve gıda takviyeleri sadece eczanelerden temin edilmelidir.”
Ecz. Saydan, ilaçların hekimin önerdiği süre boyunca kullanılmasının önemine vurgu yaparak, “İlaç, süresi bitmeden bırakılmamalı ve eczacınıza, doktorunuza danışmadan doz değişikliğine gidilmemelidir. İlaç tedavisi kişiye özgüdür, başkalarının ilaçlarını asla kullanmayın. Çünkü başkasına iyi gelen ilaç, size iyi gelmeyecektir. İlaç kutusundan çıkan ölçek veya kullanım malzemelerini kullanın. İlacın aç veya tok karnına alınması ilaç emilimi açısından çok önemlidir, bu nedenle mutlaka eczacınıza danışın.
Genelde yutulacak ilaçlarınızı su ile almaya gayret edin ve bol suyla için. Böylece bir dolu bardak suyla içilen ilaçlar hem mideye daha az zarar verecek, hem de vücuda geçişi rahat olacaktır. Asla turunçgillere ait meyve suları ile ilaç içmeyin hele greyfurt suyu ilaçlarınızın etkisini değiştirir, hatta bazı ilaçların vücutta birikerek zehirlenmenize bile neden olabilir” diye uyardı.
İlaçların doğru zamanlamayla kullanılması gerektiğine de değinen Ecz. Nurten Saydan, “Sabah-akşam kullanılacak bir ilaç, sabah hangi saatte içildiyse akşam da aynı saatte içilmelidir. Yani sabah 09.00’da içildiyse, akşam 21.00’de içilmelidir. Günde 3 sefer içilmesi gereken ilaç örneğin; sabah saat 08.00’de başlanmışsa 2. seferi 16.00’da, üçüncüsü ise gece 24.00’de içilmelidir. Günde 1 defa içilmesi gereken ilaçlar ise her gün aynı saatte alınmalıdır” bilgisini verdi.
Modifiye salımlı tabletler: Yarılanma ömrü 24 saatten az olan ilaçlar, genellikle modifiye salımlı olarak tasarlanmaktadırlar. Böylece ilaçların günde bir kere kullanılması yetecektir. Tabletlerin modifiye salımlı olup olmadıkları tasarımlarından ötürü genellikle gözle anlaşılamaz. Ancak ilacın isminin yanındaki harfler veya kelimeler aracılığıyla genellikle modifiye salımlı oldukları anlaşılabilir. Eğer ilacın isminin yanında M/R, XL, SR harfleri veya retard, chrono, zok, devamlı, yavaş vb. kelimeler mevcutsa, bunlar genellikle ilacın modifiye salımlı olduğuna işaret eder. Modifiye salımlı tabletler asla ezilmez ve kırılmaz. Eğer ezilirlerse ilacın tamamı hızlı bir şekilde kana geçebilir bundan dolayı hasta bir anda çok yüksek bir doz almış olur ve de hızla vücuttan atıldığı için etkisi azalır.
TEİS Başkanı Saydan: İlaç tedarikinde yaşanan sorun artmaya devam ediyor
Enterik kaplı tabletler: Aside dayanıklı tabletlerdir. Enterik kaplı tabletlerde ilaçların asidik ortam olan mide yerine bağırsaklarda veya kolonda salımı söz konusudur ve bunun belirli amaçları vardır; İlaçları midenin asidinden korumak ve mideyi ilaçların zararlı yapısından korumaktır.
Film kaplı tabletler: Tadı kötü olan ilaçların tadını kapatmak için ve aynı zamanda ilaçların kolay yutulmasını sağlamak için ilaçlar kaplanırlar. Bunlarında ezilmesi halinde tatları kötüdür ve aynı zamanda film kaplama da ezilir, ilacın etkisini değiştirebilir.
Suda dağılabilir tabletler: Dağılabilir tabletler çözünebilir tabletler ile karıştırılmamalıdır. İlacı uygulayan kişi, suya attığında tabletlerin suyun içinde eşit oranda dağıldığını düşünmemelidir. Bu sebeple daima bir bardak suda eritilmeli ve erimesinin bitmesi beklenmelidir.
Ağızda dağılan tabletler: Yutma güçlüğü yaşayan hastalar için ideal ilaçlardır. Aynı zaman dil altından emilerek hızla kana karışırlar. İlacın dilaltı yoldan emilimi, oral yoldan 3 ila 10 kat daha fazladır. Dilaltı emilim çoğunlukla hızlıdır, fakat aynı zamanda etki süresi de kısadır.
Likit Preparatlar-sıvı ilaçlar: Yutma güçlüğü olan hastalarda tablet veya kapsüllere alternatif olarak en uygun ilaçlardır. Raf ömürlerini ayarlaması daha zor olan ilaçlardır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?