Zorlantı; ise çoğu kez takıntılı düşünceleri kovmak için yaptığımız irademiz dışı yinelen hareketlerdir.
Temiz olduğunu bildiği herhangi bir şeye dokunduğunda elinin kirlendiğini düşünerek (takıntı) kişinin birçok kez el yıkama zorunluluğunu hissetmesi birçok kez elini yıkaması zorlantı örneğidir.
Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) / takıntı zorlantı hastalığı
Bir diğer örnek ; Abdest alırken gelen Tanrı’ya küfür düşünceleri (takıntı) yüzünden kişinin abdestini bir çok kez yeni baştan almak zorunda kalması olabilir.
Kişi takıntıların aklına gelmemesi ya da zorlantılı hareketleri yapmamak için kendini zorlar. Fakat zorladıkça istenmeyen düşünceler gene gelir. İstenmeyen hareketler tekrar tekrar yapılır.
Saplantı- zorlantı hastalığı (OKB) genellikle genç yaşta başlar. Büyük çoğunlukla ortalama başlama yaşı 18-25 yaşları arasındadır. Erken dönem çocukluk yaşlarında bile görülebilir. Zaman zaman orta yaşlarda, hatta yaşlılıkta başladığı görülmektedir.
Hastalığı’n her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Erişkinlerde cinsiyet farkı hemen hemen görülmezken; ergenler arasında erkek hastalar biraz daha fazladır.
Hastaların çoğunda belirtiler hafif olduğundan doktora gitmezler ve rahatsız oldukları belli olmaz. Bir kısmı hastalıklarını gizlerler, kimseye belli etmek istemezler. Fakat kendi evleri içinde açıkça bellidir. Bazıları da yıllarca süren hastalığı benimsemişlerdir.
Saplantı- zorlantı bozukluğu gösteren hastalarda, majör depresyon sık görülmektedir. Çoğunlukla saplantı ve zorlantılar bir arada bulunmakla birlikte, bazı kişilerde sadece saplantı bazılarında sadece zorlantılar görülebilir. Hastalık insanların kendilerine sıkıntı vermesinin yanında çalışma, sosyal ve aile hayatlarında da ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olabilmektedir.
Beyin işlevlerinde bozulma; Beynimizin çalışmasında yer alan sinir hücrelerinin arasındaki iletişimi sağlayan kimyasallardan serotonin maddesinin işlevinde bozukluktan dolayı olabileceği gösterilmiştir.
Kalıtım Faktörü ; 1. Derece akrabalarında yüzde 20-25 sıklığında görülmesi, ailesel yatkınlığın olabileceğini düşündürmektedir.
Hastaların yaklaşık yarısında belirtiler; bir yakının ölümü, gebelik gibi stresli bir olaydan sonra birden başlayabilmektedir. Ayrıca çocukluk çağı travmalarına maruz
kalanlarda ileri yaşamlarında önemli bir stresle ardından OKB ortaya çıkabilmesi erken çocukluk dönemlerinin hastalık gelişiminde rol oynadığını göstermektedir.
Günümüzde OKB’li hastaların çoğu ilaç ve davranış tedavilerinden yararlanmaktadır. Özellikle serotonin sistemi üzerine etkili ilaçlar tedavide faydalı olmaktadır.
Obsesif kompulsif bozukluk (takıntı) tedavi gerektiren bir hastalık mıdır?
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?