Bilindiği üzere 2016 yılında yargılama sistemimizde istinaf kanun yolu uygulamasına geçildi. Buna göre ilk derece mahkemelerinin kararları önce istinaf mahkemelerine gidiyor. İstinaf mahkemeleri de bu kararların bazılarını kesin olarak bazılarını da temyiz yolu açık olmak üzere karara bağlıyor. Temyiz yolu açık olan kararlar bu sefer Yargıtay tarafından denetleniyor.
Ülkemizde halihazırda 11 farklı istinaf mahkemesi bulunuyor. Her mahkeme kendi yargı çevresindeki uyuşmazlıklara bakıyor ve bunlardan bazılarını nihai olarak karara bağlıyor. Buna göre sözgelimi Eskişehir’de görülen bir uyuşmazlık Ankara İstinaf Mahkemesi’nde, Çorum’da görülen ise Samsun İstinaf Mahkemesi’nde kesin olarak sonuçlandırılabiliyor.
Bu sebeple sözgelimi Ankara ve Samsun İstinaf Mahkemeleri arasında içtihat farklılığı ortaya çıkabiliyor. Şüphesiz bu durum adalete olan inancı sarsıyor. Bununla birlikte hukuk sistemimizin bu soruna getirdiği bir pratik çözüm bulunmuyor.
Geçtiğimiz günlerde Ankara İstinaf Mahkemesi işyeri hekimliği uygulaması ile ilgili çok önemli bir karar verdi. Bu olayda firma, işyeri hekimiyle yaptığı bireysel hizmet sözleşmesini feshetmiş ve OSGB firmasından hizmet almaya başlamıştı. Yerel Mahkeme ise bunu fesih için geçerli neden saymamış ve işyeri hekiminin işe iadesine karar vermişti.
Bunun üzerine uyuşmazlık Ankara İstinaf Mahkemesi’nin önüne gitmişti. İstinaf Mahkemesi hafta içinde verdiği kararda Yerel Mahkeme kararını kaldırdı ve feshi geçersiz saydı. İstinaf Mahkemesi kararında şu gerekçeye yer verildi:
“Davacının davalı işyerinde 6 yıl süreyle tıp doktoru olarak çalıştığı, davalı işveren tarafından işyeri hekimliği hizmetinin ortak sağlık biriminden alınacağı belirtilerek iş akdinin feshedildiği, bilirkişi heyetiyle birlikte işyerinde keşif yapılarak düzenlenen raporda davalı şirketin organizasyon yapısındaki değişiklik sonucu yasal olarak alınması zorunlu olan iş sağlığı ve güvenliği hizmetini bu amaçla kurulmuş dava dışı tüzel kişilikten satın alınmasına karar verildiği, işverenin aldığı işletmesel karar doğrultusunda davacının iş akdinin feshedeldiği, fesih işleminden sonra işyeri hekimi olarak yeni bir kişinin işe alınmadığı, davalı işverenin işyeri hekimliği hizmetinin sözleşme yaptığı …
Anonim Şirketinden almaya başladığı, söz konusu işletmesel karar nedeniyle işyeri hekimliği hizmetini davacının çalıştığı döneme göre yaklaşık %50 oranında daha ucuza temin ettiği, davacının yaptığı iş nedeniyle başka ünvan ve konumda istihdam imkanının bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, bu durumda dosya kapsamı itibariyle davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih işleminin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla mahkemece işe iade davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.”
Oysa Yargıtay 22. Hukuk Dairesi önceki içtihadında OSGB firmasından daha ucuza işyeri hekimliği hizmeti alınacağından bahisle işyeri hekiminin işten çıkarılmasını geçersiz sebep sayarak hekimin işe iadesi kararını onamıştı. Şimdi, Ankara İstinaf Mahkemesinin Yargıtay uygulamasıyla çelişen bir kararı ortaya çıktı.
Özetle Yargıtay aynı konuda hekimin işe iade talebini haklı bulurken, İstinaf mahkemesi haklı bulmuyor. Hukuk devletinde bu türden çelişkili uygulamalar, hukuka olan inancı ve güveni zedeleyecektir. Soruna çözüm bulunması elzemdir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?