Stresli durumlarda salgılanan hormonlardan biri kortizoldür. Stresli bir durum söz konusu olduğunda kortizol hormonu savaş ya da kaç tepkisine yardımcı olmak için yağ hücrelerinin içindeki yakıtı bırakmasına neden olur. Böylece her iki tepkinin de gösterilemediği durumlarda kişi anksiyete hissiyle oturmak zorunda kalır. Ancak yağ hücrelerinin boşalttığı yakıt nedeniyle, midede kazınma hissi yaşanır ve kişi şiddetle yemek yeme arzusu duyar.
Sanem Apa, “Sürekli stres kortizol seviyesini yükselttiği için sürekli gerekli yakıtı alma gerekliliği doğar. Bu yakıt da yağ ve karbonhidrattır. Bu nedenle arzulanan yemekler genellikle cips ya da kızartma tipi besinler olur. Yapılan araştırmalar stres altındayken bazen şeker oranı yüksek besinlerin de tercih edildiğini gösteriyor. Ancak tercih edilen besinlerin ortak iki yönü kalorilerinin yüksek, besin değerlerininse düşük olması. Ayrıca bitkisel besinlerden alınan koruyucu (kanserle ve başka hastalıklarla savaşan) bir takım kimyasallardan da yoksunlar.
Stres sonucu yenen yemeklerin başka yönünün de alınan yağın vücudun herhangi bir bölgesine örneğin kalçalara ya da bacaklara değil, genelde karın bölgesine birikmesi olduğunu dile getiren Sanem Apa,
“Eğer stresliyken mutlaka yemek yemeniz gerekiyorsa en azından bunun sağlıklı besinlerden oluşmasına çalışın. Kendinize önceden atıştırılacak yiyecekler hazırlamaya çalışın çünkü stres anında düşüncesizce abur cubur yemeniz muhtemeldir. Stres anında triptofan içeriği yüksek besinler tüketmek stresle başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Taze meyveler, yağsız yoğurt veya süt, muz, kakao, kuru kayısı, hurma, leblebi kolayca taşıyabileceğiniz basit çözümler olabilir.
Koyu yeşil yapraklı sebzeleri ve kurubaklagilleri her gün mutlaka tüketmeye çalışın. İçeriklerindeki magnezyum sayesinde kortizol seviyenizi dengelemeniz kolaylaşacaktır. Daha önceden haşladığınız nohut, fasulye, yeşil mercimeği öğünlerinizde salatanıza 1- 2 çorba kaşığı kadar ekleyerek beslenmenizde büyük bir adım atmış olursunuz” dedi.
Strese karşı bitki çaylarından yararlanabileceğine dikkat çeken Apa, “Örneğin; melisa, papatya, lavanta, rooibos ve passiflora içerikli bitki çayları tercih edilebilir. Rooibos çayı kafein içermediği için uykusuzluk, huzursuzluk, baş ağrısı ve stres gibi olumsuz faktörleri kontrol altına alır. Passifloranın ise sakinleştirici, huzur verici, rahatlatıcı, dikkat toplamaya yardımcı etkisi vardır. Bu nedenle uyku sorunları için en çok tercih edilen bitkidir. En iyi özelliği ise uyku ilaçlarının aksine hiçbir yan etkisinin olmamasıdır. Hatta bazı ülkelerde uyku sorunlarında ilaçlar yerine sadece passiflora bitkisi kullanıldığı bilinmektedir. Bazı markaların uykuya yardımcı bu bitkilerden birçoğunu içeren rahatlatıcı ve sakinleştirici relax çayları da bulunmaktadır, onları da tercih edebilirsiniz” diyor.
Balık, omega3 ve omega 6 yağ asitleri sayesinde hem beyin faaliyetlerinizi geliştirir hem de strese karşı koruyucu etki gösterir.
Badem, ceviz, antep fıstığı ve fındık gibi yağlı tohumlardan her gün doğru miktarda tüketmek strese karşı en büyük alternatifiniz olabilir.
Rahatlamayı öğrenmelisiniz. Günde 5 ila 20 dakikanızı rahat bir şekilde oturup derin derin nefes alıp vermeye ve sadece nefesinize odaklanmaya ayırmalısınız. Kendinize sürekli olumlu düşünmeniz gerektiği konusunda hatırlatmada bulunmalısınız. Olumsuz düşünceleri mümkün olduğunca aklınızdan uzaklaştırmalısınız.
Düzenli olarak egzersiz yapmalısınız. Egzersiz kan şekerinizin dengelenmesini sağlamakla kalmaz, stresinizi de azaltır. Egzersiz yaparken olumlu düşünceler düşünmeye çalışmalı, sadece spor olarak değil, kendinize ayırdığınız bir zaman olarak görmelisiniz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?