Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ: Stomaterapi; ileostomi, kolostomi ve üriner diversiyon açılan hastalara verilen uzmanlaşmış bakımdır. Stomaterapi ünitelerinde çalışan Stoma ve Yara Bakım Hemşirelerinin amacı; yarası, stoması ve inkontinansı olan bireyin problemlerini çözmek, bireyi sorunları ile baş edebilecek yeterliliğe getirmek ve sınırları ölçüsünde üretken, kaliteli bir yaşam sürdürmesini sağlamaktır. Tıbbi sebep ne olursa olsun stoma açılması, bireyin tüm yaşamını etkileyebilen fizyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel sorunlara neden olabilmektedir. Stomalı bireyler çoğunlukla; dışkı sızıntısı, cilt tahrişi, kontrolsüz gaz ve gaita çıkışı, koku, kabızlık, ishal ve iştahsızlık gibi fizyolojik sorunlar; anksiyete, depresyon, beden imajının değişmesi, benlik saygısı ve özgüvenin azalması, çekiciliğin kaybı gibi psikolojik sorunlar ve eş-aile ilişkilerinin bozulması, işten ayrılma ve sosyal izolasyon gibi sosyal sorunlar yaşamaktadırlar. Stomaterapi ünitelerinde özel eğitim almış hemşireler tarafından takip edilerek sürekli bakım ve danışmanlık hizmeti alan hastaların, bu sorunları ile daha iyi baş edebildikleri, komplikasyon oranının daha düşük ve yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu araştırmalarla gösterilmiştir.
Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ: Stomaterapi, 1958 yılında bir kolorektal cerrah olan Dr. Rubert Beach Turnbull tarafından Cleveland Klinik’te başlatılmıştır. İlk eğitim programı 1961 yılında yine ABD’de 1973 yılında ise İngiltere’de başlatılmıştır. Günümüzde Stoma ve Yara Bakım Hemşiresi olabilmek için uluslararası en temel kriterler, hemşirelikte lisans mezunu olduktan sonra 240 veya 320 saatlik Sertifikalı Eğitim Programını tamamlamaktır. Öneminin kanıtlanmasına ve yaklaşık yarım asır önce başlatılmış olmasına rağmen stomaterapi hizmeti ülkemizde istenilir düzeyde değildir. Türkiye’de stomalı bireylerin bakımına yönelik ilk stoma terapi ünitesi benim de içinde bulunduğum bir ekip tarafından, Ankara’da Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde 14 Eylül 2000 tarihinde açıldı. Bu ünitenin kurulması stoma ve yara bakım hemşireliğinin geliştirilmesi ve stomalı hastaların yaşam kalitelerinin arttırılması adına önemli bir adım olmuştur.
Stomaterapi ünitesinde, stoma açılan hasta ve hasta ailesine eğitim, danışmanlık ve bakım hizmeti verilmektedir. Ülkemizde ilk kez 2000 yılında hizmet vermeye başlayan stomaterapi ünitelerinin sayısı, kurs programlarını tamamlayan hemşirelerin ve konunun önemine inanan kolorektal cerrahların yoğun çabaları ile 20’ye ulaşmıştır. Sertifikalı hemşire sayısı ise 244’tür. Kamu Hastaneler Birliği’nin kurulması ile birlikte bu özel ünitelere ve sertifikalı hemşirelere ilginin arttığı dikkat çekmektedir.
Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ: Stomaterapi üniteleri ülkemizin ihtiyacını karşılayacak sayıda değildir. Bana göre bu durumun en önemli nedeni stomaterapi hizmetinin önemine ilişkin bilgi eksikliğidir. Özellikle sağlık hizmetlerinin yapılandırılması ve yönetimi ile ilgili karar vericiler, hastaların yakınlarından bile gizledikleri stoma ile yaşamın güçlüğünü ve topluma getirdiği yükü tüm boyutları ile farketmedikleri için çözümlerde gecikmektedir. Nitekim birçok hasta ve hasta yakınının “başımıza gelinceye kadar böyle bir sorunun farkında değildik” cümlesini çok sık kullandığına tanık oluyoruz. Konunun önemini ve sorunun boyutlarını fark eden kurumlar ünitelerini açmaktadırlar. Yara Ostomi İnkontinans Hemşireleri Derneği olarak Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimleri ile yaptığımız görüşmelere dayanarak bu stomaterapi sayısının hızla artacağını söyleyebilirim.
Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ: Stoma ve Yara Bakım Hemşireleri sadece stomalı değil, aynı zamanda yara, fistül, inkontinans, beslenme tüpü ve çeşitli deri problemleri olan bireylerin bakımı ile de ilgilenmektedir. Hemşire; ameliyattan önce hastaya stomanın ne olduğunu, görünümünü ve fonksiyonunu açıklar ve stoma bakım ürünlerini tanıtır.
Hastaların en önemli endişe kaynakları olan; koku kontrolü, yara bakımı, kıyafet seçimi, ameliyatın psikoseksüel etkileri ve komplikasyonlar konusundaki bilgi gereksinimlerini karşılar. Ameliyat olacak hastada, hastanın tüm konforunu düşünerek stoma bölgesini işaretler. Ameliyattan sonra mümkün olan en kısa sürede hastayı kendi bakımını üstlenmeye teşvik eder. Hastaya ve hasta yakınına ostomi torbasını boşaltma, stomanın çapını ölçme, parastomal cilt temizliği, adaptörü / torbayı değiştirme ve yardımcı bakım ürünlerini kullanma gibi teknik becerileri kazandırır. Kalıcı kolostomisi olan uygun hastalara kolostomi irrigasyonunu öğretir.
Prof. Dr. Ayişe KARADAĞ: Son olarak diyebilirim ki kronik yarası ve stoması olan her bireyin uzmanlaşmış bakım alma hakkı vardır. Bu hak, bizim sorumluluklarımızı ifade eder. Dolayısıyla çağdaş sağlık hizmeti sunmanın bir gereği olarak Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve özel hastaneler stomaterapi ünitelerinin sayılarını artırmalıdır. Bu konudaki en önemli sorumluluk ise bu hizmeti talep etmesi gereken topluma düşmektedir. Yara Ostomi İnkontinans Hemşireleri Derneği olarak biz “Dünya Ostomililer Günü” etkinlikleri ile toplumu konu hakkında bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?