OECD Sağlık Verileri: Türkiye’deki hemşirelerin %76’sı yurt dışında çalışmak istiyor
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Sağlık Verileri 2022’ye göre, Türkiye 100 bin nüfusa düşen toplam hemşire sayısında 43 ülke...
DevamıDr. Fatma Karaman Serbest Kürsü grubunda bir güncelleme yayınladı 10 yıl 5 ay önce
Kan testi kılavuzu ile hastaneler arasında sonuç farkı olmayacak
Türkiye’de kan alımında yapılan hataların ciddi boyutlara ulaşması ve kan kültürü uygulamalarının hastaneler arasında farklılıklar göstermesi nedeniyle önemli bir kılavuz hazırlandı. Yeni kılavuz ile farklılıklar ortadan kaldırılarak daha hızlı, doğru tanı ve tedavi imkânları standart hale getirilecek. Dünyada, her yıl yaklaşık 30 milyon kişi sepsis oluyor. Küresel Sepsis Topluluğu’nun verilerine göre sepsis, her yıl yaklaşık yüzde 8–13 oranında artış gösteriyor. Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla hasta, sepsis nedeniyle kaybediliyor. Sepsise bağlı ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle, hızlı ve doğru kan kültürü testleri hastaların tedavisi için hayati önem taşıyor.
Türkiye’de son 20 yıldır yaygın olarak kullanılan kan kültürü sistemlerinin uygun olmadığı ve bu alanda standart eksikliği, mikrobiyoloji hekimleri tarafından sıkça dile getirilen bir sorun. Bu sorunların çözümü için yeni bir “Kan Kültürü Uygulama Kılavuzu” hazırlandı. Konu hakkında bilgi veren Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu, kan kültürünün, test şişelerine alınan kan ile yapılan bir test olması sebebiyle kliniklerde kan alımında yapılan hataların oldukça ciddi boyutlarda olduğu bilgisini verdi. Başustaoğlu, “Bu hataların en önemli sorunu kontaminasyon dediğimiz bulaş sorunudur. Uluslararası standartlarda yüzde 3’ten az olması beklenen kontaminasyon oranı yüzde 37’lere kadar çıkmaktadır.” dedi.
Başustaoğlu, hastane ve kliniklerde kan kültürü alınmasına karar veren hekimlerden başlayarak kan alımını gerçekleştiren hemşirelerin, zamanlama, uygun cilt temizliği, etiketleme (şişe üzerinde bilgilendirme) ve örneklerin laboratuvarlara nakli konularında özel eğitim almaları gerektiğinin altını çizdi. Kan kültürü uygulamalarının hastaneler ve klinikler arasında büyük farklılıklar gösterdiğini belirten Başustaoğlu, “Bu farklılıklar, özellikle kan örneğinin alınması sırasında zamanlama, cilt antisepsisi, şişe sayısı, şişelerin laboratuvara ulaştırılması ve üreyen mikroorganizmaların yorumlanması aşamalarında karşımıza çıkmaktadır. Uygun alım tekniklerinin kullanılması kan kültürünün bulaş riskini azaltacak ve doğru sonuçların çıkmasını sağlayacaktır. Bu durum hastane ve laboratuvar giderlerini ve gereksiz antibiyotik kullanımını azaltacaktır.” diye konuştu. 1000’e yakın mikrobiyoloji hekiminin katıldığı bir anketle hazırlanan Kan Kültürü Uygulama Kılavuzu’nun, özellikle sepsisin tanı ve tedavisi için altın standartlar getirdiğini ve hastaneler arasındaki uygulama farklılıkların ortadan kaldıracağını söyledi.
Kan kültürünün erken tanıdaki önemine dikkat çeken Başustaoğlu şu bilgileri verdi: “Gecikilen her saat ölüm oranında yüzde 7,4 artışa sebep olur. Doğru tanı zamanında verilirse, hem hayat kurtarır hem de yanlış tedavi engellenmiş olur. Sepsiste ölüm oranı AİDS’ten daha yüksek. AİDS’ten ölüm 1,7 milyon iken sepsisten ölüm 6 milyon.”Zaman