OECD Sağlık Verileri: Türkiye’deki hemşirelerin %76’sı yurt dışında çalışmak istiyor
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Sağlık Verileri 2022’ye göre, Türkiye 100 bin nüfusa düşen toplam hemşire sayısında 43 ülke...
DevamıMedikal Akademi Diyabet grubunda bir güncelleme yayınladı 10 yıl 6 ay önce
Tiroid hayatınızın hızını kesmesin!
36. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ev sahipliğinde, Antalya’da sürüyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. A. Sadi Gündoğdu, tiroid hastalıkları hakkında bilgi veriyor
Tiroid bezi; “Hayatımızın hızını ayarlayan bez!” olarak tanımlanıyor. Pek çok hastalığın altında yatan neden olabiliyor. Boyunda, nefes borusunun iki tarafında “kelebek” şeklinde yer alan tiroid bezi, sessizliğini bozunca hayatımızın hızını kesebiliyor. Tiroid bezinin büyümesi, tembelliği, çok çalışması, vücut dengesini ve fonksiyonlarını alt üst ediyor. Kronik bir rahatsızlık olan tiroid hastalıkları, tedavi edilerek kontrol altında tutulabiliyor. Zamanla kansere de dönüşebilen nodüller, tiroid hormonu yapımı ile ilgili sorunlar; sinirlilik ve depresyon, aşırı iştah veya kilo kaybı, terleme, titreme, adet bozukluğu ve kısırlık, ishal veya kabızlık, çarpıntı, kalpte ritm bozuklukları gibi genel şikayetlere neden oluyor. Öncelikle, iyot eksikliği bölgelerde iyotlu tuz kullanılmasını öneren uzmanlar, hayat boyu kullanılması gereken ilaç tedavisinin de aksatılmamasına, doz ayarlamasının ve uygun doz kullanımının önemine dikkat çekiyorlar. Tiroid hastalıklarının teşhisinin de tedavisinin de çok kolay olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu tür sorunu olanların çok iyi takip edilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Bütün tiroid hastalıkları, halk arasında genel olarak “guatr” olarak biliniyor. Halbuki, basit guatr, nodüllü guatr, zehirli guatr, zehirsiz guatr gibi farklı nedenleri ve farklı tedavileri olan tiroid hastalıkları var. Kronik bir hastalık olduğu için sürekli takip gerektiren tedavileri vardır. Bu hastaların tedavisinde; ilaç tedavisi, cerrahi tedavi veya radyoaktif iyot tedavisi’ uygulanabiliyor.
Tiroid deyince akla “guatr” geliyor.
Tiroid hastalıkları “guatr”dan ibaret değil. Guatr, bir iç salgı bezi olan tiroid bezinin büyümesine verilen adıdır. Tiroid bezinin büyümesinin ve fonksiyonlarının bozulmasının pek çok nedeni vardır. Ülkemiz açısından en temel nedeni iyot eksikliği Avrupa’nın pek çok ülkesinde, Afrika’da da iyot eksikliği olan bölgeler bulunmaktadır. İyot, tiroid hormonu sentezinde kullanılıyor. İnsanlar iyot gereksinimini deniz ürünleri, sebzeler gibi farklı besinlerden, sudan karşılayabiliyorlar.
Tiroid hormonlarının yapımının normal düzeyde olması için günlük iyot ihtiyacı kabaca 150 mikrogramdır ki, bu doğal olarak günlük tüketilen besinlerle alınıyor. Ülkemizde, iyot eksikliği yüzünden tiroid hastalıklarının bu boyutta olması gerekir. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde, bazı sarp dağlık bölgelerde İyot gıdalara ve suya karışmadan akıp gitmektedir. Fazla tüketildiğin takdirde, karalahana, şalgam gibi besinlerin guatr yapıcı etkisi olabilmektedir.
İyotun az veya çok alınması dışında, bazı ilaçlar da vücudun iyod etkisini bozabilmektedir. Örneğin kalp ritmini düzenlemek amacı ile kullanılan( amiodoron) ve psikiyatride kullanılan bazı ilaçlar, bazı kimyasal maddeler, tiroid bezini tutan bazı enfeksiyonlar da tiroid işlevlerini etkileyebilir.
Tiroid bezi, vücut fonksiyonlarını nasıl etkiliyor, ne işe yarıyor
Tiroid hormanları vücut metabolizmasını kontrol ediyor. Yeterli tiroid hormonu üretilmezse metabolizma yavaşladığından kolay kilo alınır, kilo verme zorlaşır, oksijen tüketimi azalır, yorgunluk kalp atışlarında yavaşlama, daha çok uyuma isteği, kolesterol artışı, deride kuruma, saç dökülmesi, gibi belirtiler ortaya çıkar.
Tiroid bezi, kalbi veya tansiyonu etkileyebilir mi?
Kalp fonksiyonlarının normal devamlılığı tiroid hormonlarının normal olmasına bağlıdır. Tiroid hormonu eksikliğinde kalp atışlarında yavaşlama,fazlalığında ise hızlanma ve ritm bozuklukları ortaya çıkar .Her iki durumda da tedavi edilmezse kalp yetersizliği ile sonuçlanabilir. Hipertiroidi olarak adlandırılan hormon fazlalığı durumunda özellikle sistolik hipertansiyon adı verilen büyük tansiyonda yükselme olur. Hipotiroidi olarak adlandırdığımız hormon eksikliği durumunda diastolik hipertansiyon olarak adlandırdığımız küçük tansiyonda yükselme olur.
“Guatr riski taşıyor muyum?” nasıl anlayabiliriz?
Ailede guatr varsa, Türkiye’de guatr çok olan bölgeden geliyorsanız ve belirtileri varsa bir endokrinoloğa mutlaka başvurmak gerekir. Teşhisi de kolaydır; öncelikle fizik muayene, laboratuar testleri, tiroid hormonlarının değerlendirilmesi, ultrasonografi ile bazı olgularda sintigrafik inceleme yapılır. Artık pek çok check-up programlarında tiroid fonksiyonları değerlendirilmeye başlanmıştır.
Guatr dışında tiroid hastalıkları hangileridir?
Tiroid bezinin büyümesi sonucu oluşan guatr, zamanla nodül oluşumları ile farklı tiroid hastalıkları halinde ortaya çıkabilir. Tiroid bezinin az çalışması durumunu hipotiroidi, aşırı çalışması durumunu ise hipertiroidi olarak değerlendiriyoruz. Eğer tiroid bezinde kistik yapılar, yumrular oluşmuşsa nodüllü guatr denir. Guatr olanların bir kısmında tiroid hormonları normal olduğu için hasta kendinde guatr olduğunu bilemeyebilir. Bu yüzden halk arasında ‘sinsi hastalık’, gizli guatr tabirleri de kullanılmaktadır. Belirtilerin ve komplikasyonlarının zenginliği nedeniyle de bazı durumlarda yanlış yönlendirmeler olabiliyor. Hastada adet düzensizliği varsa ve kısırlık sorunu yaşıyorsa hasta mutlaka endokrinoloğa yönlendirilmelidir. Saç dökülmesinin aşırı terlemenin, erken yaşta osteoporoz oluşumunun altında yatan neden gizli guatr olabilir.