Hava soğuk olduğu için evlerin, işyerlerinin pencerelerini, arabaların camlarını, toplu ulaşımda otobüslerin, metrobüsün, metronun camlarını açamayız ya da üşümemek için açmayız. Kısaca ortamları iyi havalandırmayız ve insanlar bu kapalı ortamlarda sürekli birbirlerine grip-nezle nedeni olan bu virüsleri bulaştırırlar.
Gribe ne iyi gelir? Grip ne zaman tehlikelidir? Nasıl hafif atlatılır?
Havalandırma sistemiyle ısınılan-soğutulan büyük işyerlerinde, okullarda, üniversitelerde, yurtlarda, anaokullarında da durum aynıdır. Yani aslında soğuk hava değil ortamı havalandırmamak hastalığın insandan insana bulaşmasına ve hasta olmamıza neden olur. Dolayısıyla kış aylarında bu virüsleri başka birinden kapmak çok kolaydır ve her sağlıklı birey her kış bir kaç kez grip olabilir. Bu normaldir!
Bağışıklık sisteminin zayıf olduğu, aşırı stres, yorgunluk, iyi beslenememe, tam dinleneme, yetersiz uyku dönemlerinde virüsler bizi daha kolay hasta ederler ya da daha hafif geçecek bir hastalık daha ağır geçebilir. Ancak bağışıklık sistemi için dengeli beslenme, iyi dinlenme, düzenli uyku ve spor yapmak dışında yapmamız gereken bir şey yoktur. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği ya da grip-nezle olmayı önlediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir vitamin ya da başka bitkisel ürün yoktur. Bağışıklık sistemi ölçülebilen bir şey de değildir.
“Ama ne zaman soğukta kalsam hasta oluyorum, soğuk su içince boğazlarım şişiyor”…
Grip olduğumuzda, toplumda “genel kültür bilgisi” gibi kafamızda yer ettiği için, hemen “dün ceryanda kaldım, soğukta kaldım, yağmur yedim, hava rüzgarlıydı, klima çarptı, soğuk su içtim” gibi nedenler ararız ve mutlaka buluruz. Çünkü bunları nerdeyse her gün yaşarız, sonuçta kış mevsiminde havanın soğuk olmadığı gün yok gibidir.
Nezle nedir, nasıl tedavi edilir? Soğuk algınlığı ve grip arasındaki farklar
Yani bizi hasta edenin bir virüs olduğunu bilmediğimiz için sadece o günlere denk gelen bir soğuk havayı ya da yağmuru suçlarız. Ya da sadece bir gün önceki soğuk hava bir gün sonraki boğaz ağrısına ya da öksürükle aynı günlere denk gelmiştir o kadar.
Grip nezle virüsleri üst solunum yolları dediğimiz; burun, sinüsler, geniz (rino-farenks), boğaz(farenks), bademcikler (tonsiller), gırtlak ve ses telleri (larenks), soluk borusu (trakea ve bronşların başlangıcı) yüzeyine (mukozasına) yerleşir ve bir hasar oluşturur. Bağışıklık sistemimizin de buna verdiği cevapla birlikte nezlede burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, boğaz ağrısı, geniz akıntısı ve gripte bunlara ek olarak yüksek ateş, baş ağrısı, eklem ağrıları ve halsizlik yaşarız.
Yüksek ateş kendini üşüme ve titreme şeklinde gösterir. Yani ateş yükselirken aslında üşürüz. Ateş düşmeye başladığında vücudumuzda sıcaklık hissederiz ve terleriz. Gripte 3 gün ateş olması beklenen bir durumdur.
Genelde ilk üç gün tüm bu belirtiler daha ağır yaşanır. Üçüncü günden sonra ise %95’ten fazla oranda yüksek ateş de dahil tüm belirtiler hafifler kendimizi daha iyi hissederiz. Boğaz ağrısı, burun akıntısı, geniz akıntısı birkaç gün daha devam edebilir. Özellikle öksürük bazen bir hafta hatta 20-25 gün kadar devam edebilir. Bu hastalığın “ciğerlerinize indiği” ya da antibiyotik almanız gerektiği anlamına gelmez.
Hamilelikte grip bebeğe zarar verir mi? Gebelikte grip aşısı yapılmalı mı?
“Acile gittim, serum taktılar, anında ayağa kalktım”. “Antibiyotik aldım ertesi gün bir şeyim kalmadı”. “Bir bitki çayı içeceksin sabaha bir şeyin kalmaz”… Aslında bunların hem hepsi doğru hem de tamamen yanlış. Üçüncü gün civarında aslında hastalık kendiliğinden hafiflediği için o dönemde aldığınız herhangi bir serum (genelde sadece tuzlu sudur, bazen içine vitaminler vs. karıştırılır ama aslında tamamen gereksiz ve yararsızdır) ya da bitkisel çay ya da ilaçlar hastalığı iyileştirdi sanırız.
Antibiyotikler virüslere karşı etkisizdir. Hatta yan etkileri nedeniyle (ishale ve bağırsak florasının bozulmasına neden olur) kendinizi daha kötü bile hissedebilirsiniz. Bazı antibiyotiklerin ciddi yan etkileri de olabilir (bağırsak iltihaplanması, kalpte ritm bozukluğu (eritromisin, klaritromisin), ciddi alerjik reaksiyonlar, tendon kopması (siprofloksasin).
“Antibiyotik almadan iyileşmiyor” diye bir şey yok. Üçüncü günden sonra %95 iyileşir. Aslında 3-4 gün sabredip sonra da bir antibiyotik aldığınızda o iyileştirdi sanırsınız. “Ateş yoksa (üç günden uzun süren) antibiyotik de yok”. En basitleştirilmiş formülle 3 günden uzun süren ateşi olmayan hastalar çoğunlukla antibiyotik gerekmez. Dördüncü gün hala ateş varsa bir doktora gitmek iyi olacaktır.
“Bir an önce iyileşmek için hangi ilacı alayım”- Grip ilaçları iyileştirici değil!. Ne yazık ki böyle bir ilaç yok. Grip ilaçları da iyileştirici değil sadece semptom gidericidir, yani geçici olarak boğaz ağrınızı azaltır, burnunuzun akıntısını azaltır ya da tıkalıysa geçici olarak açar. Ancak hastalığı iyileştirmez, hastalık süresini kısaltmaz.
Grip olduğunuzda boğazınızda, burnunuzda, sinüslerinizde, gırtlakta ve soluk borusunda da virüs nedenli hasar oluşur. Yani hasar aynı anda boğazda (farenjit)- burunda (rinit), sinüslerde (sinüzit), Larenkste (Larenjit=ses kısıklığı), soluk borusunun üst kısımlarında (trakeit) olur. Bazen boğaz, bazen soluk borusu, bazen de burun daha fazla etkilenir. Yani mesela “farenjit olmak” demek daha kötü bir hastalık demek değildir, ya da farenjit larenjitten daha kötü değildir. Sinüzitte sinüslerde daha fazla hasar olur ve göz çevresinde ağrılar ve baş ağrısı olur. Sinüzitin iyileşme süreci 2 haftayı geçebilir.
Grip ve zatürre için aşılanma zamanı: Hangi risk grupları aşılanmalı?
“Bronşit mi oldum?” “ Zatürre başlangıcıymış”… Aslında zatürre başlangıcı diye bir tanı yoktur. Zatürre 3-4 günden uzun süren yüksek ateş (üşüme-titreme), bol balgamlı öksürük, aşırı halsizlik ve nefes darlığı gibi ağır belirtilerle giden bir hastalıktır. Bunlar bir arada değilse mesela ateş olmadan şiddetli öksürük genelde zatürre ya da zatürre başlangıcı değildir. Bronşit de genelde ağır bir tablodur, yüksek ateş ve bol balgamlı öksürük olur.
Genelde, halsizlikle birlikte olsa da günlük hayatındaki işlerine devam edebilen, yemek yiyebilen, ev işi yapabilen herkes için rahatça bronşit ya da zatürre değildir, grip ya da nezle geçiriyordur diyebiliriz. “Göğsüme inmesinden korkuyorum, engellemek için ilaç almam lazım”… Hastalığın “göğüse inmesi”nden kastedilen genelde şiddetli öksürüğün başlamasıdır. Öksürük zaten genelde gribin bir parçasıdır. Öksürmek hastalığın göğüse indiği anlamına gelmez. Grip bazen çok ağır geçebilir, gribin üzerine zatürre de gelişebilir ancak bu çok nadir olur.
Antibiyotik nedir, nasıl kullanılır? Faydaları, direnci ve zararları
Grip/nezle en çok ellerden bulaşır. O yüzden yapılması gereken öpüşmemek değil el sıkışmamaktır. Virüsler en çok da kapı kolları, masa-sandalye, bilgisayar klavyesi gibi yüzeylerden bulaşır.
Çocuklar grip geçirecek ya da geçiriyor diye aşırı endişe etmenin bir anlamı yoktur. Hele ki bu endişeyle çocuk üzerinde sürekli baskı kurmak, “montunu giy, fermuarını çek”, “atkını tak”, “aman pencereyi açma”, “aman ceryanda kalma”, “soğuk su içme”, “koşma”, “terleme” gibi sözleri sürekli tekrarlamak çocuk üzerinde psikolojik olarak olumsuz etki gösteren davranışlardır. Grip/nezle geçirmek çok da kötü bir şey değildir, %95’ten daha yüksek oranlarda kendi kendine geçer ve sonuçta çocuğun bağışıklık sistemi gelişir.
Grip-nezle olan çocuklarda ateş yüksekliği olursa ateş düşürücü vermek, burun tıkanıklığı için deniz suyu kullanmak dışında 3 gün evde gözlemlemek çoğunlukla yeterli olacaktır. %90’dan yüksek oranda 3. günden sonra iyileşme başlayacaktır. Çocuklar için olan grip ilaçları (şuruplar) iyileştirici değildir. Öksürük şurupları da çoğunlukla gereksizdir ve iyileştirici değildir. Birçok yan etkiye ve hatta nöbet geçirmek gibi ciddi yan etkilere sebep olabilir. Burun akıntısı, boğaz ağrısı ya da öksürük ilaç verilmesini gerektirmez. Bunlar çoğunlukla bir süre sonra yavaş yavaş kendiliğinden iyileşecektir.
“Çocuk dışarda top oynadı, terledi, hasta oldu” diye bir şey yok. Çocuklarınızın dışarda oynamasını engellemeyin. Fiziksel aktivite çocukların sağlığı için çok önemli. Sıcak evde sürekli telefon-bilgisayar başında oynayacağına soğuk havada dışarda oynasın daha iyi. Üşümeyecek kadar giyinmesini sağlayın yeter. Sürekli “çocuk üşüyecek, hasta olacak” diye kalın kazaklar, montlar giydirmekte de ısrar etmeyin, giymek istemeyen çocuğa zorla giydirmeye çalışıp çocukla aranızda gerginlik yaratmayın.
Zatürre (pnömoni) nedir? Kimlerde görülür? Belirtileri ve tedavisi
Üşüyen çocuk zaten sizden giymek isteyeceği kazağını montunu isteyecektir. Ayrıca giyinme-üşüme-soğuk algısı ve hissi tamamen çocukluktan alıştırmayla ilgilidir. Çocukken soğuğa daha alışkın büyütülen çocuklar hem kolay üşümez hem de daha dirençli olurlar.(bakınız; özellikle Rusya ve Kuzey ülkeleri)
Ne yazık ki bulaşmayı önleyecek bir ilaç henüz icat edilmedi. Aynı evde ya da aynı okulda yurtta kalanlar arasında bulaşmayı engellemek için yapılabilecek çok fazla bir şey yok. Elleri yıkamak ve temastan kaçınmak belki de yapılabilecek tek şey.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?