Kız çocuklarında erkek çocuklarına oranla çok daha fazla görülen omurga eğriliği, gelişim sürecinde omurganın giderek bariz bir şekilde yamulması ve yaşam kalitesini etkilemeye başlamasının ardından fark edilir. En sık rastlanan skolyoz türü olan dış bükey tarzında gelişen omurga eğriliğinin tedavisinde uzun bir süre cerrahi müdahale gündeme gelmemektedir. Bu noktada skolyoz nedir? Sorusunu açmak gerekirse; omurganın öne doğru bükülmesi kifoz (kamburluk) ile karıştırılabilen skolyoz rahatsızlığında omurga yanlara doğru eğilmesi neticesinde ortaya çıkar.)
Diğer birçok hastalıkta olduğu gibi skolyoz rahatsızlığının erken tanısı bu konuda önemli avantajlar sağlamaktadır. Değişik müdahalelerle hastalığın kontrol altına alınması açısından değer taşıyan erken tanı sayesinde özellikle bebeklik veya çocukluk dönemlerinde skolyoz tanısı konulmuş hastalarda eğriliğin artması yavaşlatılmaktadır.
Tıbbi uygulamalara eşlik eden bir takım fizyoterapi yöntemleri tedavinin ilk etabını oluşturmaktadır. Çünkü gelişim çağındaki çocukların omurgaların da herhangi bir cerrahi müdahalede bulunmak bu gelişimi doğrudan etkileyecek veya tamamen durdurabilecek bir riskler taşımaktadır. Bunun yanı sıra cerrahi müdahale sonrasında uzman tarafından uygun görülmesi halinde kişiye özel hazırlanmış korseler kullanılabilmektedir.
Dolayısıyla cerrahi girişim henüz gelişimini tamamlanmamış hastanın kalan yaşamını olumsuz yönde etkileyecek şekilde omurgayı deforme edecek bir yaklaşım olarak ilk etapta kesinlikle kullanılmamaktadır. Bu nedenle skolyoz belirtilerinin ardından hemen bir cerrahi müdahalede bulunulmaz ve osteopat / fizyoterapist eşliğinde kullanılan yöntemler ve materyaller ile omurganın gelişim rotası düzeltilmeye çalışılır. Kişinin fiziksel gelişimini tamamlamasının ardında cerrahi müdahalenin başarısını etkileyen bu terapi süreci ameliyat sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyonların önüne geçilebilmesi açısından erken tanı ile başlayan egzersizler ve fizik tedavi hayati önem taşımaktadır.
Tüm vücut fonksiyonlarında olduğu gibi bağışıklık sistemindeki psikoimmünolojik düşüşler psikonöroimmünologlar tarafından destekleyici nitelikte sunulan terapi osteopati yöntemleri ile skolyoz tedavisine tamamlayıcı bağlamda bütünlük katmaktadır. Bunun yanı sıra kiföz ve postür bozukluklarının sağaltımında sıkça başvurulan osteopati terapi yöntemi içerisinde Schroth metodu gibi çeşitli metotların varlığı ile güçlü bir iyileşme sürecini etkilemektedir.
Kemik Erimesi (Osteoporoz) nedir? Korunma yöntemleri ve tedavisi!
Osteopatik terapi yönteminde ayrı bir yeri bulunan schroth metodu ile hastanın çok tekrar yöntemi ve doğru geri bildirim prensibine dayanıyor. Üç boyutlu egzersizlerin kullanıldığı bir yaklaşım olan bu metot spinal deformitenin düzeltmesi ve rotasyonel solunum teknikleri gibi uygulamalarla hastanın kendini eğitmesine fırsat tanımaktadır.
Bu yöntemle doğru postür oluşturulması ve bunun korunmasının dışında estetik görünümün tekrar kazanılması, akciğer fonksiyonlarının güçlendirilmesi ve bu deformiteye bağlı gelişen ağrılarda belirgin azalma hedeflenir. Hastanın bizzat kendisinin de yalnız başına devam ettirebildiği egzersizler ile sağaltımına çalışıldığı skolyoz rahatsızlığında, schroth metodu osteopatik yaklaşımdan en yüksek oranda verim alınabilmesini sağlar.
Sağlıklı ve güzel günler.
Saygılarımla
Ahmet Burak SEZGİN
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?