Şizofreni tedavisindeki hedefler ve yeni gelişmeler hakkında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Doç. Dr. İbrahim EREN, şizofreninin hastaların ve ailelerinin ruhsal, sosyal ve ekonomik hayatlarını önemli derecede etkileyen bir rahatsızlık olması, kronik nitelik göstermesi nedeniyle aynı zamanda bir toplum sağlığı sorunu olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Doç. Dr. EREN: Şizofreninin toplumda yaşam boyu görülme oranı yaklaşık %1’dir. Her yıl yeni hasta sayısı 1.000’de 3-5’tir. Şizofreni, klasik olarak alevlenmeler ve düzelmelerle seyreder. Hastalığın her alevlenmesi hastalığın gidişini olumsuz olarak etkiler ve yıkıma neden olur. Pozitif belirtiler zamanla azalma eğilimine girerken, sosyal olarak yetersizliğe yol açan negatif belirtiler artar. Hastalığın gidişi sırasında depresyon gelişmesi sık görülmektedir. İntihar davranışı da hastaların önemli bir kısmında görülür.
Şizofreni nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Doç. Dr. EREN: Şizofreni için en karakteristik belirti olarak bilinen halüsinasyon ve hezeyanlar aslında şizofreniye özgü değildir. Birçok psikiyatrik bozuklukta bu belirtiler görülebilir. Şizofreni için özgül belirti olmamakla birlikte bireyde dış dünya ile ilişkinin bozulması ile birlikte algı ve düşünce bozukluklarının görülmesi şizofreniye işaret eder.
Şizofreni tedavisinde erken müdahalenin önemi büyüktür. Erken başlanan tedavi hastayı tekrarlayıcı alevlenmelerden koruyarak hastalığın beyinde yapabileceği olumsuz etkileri önler. Bu hastalarda zihinsel yıkım, yetisizleşme ve yaşam kalitesi düşüklüğünü de azaltır. Erken tedavi ayrıca daha sonra ortaya çıkabilecek tedaviye direnci de azaltır.
Doç. Dr. EREN: Hastalığın doğru tanısından sonra tedavide ilk hedef; akut psikotik belirtilerin yatıştırılması olmalıdır. Akut dönemde psikotik düşünce ve algılara bağlı olarak ajitasyon, çevreye ve kendine zarar verme davranışı görülebilir. Bu tür hastalar genellikle hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Tedavi konusunda son yıllarda hedef, hastaların belirtilerinin kontrolünün ötesinde, işlevsellik ve yaşam kalitesinin yükseltilmesidir.
Tedavi seçenekleri arasında daha etkili ve yan etkisi daha az olan ilaçların sayısı artıyor. Ayrıca şizofreni tedavisinde en önemli sorunlardan biri olan tedavi uyumsuzluğunun üstesinden gelmektir. Bu konuda önemli araçlardan birisi olan uzun etkili ilaç seçenekleri artıyor ve bu hastaların tedaviyi bırakmasını aksatmalarını azaltmaktadır.
Doç. Dr. EREN: Uzun etkili atipik antipsikotikler, hastaların tedavi uyumsuzluğu nedeni ile tedavisiz kalmalarını, tedavilerini bırakmalarını ve düzensiz tedavi görmelerini azaltıyor. Bu tedaviler hastaların tedavi uyumunu arttırmakta ve buna paralel olarak prognozu olumlu olarak etkilemektedir. Son yıllarda Avrupa’da kullanıma giren paliperidonun 3 aylık enjeksiyon formunun da ülkemize gelişi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Üç aylık formun ülkemize gelmesi ile birlikte şizofreni tedavisi ile paliperidon kullanan hastanın yılda 4 enjeksiyon yaptırması yeterli olacaktır. Uzun etkili atipik antipsikotikler, bu molekülden fayda gördüğü ve iyi tolere edildiği gösterilen her hastada kullanılabilir.
Doç. Dr. EREN: Uzun etkili tedaviler hastalarda tedavi uyumunu arttırarak nüksleri ve dolayısı ile hastane yatışlarını, hastanede yatılan gün sayısını azaltmaktadır. Bu tedaviler aynı zamanda hastaların hastalıkları nedeni ile topluma, aileye ve çevreye olan yüklerini de azaltmaktadır. Hastalıklarından kaynaklanın çevreye uyumsuzluk, çalışamama, şiddet davranışı da azalmaktadır.
Doç. Dr. EREN: Hastalığın nüksetmesi ve bununla bağlantılı hastane yatışları ciddi sağlık maliyetlerine yol açmaktadır. Hastaların her alevlenmeden sonra toparlanmaları ve düzelmeleri en az birkaç aylık yoğun tedaviyi gerektirmektedir. Bu ilaçlar alevlenmeleri ve onunla bağlantılı hastane yatışlarını azaltarak sağlık harcamaları üzerine olumlu etki yapmaktadır.
Şizofreni hasta yakınlarına tavsiyeler ve şizofreniyle ilgili doğru sanılan yanlışlar
Doç. Dr. EREN: Şizofrenide damgalanmayı azaltmada en etkili yol, hastalığın etkin tedavisinin sağlanmasıdır. Bununla hastalık konusunda hastaya ve aileye yapılacak psikososyal destek, psikoeğitim zaman zaman ortaya çıkabilecek olumsuzluklarla baş etmede hasta ve hasta yakınlarına yardımcı olacaktır. Bu konuda hastaların ve ailelerinin sürekli ulaşabileceği tedavi ekibinin olması onları rahatlatacaktır. Bu konuda ülkemizde son yıllarda toplum ruh sağlığı merkezlerinin hasta ve hasta yakınlarına verdiği psikoeğitim, rehabilitasyon ve takip çalışmalarının olumlu katkıları olmaktadır.
Doç. Dr. EREN: Şizofreni konusunda üniversite hastanelerinde araştırmalar yapılmakta ancak bunlar teknik altyapı yetersizliği nedeni ile dünyanın daha gerisinde kalmaktadır. Ancak klinik çalışmalar ve hastaların aldığı hizmet kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar artmaktadır. TRSM merkezlerinin kurulması bu konuda bir ivme sağlamıştır. Ancak bu hizmetlerin yaygınlaştırılması ve hemen hemen her hastanın ulaşabileceği şekle getirilmesi gereklidir. Şizofreni tedavisi ülkemizde dünya standartlarında, başarı ile yapılabilmektedir. Bu konuda başarılı hizmet veren merkezler ve ekipler vardır. Bu merkezlerin arttırılması gereklidir. Bu alanda eğitimli, yardımcı sağlık personeli sayısının arttırılması verilen hizmet kalitesini arttıracaktır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?