‘Klasik olarak idrarda yanma, sık idrara gitme, sürekli idrar hissi ve kasıklarda ağrı ile kendini belli eder. Genellikle bir bakterinin neden olduğu bu hastalık erken dönemde basit bir antibiyotik tedavisi ile düzelir. Ancak bilinçsizce antibiyotik kullanımı, üroloji uzmanına muayene olmak yerine ilgisiz bir branş doktoruna gidilmesi ve hatta hastaların kendi kendilerini tedavi etmeye kalkması sistitin kronikleşmesi için büyük bir risk oluşturur.
Sistit hastalığı kronikleştiğinde hasta bu hastalıkla yaşamayı öğrenmek zorunda kalabilir. Çünkü ömür boyu tekrarlayan sistit atakları yaşayacaktır. Bu nedenle her sistiti basit bir mikrobik olay ya da üşütme gibi düşünmemek gerekir. Pek çok hasta bu şikayetleri önemsemez ya da birkaç ilaç ile geçirmeye çalışır.
Ancak sonrasında bu problemin başka bir hastalık olduğu ortaya çıkar. Artık çok geçtir. Bu hastalıklar içinde en ciddi olanı idrar kesesinin kanseridir. İdrar kesesinin kanseri bazen sistiti taklit eder ve bu hastalar aylar, hatta yıllarca antibiyotik kullanıp hastalığı geçirmeye çalışırlar. Ayrıca bazı sistit çeşitleri vardır ki bunların mikroplarla yakın uzak bir ilgisi yoktur ve tedavisinde de antibiyotiklerin yeri yoktur.
Sistit kronikleştiğinde hasta evden çıkamaz, pazara alışverişe gidemez, arkadaşlarıyla sinemaya gittiğinde çıkışa en yakın koltukta oturur, çalışan kişi toplantısını yarım bırakır, denize havuza sadece uzaktan bakar. Bir üroloji uzmanı tarafından görülmeyip tedavi edilmediği için cinsel hayatı da olumsuz etkilenerek boşanan pek çok çift vardır. Hatta bazen hastalık öylesine kronikleşir ki hiçbir tedaviye yanıt vermez ve hastanın idrar torbası alınmak zorunda kalabilir. Bu nedenle sistit söz konusu olduğunda mutlaka bir üroloji uzmanına başvurularak gerekli muayene ve tetkikler yapılarak tedavi planlanmalıdır’
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?