Sinir Blokajı Pankreas Kanseri Tedavisinde Büyük Başarı Sağlayabilir

Yazan Hüseyin Kandemir
5 Mart 2025   |    15 Mart 2025    |   Kategori: Güncel / Literatür, Onkoloji Print

Pankreas kanseri, agresif seyri ve sınırlı tedavi seçenekleri nedeniyle halen en ölümcül kanser türlerinden biri olarak kabul ediliyor. Hastalığın erken teşhis edilememesi ve tedaviye direnç göstermesi, mevcut terapilerin etkinliğini sınırlandırıyor. Ancak Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, pankreas kanserinin beklenmedik bir zayıf noktasını ortaya çıkardı: Sinir sistemine bağımlılığı. Çalışma, pankreas kanserinin, sinir hücrelerini tümör büyümesini destekleyecek şekilde yeniden programladığını gösterdi. Araştırmacılar, sinir bağlantılarının kesilmesinin tümör büyümesini yavaşlattığını ve immünoterapinin etkinliğini artırdığını saptadılar. Bu bulgular, pankreas kanserine karşı yeni bir tedavi strateji geliştirilmesini sağlayabilir.

Tümörler Sinirleri Nasıl Kullanıyor?

Pankreas tümörleri, yoğun bir sinir ağıyla sarılıdır. Bu sinir lifleri tümörü istila eder ve kanser hücreleriyle doğrudan etkileşime girer. Almanya Kanser Araştırma Merkezi (DKFZ) ve Heidelberg Kök Hücre Teknolojisi Tıp Enstitüsü (HI-STEM) bilim insanları, geliştirdikleri yeni bir yöntemle bu sinirleri moleküler düzeyde inceleyerek pankreas kanserinin sinir hücrelerini tümör ilerlemesini destekleyecek şekilde yeniden programladığını belirledi. Dahası, primer tümör cerrahi olarak çıkartılsa bile, bu sinir hücreleri kansere destekleyici özelliklerini koruyarak yeniden tümör oluşumunu hızlandırabiliyor.

Pankreas Kanseri Tedavisinde Yeni Umut: ADC Teknolojisiyle Geliştirilen İlaç Yolda

Elde edilen bulgular, sinirlerin sadece kanser hücrelerini değil, aynı zamanda tümör mikroçevresinde bulunan kanserle ilişkili fibroblastları (CAF’ler) da aktive ettiğini gösterdi. Bu fibroblastlar, immün yanıtları baskılayarak tümörün tedaviye direnç kazanmasına katkıda bulunuyor. Pankreastaki sempatik sinir bağlantıları kesildiğinde tümör büyümeleri belirgin şekilde azalıyor.

Araştırmanın yazarlarından Dr. Vera Thiel, elde ettikleri bulgularla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Görünüşe göre, pankreas kanserinde nöronal bağlantılar fibroblastların pro-enflamatuar aktivitesini baskılıyor ve bu da bağışıklık sisteminin kanserle mücadelesini zayıflatıyor. Bu sinir bağları kesildiğinde tümör büyümesi azalıyor. Bu alanda yapılacak ek araştırmalar bu ölümcül kanser türüne karşı yeni bir tedavi seçeneği yaratabilir.”

Sinir Blokajı ile Tedaviye Direnci Kırmak

Bu keşif ayrıca, immünoterapinin pankreas kanserine karşı yetersiz kalmasının nedenlerini de aydınlatabilir. Araştırmacılar, sinir sinyallerini hedefleyen bir nörotoksin kullandıklarında, immün sistemin “frenlerini kaldıran” kontrol noktaları inhibitörlerine daha önce dirençli olan tümörlerin tedaviye duyarlı hale geldiğini buldular.

Çalışmanın bir diğer yazarı olan Dr. Simon Renders, bu keşfin çok önemli gelişmelere kapı aralayabileceğini belirterek “Sinirleri bloke ederek immünolojik olarak ‘soğuk’ olan bir tümörü immünoterapiye duyarlı hale getirebildik. Bu, pankreas kanseri gibi dirençli tümörlerin tedavisinde sinir hedefli stratejilerin potansiyelini ortaya koyuyor” diyor. 

Tedaviye Dirençli Meme Kanserinde Yeni İlaç Kombinasyonu Umut Veriyor

Kemoterapi ve Sinir Hedefli Tedavilerle Çift Etki

Araştırma, ayrıca pankreas kanseri için yaygın olarak kullanılan nab-paklitaksel kemoterapisinin daha önce fark edilmemiş bir etkisini de ortaya çıkardı. Bilim insanları, bu ilacın yan etkilerinden biri olan sinir hasarının aslında tümör üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi. Nab-paklitakseli sempatik sinir aktivitesini bloke eden bir nörotoksinle birleştirdiklerinde tümör kütlesinde %90’dan fazla azalma görüldü. Bu bulgular, kemoterapi ve sinir hedefli tedavilerin birlikte kullanılmasının pankreas kanserine karşı daha güçlü bir etki yaratabileceğini ortaya koyuyor.

Yeni Klinik Denemeler Planlanıyor

Çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Andreas Trumpp, ise elde ettikleri bulgularla ilgili şunları söyledi: “Bu sonuçlar, sinir sisteminin pankreas kanserinin ilerlemesinde kilit bir rol oynadığını gösteriyor. Sinir-tümör etkileşimlerinin tamamen bloke edilmesi, kemoterapi ve immün kontrol noktaları inhibitörleriyle birleştirildiğinde pankreas kanserinin daha etkili bir şekilde tedavi edilmesine olanak sağlayabilir. Bu alanda yapılacak çalışmaları hayati önemde olacak.”

Pankreas kanseri halen en öldürücü kanserlerden biri olması nedeniyle, bu yeni bulgular umut verici bir tedavi yaklaşımının kapısını aralıyor. Dr. Trumpp ve ekibi, Heidelberg Üniversitesi Hastanesi’ndeki doktorlarla iş birliği yaparak sinir blokajına dayalı tedavileri hastalar üzerinde test etmek için erken aşama klinik denemeler düzenlemeyi planlıyor. Eğer başarılı olursa, bu yöntem pankreas kanseri tedavisinde çok ihtiyaç duyulan bir atılıma yol açabilir.

Genetiği Değiştirilmiş Onkolitik Virüs Tedavisi, Cilt Kanserine Karşı Başarılı Oldu

Araştırmanın Özeti

Pankreas Kanseri Tarafından Yeniden Programlanan Tekil Nöronların Karakterizasyonu
Periferik sinir sistemi (PNS), hem sağlıklı hem de hastalıklı durumlarda organ fonksiyonlarını düzenler. Pankreas duktal adenokarsinomu (PDAC) da dahil olmak üzere birçok kanser türü, tümör mikroçevresine (TME) katkıda bulunan PNS nöronları tarafından istila edilir. Ancak, nöronal hücre gövdeleri tümör kitlesinden uzakta, çeşitli PNS gangliyonlarında bulunur. Bu nedenle, kanser veya sağlıklı organları innerve eden nöronlar mevcut doku dizileme verilerinden kaçmaktadır.

Pankreas ve PDAC’yi innerve eden nöronları tek hücre düzeyinde moleküler olarak karakterize etmek için “Trace-n-seq” adlı yeni bir yöntem geliştirdik. Bu yöntem, dokulardan ilgili gangliyonlara kadar aksonların retrograd takibini, ardından tek hücre izolasyonu ve transkriptomik analizini içerir. Sağlıklı pankreas veya PDAC’yi innerve eden yaklaşık 4.000 nöronu ve toplamda 5.000’den fazla bireysel sempatik ve duyusal nöronu karakterize ederek pankreas, pankreatit, PDAC ve melanom metastazına özgü yeni nöronal hücre tipleri ve benzersiz moleküler ağları ortaya çıkardık.

Tek hücre verilerini, tümör mikroçevresi ile innerve eden nöronları birleştirerek bir nöro-kanser-mikroçevre etkileşim ağı oluşturduk, kanser kaynaklı nöronal yeniden programlamayı tanımladık ve pankreas kanseri-sinir ilişkisine özgü bir imza belirledik. Farmakolojik denervasyonun proinflamatuar bir tümör mikroçevresi oluşturduğunu ve immün kontrol noktası inhibitörlerinin etkinliğini artırdığını gözlemledik. Nab-Paklitaksel, tümör içi nöropatiye neden olarak PDAC büyümesini baskıladı ve sempatik denervasyon ile kombine edildiğinde sinerjik tümör gerilemesine yol açtı. Çok boyutlu verilerimiz, PDAC’yi innerve eden nöronların ağları ve fonksiyonlarına dair yeni bilgiler sağlayarak, denervasyonun gelecekteki tedavi stratejilerine dahil edilmesini desteklemektedir.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla