Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, Ramazan dönemi yaklaşırken bitki çayı tavsiyelerinde bulunuyor.
İftar ve sahur yemeklerinden sonra genellikle hazımsızlık, şişkinlik, gaz gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarının görüldüğünü, bu belirtileri gidermeye yardımcı olacak bitkiler olduğu vurgulayan Ekrem Sezik, şunları söylüyor:
“Avrupa İlaç Kurumu, mayıs papatyası, tarçın kabuğu, nane yaprağı, zencefil kökü ve rezene meyvesinin şişkinlik, gaz, hazımsızlık ve hafif spazm görülen sindirim sistemi rahatsızlıklarında geleneksel olarak kullanılabileceğini kabul ediyor. Diğer bilimsel kaynaklarda bu bitkilerin sindirim sistemi rahatsızlıkları ile ilgili olan başka pek çok yararlı etkilerinin de bulunduğu belirtilmektedir. Mesela; papatyanın enflamasyon giderici, ödem boşaltıcı, antimikrobiyal, idrar artırıcı, rezenenin safra ifrazatını artırıcı ve çocuklarda görülen kolikleri giderici, tarçının spazm giderici, nanenin mikroorganizmaların üremesini durdurucu etkisi gibi…”
Prof. Dr. Ekrem Sezik, iftar ve sahurdan sonra şu bitki çayı karışımlarını tavsiye ediyor:
“İftardan sonra aşağıdaki bitki çayı karışımını hazırlayıp içiniz. Hem sindirim sisteminiz rahatlayacak hem de vücudunuzun sıvı ihtiyacını karşılamış olacaksınız. Çayın hazırlanışı şöyle: Cam veya porselen demliğe 1 poşet papatya, 1 poşet nane, 1 çay kaşığı rendelenmiş zencefil (veya 1 poşet zencefil), 3-4 karanfil koyun, üzerine kaynar olmayan sıcak su ilâve edin. Su miktarı 2-3 kupa çay içmenize yetecek kadar olmalı. 5-10 dakika bekletip için.”
“Sahur yemeği için biraz farklı bir formül tavsiye edeceğim. Çünkü sahurdan sonra, en çok görülen rahatsızlık aşırı gaz meydana gelmesi. Yine cam veya porselen demliğe 1 poşet papatya, 1 poşet rezene, 1 poşet adaçayı, 1 poşet nane, birkaç parça tarçın koyup, üzerine kaynar olmayan sıcak su ilâve edin. Su miktarı yine 2-3 kupa çay içmenize yetecek miktarda olmalıdır. 5-10 dakika bekletip içiniz.”
Prof. Dr. Ekrem Sezik, kaynar olmayan sıcak su kullanılmasını tavsiye etmesinin sebebini de kısaca şöyle açıklıyor: “Son yapılan çalışmalarda, uçucu yağ taşıyan papatya, adaçayı, nane gibi bitkisel ürünlerde kaynar su kullanıldığı zaman, etkili maddeleri taşıyan uçucu yağ miktarında kayıp olduğu bulundu. Dolayısıyla, kaynama noktasına gelmemiş takriben 80 derecedeki suyu kullanmanızı tavsiye ediyorum.”
Prof. Dr. Ekrem Sezik, son olarak önemli bir uyarıda bulunuyor: “Hiçbir zaman aktar ve benzeri dükkanlardan aldığınız bitkileri ve bilhassa papatyayı kullanmayınız. Hemen her yıl yaptığımız araştırmalar, aktarlarda hakiki papatya satılmadığını, tam tersine papatyaya benzeyen çiçeklerin satıldığını, bunların bir kısmının da karaciğer üzerine zararlı maddeler taşıyan papatya benzeri çiçekler olduğunu ortaya çıkarıyor. Aman dikkat!”
‘Ramazan ayı içerisinde uzun süreli açlık ve susuzluk söz konusu olduğu için su kaybettirme özelliği olan çay ve kahve tüketiminde çok dikkatli davranmak gerekir. Gaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi yemeğin ardından ortaya çıkan şikayetleri önlemek için rezene çayı tüketimi doğru bir tercih olabilir. Ancak bitki çayları da kahve ve siyah çay gibi kafein içerdiğinden ölçülü tüketilmelidir. En çok tüketilen yeşil çay içerdiği kateşinler ve kafein ile kişiyi daha uyanık tutar, kanserden ve kalp hastalıklarından korur, metabolizmasını hızlandırır, bağırsaklarını çalıştırır. Özellikle yeşil çayın kan sulandırıcı etkisi vardır. Aşırıya kaçmadan ve yanında mutlaka su ile tüketilmeleri gerekir. Aşırı tüketimi, susuzluk, halsizlik, konsantrasyon kaybı, uykusuzluk, gibi kısa vadeli problemlerin yanı sıra; uzun dönemde böbrekleri olumsuz etkileyerek tansiyon problemine neden olabilir. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananların hekiminin bilgisi dahilinde bu çayı tüketmeleri gerekir. Aynı şekilde idrar söktürücü, ödem atıcı ve bağırsak temizleyici özelliğe sahip meyve içerikli çayların da Ramazan ayında çok daha dikkatli tüketilmesi gerekir. Kabızlığı önleyen bu çayların en fazla günde bir kez iftarla sahur arasında tüketilmesi gerekir. Çünkü aşırı tüketimi sürekli bir dışkılamaya yol açarken bağırsakta yararlı probiyotiklerin de bulunduğu parmaksı çıkıntıların bozulmasına; yani atrofiye yol açar. Bağırsaklar bir süre sonra bitki çayları olmadan çalışamaz hale gelir’ açıklamasında bulundu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?