10 Mayıs her yıl Dünya İnme Önleme Günü olarak anılıyor. Bu özel günde inmeyi önlemek için yapılması gerekenler konusunda bilinç uyandırmak, inme nedeniyle engelli hale gelen kişilere rehabilitasyon hizmetlerinin gerekliliğine dikkat çekmek amaçlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, inmeyle ilgili şu bilgileri verdi:
“İnme ya da felç beyini besleyen damarlardan birinin tıkanması veya yırtılması sonucu oluşan, ilgili beyin bölgesinde işlev kaybı olmasıdır. Bu yönüyle bakıldığında beyinde damar tıkanması veya kanama şeklinde kendini gösterebilmektedir. İnme sıklıkla (%85) damar tıkanıklığı ile kendini göstermekte, beyin kanamaları daha az (%15) ortaya çıkmaktadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada yılda 15 milyon kişinin inme geçirdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu 40 saniyede 1 inme ya da günde 2 bin 200 inme oluyor demektir. Yılda inme geçirenlerin 5 milyonu sakat kalmakta ve 5 milyonu ölmektedir. En yaygın ölüm ve sakatlık nedenlerinden biridir. Ülkemizde de her yıl 130 bin kişi inme geçirmektedir. Gelecek 10 yılda da neredeyse her aileden birisi inme yaşamış olacaktır” diye konuştu.
İnme (felç) geçiriyorsanız hemen 112’yi arayın! İlk 4 saat tedavi için çok önemli!
İnmenin tipine göre tedavisinin olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “İnmenin hangi tipi olduğuna bağlı olarak tedavisi vardır. Eğer damar tıkanıklığı şeklindeyse ilk önce, erken dönemdeki damar tıkanıklığını iyileştirici tedaviler uygulanmaktadır. Bu erken dönem tedavi ilk 4,5 saat içerisinde damar içine verilen bir pıhtı çözücü ile veya anjio ile girilerek tıkalı damarın pıhtı çözücü ilaçla açılması şeklinde de olabilir. Erken dönem tedavi acildir ve belli bir zaman penceresi içinde uygulanabilmektedir. Bu nedenle kişilerin felci tanımak için uyanık olmaları gerekmektedir. İkinci tedavi yaklaşımı ise ikincil korunma denen tedavidir. Damar tıkanıklığı ise uygun bir kan sulandırıcı daha sonra felç riskini azaltmak için kullanılabilmektedir. Beyin kanamalarında ise kanamanın bir damarsal sebebi var ile ameliyat veya anjio ile girişim gerekebilmektedir. Her iki durumda da kişide felce neden olan risk faktörleri tespit edilip, her bir risk faktörü düzeltilir” dedi.
İnmenin belli risk faktörleri olduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şu uyarılarda bulundu:
“Mesela en sık izlenen beyin damar tıkanıklığı için risk faktörleri; sigara içimi, hipertansiyon, diyabet, kalpte atrial fibrilasyon denen ritim bozukluğu, kan yağlarının yüksekliği, yüksek alkol alımı, depresyon, kilo yüksekliği olabilmektedir. Dolayısı ile kişiye özel önlemler ve korunma yöntemlerine önem vermek gerekir. Bunların her birinin beyin damar tıkanıklığı üzerinde belli oranda risk yaratması söz konusudur. Mesela sigara içiyorsanız içmeyene göre 2,5 kat fazla, diyabet var ise 1,6 kat daha fazla felç geçirme riskiniz vardır. Bu nedenle önlem risk faktörleri ile ilgilidir. Bireye göre riskleri analiz edip düzeltmek gerekir. Beyin kanamaları için ise en önemli risk faktörlerinden biri kontrolsüz hipertansiyondur.”
Sağlıklı ve dengeli beslenme, hareket etme gibi etkenlerin inme riskini azalttığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, tavsiyelerini şöyle sıraladı:
“Fiziksel aktivite ve egzersiz doğrudan ve dolaylı etkileri ile inme riskini azaltır.
Sigara kesinlikle içilmemelidir. Buna nargile de dâhildir.
Alkolün tüm çeşitleri inme riskini arttırmaktadır. Ancak çok zorunluluk ve sosyal nedenler kullanımını gerektiriyor ise bir kadeh kırmızı şarap kullanılabilir.
Şeker hastaları kendi şekerlerinin kontrolünü olabildiğinde uygun aralıklara düşürmelidirler. Şekerlerini tedavi etmeyi, uzun vadeli damar sağlığına yatırım olarak düşünmeleri gerekir.
Deniz ürünleri inme riskini azaltırlar, özellikle omega-3 içeren küçük balıklar tercih edilmelidir. Fındık, fıstık ve çerezler de esansiyel yağları ve mineralleri ile damarlara iyi gelirler. Kişi obez ise mutlaka normal aralığa kilosunu indirmek için çabalamalıdır.
Kolesterol evet risk faktörüdür ancak sigara içmek gibi bir risk faktörüdür. Çok yüksek değerler var ise ve birinci derece akrabalarda erken yaşta felç veya kalp krizi var ise, doktor önermiş ise, ilaç kullanmaktan kaçınmamalıdırlar. Yani aynı sigara oranında felç riskinizi arttırır. Bu nedenle diğer risk faktörlerini unutup “kolesterolüm var” demek bir anlam ifade etmez. Tüm riskler uygun şekilde azaltılmalıdır.
Nihayetinde kalbe iyi gelen her besin beyne de iyi gelir. Kişi ancak damar gençliği kadar gençtir!”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?