Kısaca Şehir Hastaneleri Kanunu olarak adlandırılan ve genel olarak Sağlık Bakanlığı’nca kamu özel ortaklığıyla hazinenin özel mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde Devlet İhale Kanununa ve Kamu İhale Kanununa tabi olmaksızın yeni hastaneler ya da mevcut hastanelerde tadilat yaptırılmasını öngören kanun 9 Mart 2013 günü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Önceki yasa yürürlükten kaldırıldı
Yeni kanuni düzenleme ile daha önce Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda bu konuda ihdas edilen ve kapsamı nispeten daha sınırlı kalan yasal düzenleme de yürürlükten kaldırıldı.
Bilindiği üzere Danıştay, sağlık tesislerinin kamu özel ortaklığıyla yapılmasına ilişkin yasal düzenlemeyi eksik unsurlar içermesi sebebiyle Anayasaya aykırı bulmuş ve itiraz yoluyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine götürmüştü. Yeni yasal düzenleme de bir yönüyle Danıştay’ın Anayasa Mahkemesine müracaat gerekçesinde ileri sürdüğü yasal eksiklikleri tamamlama amacıyla çıkarıldı. Ayrıca Danıştay’ın yapılması öngörülen ihaleler için verdiği yürütmeyi durdurma kararı da kanunun kapsamının geniş tutulmasında ve etkili oldu.
Kanunun TBMM’de yapılış süreci de önemli tartışmalara sebep oldu. Kanun Mecliste sadece Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Oysa niteliği itibari ile Meclis Sağlık Komisyonu’nda da görüşülmesi gerekmekteydi. Zira kanunu hem Sağlık Bakanlığı hazırlamıştı hem de Meclisteki sunumu da hükümeti temsilen Sağlık Bakanlarınca yapılmıştı. Ancak Sağlık Komisyonu iş yoğunluğu gerekçesiyle tasarıyı görüşmedi. Bu durum özellikle Kanunun sağlık çalışanlarının durumuna etkisi konusunun yeterince tartışılmasına engel oldu. Bu sebeple Kanunun önümüzdeki dönemdeki uygulamasının sağlık çalışanları yönünden çok sayıda hukuksal uyuşmazlığa sebep olacağını şimdiden söylemek mümkündür.
Üst hakkında 30 yıl sınırı
Kanun esas olarak, sağlık hizmetlerinde kullanılacak entegre sağlık yerleşkesi, hastane, dispanser, rehabilitasyon merkezigibi yapılar ile ticari hizmet alanları üzerinde yapım işini gerçekleştirecek yükleniciler lehine bedelsiz olarak bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı tesisi kurulmasını amaçlıyor. Kanunda üst hakkının sabit yatırım dönemi hariç otuz yılı geçmemesi öngörülüyor. Buradaki otuz yıllık üst sınır, Bakanlar Kurulu Tasarısında kırk dokuz yıl olarak kabul edilmişti. Ancak TBMM’de üst sınır otuz yıla indirildi.
Kanuna göre Sağlık Bakanlığı halihazırda kullanımında bulunan sağlık tesislerinin yenilenmesi işlerini de herhangi bir üst hakkı tesisine gerek kalmaksızın tesislerdeki belli hizmetlerin sunulması yada ticari hizmet alanlarının işletilmesi karşılığındayaptırabilecek. Tesislerdeki belli hizmetlerin sunumunun kapsamı kanunda açık olarak gösterilmemiş olsa da bunların sağlık hizmetlerini de kapsayacağı anlaşılıyor. Buna göre sözgelimi bir hastaneye görüntüleme hizmetleri veya laboratuar hizmetlerinin yada otopark hizmetlerinin sunulması karşılığında yeni bina yaptırabilmesi mümkün olacak.
Özel ihale usulü
Kanun, kendi ihale usulünü içerdiği için, şehir hastanelerinin yaptırılması sürecinde Devlet İhale Kanunu ve Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmayacak. İhalelerde ise proje bazında işin niteliğine göre en az maliyetle en yüksek fayda sağlayan teklif, ekonomik açıdan en avantajlı teklif kabul edilecek. Yine bu hastanelerin yapımında açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü veya pazarlık usullerinden birisi uygulanabilecek. Açık veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihaleler, ön yeterlik veya teklif verme için belirlenen son müracaat tarihinden en az otuz gün önce olmak üzere Resmi Gazete’de ve Türkiye çapında yayımlanan yüksek tirajlı iki gazetede ve işin gerektirdiği durumlarda yurt dışında bir gazetede en az birer defa ilan edilecek.
Tıbbi donanımda yerli üretim koşulu
Kanunun ilgili hükmü uyarınca yenileme ve yapım işlerinde sözleşmelere tıbbi donanım temini yükümlülüğü de konabilecek. Ancak Bakanlar Kurulu tasarısında tıbbi donanımda yerli üretimin korunmamış olması eleştiri konusu olunca TBMM’de Şehir Hastaneleri Kanunu çerçevesinde yaptırılacak işlerdeki sabit yatırım içerisinde yer alan tıbbi donanımın en az yüzde yirmisinin yerli üretim olması zorunluluğu getirildi. Böylece tıbbi donanım alanında yerli üreticilerin talepleri de kısmen de olsa karşılanmış oldu.
Sözleşme bitiminde borçsuz devir koşulu
Kanunun hükmüne göre yüklenici firma sağlık tesisinin ve ticari hizmet alanlarının yapım işlerinin projelendirilmesinden ve finansmanının sağlanmasından, yapımından, bakım ve onarımından, kendisine bırakılan hizmetlerin yerine getirilmesi ile ticari hizmet alanlarının işletilmesinden bizzat sorumlu olacak. Keza yüklenici sözleşme süresi sonunda yerleşkenin borçsuz, bakımlı, çalışır ve kullanılabilir durumda Sağlık Bakanlığı’na devredecek. Yüklenici, sözleşme süresince üçüncü kişilere vereceği her türlü zarardan da sorumlu olacak. Yine kanuna göre, yüklenici, sözleşmeden doğan tüm hak ve yükümlülüklerini, aynı şartlarla ve yüklenicide aranan koşulları taşıyan başka bir gerçek veya özel hukuk tüzel kişisine idarenin onayı ile devredebilecek.
Hizmet bedeli nasıl belirlenecek?
Kanunla getirilen modelde ihaleyi alan firmaya sözleşme çerçevesinde yaptığı tesislerin kullanımı ile tesisteki belli hizmetlerin sunulması karşılığında belli bir bedel ödenecek. Aslında ödenecek bu bedel hukuksal olarak kira parası olarak da nitelendirilebilir. Kanunda bu bedelin ve yine sözleşmenin süresinin nasıl belirleneceği de öngörüldü.
Kanunun uygulamasında bedel ve sözleşme süresi; yatırımın maliyeti ve projenin mahiyeti, ekipman ve tıbbi donanımın yüklenici tarafından sağlanıp sağlanmayacağı, yüklenicinin kârı, yatırım konusu taşınmaz ve tesisteki hizmetlerin ve ticari hizmet alanlarının işletilmesinin yükleniciye verilip verilmeyeceği unsurlarına göre belirlenecek.
Yine sözleşme dönemlerinde bedel artışının da nasıl yapılacağı kanunda belirlendi. Buna göre dönem sonunda Türkiye İstatistik Kurumunca belirlenen dönemsel Üretici Fiyat Endeksi ile Tüketici Fiyat Endeksi toplamının yarısı oranında kullanım bedeli artışı yapılacak. Yüklenici tarafından yabancı para birimi ile kredi temin edilmesi ve kullanım bedelinin yeniden belirleneceği tarihteki ilgili döviz kurundaki değişimin Üretici Fiyat Endeksi ile Tüketici Fiyat Endeksi toplamının yarısı oranından yüksek veya düşük olması hâlinde, idare tarafındanayrıca düzeltme yapılacak.
Sağlık çalışanlarını nasıl etkileyecek
Şehir Hastaneleri Kanunu sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını da doğrudan etkileyebilecek. Öncelikle mevcut hastanelerin tasfiye edilerek yerine yeni sağlık yerleşkelerinin yapılması sürecinde sağlık çalışanlarının durumunun ne olacağı kanunda açıklığa kavuşturulmadı. Kanunda öngörülmemiş bu husus çalışan hakları bakımından önemli bir noksanlıktır.
Diğer yandan şehir hastaneleri ile uygulanacak model her ne kadar terminolojisi farklı adlandırılmış olsa da esas olarak yap-kirala-devret modelidir. Burada özellikle yenileme projelerinde kira bedeli ilgili sağlık kuruşunun döner sermaye gelirlerinden karşılanacaktır. Bu durum, sağlık çalışanlarına dağıtılacak döner sermaye gelirlerinde esaslı bir azalma anlamına gelmektedir ki bu da uygulamanın sağlık çalışanlarına yönelik ciddi etkilerinden birisidir. Bu hususta yaşanacak gelir kaybının nasıl telafi edileceği hususu kanunda öngörülmemiştir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?