Sedef hastalığı (psoriasis); cilt hücrelerinin yenilenme süresinin hızlanması nedeniyle gelişen bir çeşit kronik bağışıklık sistemi hastalığıdır. Cilt hücrelerinin hızlı yenilenmesi, deride pullaşmaya ve kepeklenmeye neden olur. Derideki bu pulların etrafında iltihaplanma ve kızarıklıklar gelişir. Her yaştan ve cinsten insanı etkileyebilir ama genellikle yetişkinlerde görülür. Ailenizde sedef hastası bulunuyorsa sizin de hasta olma riskiniz artar. Kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Cilt teması hastalığın sağlıklı kişilere geçmesine neden olmaz. Hastalığın tedavisinde daha çok deri kremleri, ultraviyole ışık tedavisi, reçeteli ilaçlar ya da çoklu kombine yöntemler kullanılabilir.
İçindekiler
Sedef hastalığında kepek ve pulların rengi genellikle beyazımsı ve gümüş rengindedir; bunlar genellikle kalın, kırmızı yamalar üzerinde görülür. Bazı durumlarda bu yamalar; kanlı ve çatallı bir yapıya sahip olabilir. Deri üretim sürecinin normalden kat ve kat hızlı olması; bu cilt hastalığının temel sebebidir.
Normal cilt hücre üretiminde hücreler daha derinlerde büyür ve yavaş yavaş deri yüzeyine doğru yükselmeye yani çıkmaya başlar. Ardından da bir düşüş evresine geçerler. Bu süreç yaklaşık 1 ay içerisinde tamamlanır.(1)
Sedef hastaları en çok önyargılardan ve ‘alternatif tıptan’ çekiyor
Psoriasis olan kişilerde ise cilt hücresi üretim süreci yalnızca birkaç gün içerisinde gerçekleşebilir. Bu sebeple de cilt hücrelerinin düşüş evresine geçecek zamanı kalmaz; bu hızlı ve aşırı üretim süreci sedef hastalığının esas nedenidir. Sedef hastalığında derideki kepeklenme genellikle dirsek ve diz gibi eklem bölgelerinde gelişir.
Dirsek ve dizlerin yanı sıra ellerde, ayaklarda, yüzde, kafa derisinde, boyunda ve vücudun diğer bölgelerinde pullanmalara rastlanabilir. Sedef hastalığının yaygın olmayan çeşitlerinde ise tırnaklarda, ağızda hatta genital bölge çevresinde bile kepeklenmeler gözlemlenebilir.
Her yaştan kişide görülebilen, erkek- kadın ayırt etmeyen bu hastalığın teşhisi daha çok yetişkinlik döneminde koyulur. Ortalama hastalık başlangıç yaşı ise 33’tür.
Hastaların %75 gibi büyük bir bölümü; 46 yaşından önce belirtiler ile karşılaşır. 50’li ve 60’lı yaşlar da bir diğer geçiş dönemidir. Ten rengi açık olan kişilerin sedefe yakalanma riski oldukça düşüktür. Ailesinde sedef hastası olan bir kişide hastalık gelişme olasılığı da artar. Lakin aile geçmişinde hastalık bulunmayan kişiler hastalığa yakalanabileceği gibi ailesinde sedef hastası olan kişiler bu hastalığa yakalanmayabilir.
Psoriasis hastalığının 5 farklı çeşidi bulunur. Hastalık çeşitlerini ve en genel semptomlarını aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:
Sedef hastalığının en yaygın çeşidi olan plak sedef hastalığı, derinin belli bölümlerini kaplayan kırmızı renkli ve iltihaplı yamalara neden olur. Bu yamaların üzerinde ise sedef yani grimsi renkte pullanmalar ve plakalar vardır. Plak ve pullara ise daha çok diz ve dirseklerde rastlanır. Sedef hastalarının %80’inde plak sedef hastalığı görülür.
Türkiye’de 1,5 milyon sedef hastası var ve hastalar toplumdan dışlanabiliyor
Çocukluk çağındaki kişilerde daha yaygın olarak görülen guttat sedef hastalığı; ciltte minik, pembe renkli nokta şeklinde lekelere neden olur. Bu noktalar daha çok bacaklarda, kollarda ve gövdede oluşur. Bu lekeler; nadiren kalın ve plak şeklindedir.
Daha çok erişkinlerde görülen püstüler sedef hastalığı; beyaz, puslu kabarcıklara, iltihaplı cildin belirli bir bölümüne yayılan kırmızı alanlara neden olur. Lokal olan bu sedef türü genellikle eller ve ayaklar gibi küçük bir alanda görülürken, bazı durumlarda da yayılabilir.
Madecassol krem nedir? Ne işe yarar? Kullanım şekli ve yan etkileri
Ters sedef hastalığında yamalar; daha çok koltuk altı, kasık, göğüs ve genital bölgede görülür. Deri kıvrımlarındaki, iltihaplı bu yamalar, çoğunlukla kırmızı renkli ve parlaktır.
Nadir görülen bu sedef çeşidi; genellikle vücudun büyük bir bölümünü kapsar ve yamalar daha çok güneş yanıklarını andırır. Eritrodermik sedef hastaları, kolaylıkla başka bir hastalığa yakalanabilir ve hastaların ateşi sık sık yükselebilir.
Bu hastalığın belirtileri; kişiden kişiye ve hastalığın çeşidine göre değişebilir. Hastalığın görüldüğü bölgeler; vücuttaki küçük alanlar olabileceği gibi yamalar, kepek ve pullar; tüm deriye de yayılabilir. Yamalar, kaşıntıya ve ağrıya neden olabilir. (2)
Vücudun herhangi bir yerinde belirebilecek olan yamalara genellikle dizlerde, dirseklerde, bacaklarda, kafa derisinde, avuç içlerinde, bel çevresinde ve ayak tabanlarında rastlanır. Bu yamalar bazen el ve ayak tırnaklarında, ağız içinde ve genital bölgede de belirebilir. Hastalık belirli bir süre için kötüleşebilir ardından iyileşme devresine girer.
Sedef belirtileri; her hastada aynı anda görülmez. Özellikle sedef hastalığının nadir görülen çeşitlerinde kişiler; tamamen farklı belirtilerle de karşılaşabilir. Hastalar; hastalıkları boyunca farklı belirti döngülerinden geçerler. Hastalık belirtileri bazen kaybolabilir ve kişi hiçbir belirti ile karşılaşmayabilir. Aynı hasta belirli bir süre sonra daha da kötüleşmiş ve ilerlemiş semptomlar yani belirtiler ile karşılaşabilir.
Prof. Gürer: Sedef hastalığında ‘alternatif tedavi’ vaatlerine itibar etmeyin!
Bazen de belirtiler; sonsuza kadar kaybolabilir. Kronik bir hastalık olan sedef hastalığının ‘remisyon’ aşamasında belirtilerin azaldığı ve ortadan kalktığı bir süreç geçirebilirsiniz. ‘Alevlenme’ aşamasında ise ciddi anlamda sedef belirtilerine maruz kalabilirsiniz.
Bu hastalığına neden olan temel sebebin ne olduğuna dair doktorlar arasında ortak görüş mevcut değildir. Ancak yıllarca devam eden araştırmalar; sedef hastalığının iki temel sebebe dayandığını düşündürmektedir.
Bağışıklık sistemi (otoimmün): Vücudun kendi kendine saldırması anlamına gelen otoimmün bir hastalık olan sedef hastalığında; beyaz kan hücreleri istilacı bakterileri ve enfeksiyonları yok etmeye koşullanır. Bu yanlış koşullanma sonrasında cilt hücre üretiminde aşırıya kaçar. Cilt hücrelerinin hızlı bir şekilde üretimi ise ciltte kırmızı, iltihaplı plak ve alanların oluşmasına zemin hazırlar.(3)
Genetik faktörler: Ailesinde sedef hastası bulunan bir kişinin hastalığa yakalanma ihtimali mevcuttur. Ancak bu ihtimal; yaklaşık %3 gibi küçük rakamlarda seyreder.
Psoriasis; tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, artrit, hipertansiyon, obezite, iltihaplı bağırsak hastalığı gibi bazı hastalıklarla da ilişkilidir.
Psoriasis hastalığının teşhisi için doktorunuz sizi iki farklı teste tabi tutabilir. Hastalık teşhisinde daha çok fiziksel muayeneden ve biyopsiden yararlanılır.(4)
• Fiziksel muayene: Hastalığın semptomları oldukça tipik olduğundan fiziksel muayene ile doktorunuz; sedef hastası olduğunuza dair kolaylıkla teşhis koyabilir. Muayene esnasında tüm yamalı alanları doktorunuza gösterin ve ailenizde sedef hastası varsa bu durumu doktorunuza belirtmeyi unutmayın.
• Biyopsi: Belirtilerin hafif olduğu durumlarda ise doktorunuz; sizden cilt örneği alabilir. Doku örneğinin mikroskopla, laboratuarda incelenmesi sonunda kesin teşhis konur.
Psoriasis hastalığına son veren kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte, iltihapların ve plakaların azaltılması, deri hücrelerinin büyümesinin engellenmesi mümkündür. Günümüzdeki yeni tedavilerle hastalar önemli oranda sıkıntılarından kurtulmaktadır. (5) Tedavisi 3 ana kategoriye ayrılır:
Doğrudan cilde ve yamalara sürülen kremler; hafif ve orta şiddetli sedeflerin tedavi aşamasında oldukça başarılıdır. Topikal tedavi sırasında:
Sedef tedavisinde tama yakın deri iyileşmesi sağlayan yeni bir ilaç
Topikal tedaviden sonuç alınamadığı durumlarda ise oral ilaçlardan ve cilde enjekte edilen ilaçlardan yararlanılabilir. Ancak bu ilaçların ciddi yan etkileri olabileceği için ilaçlar; uzmanlar tarafından kısa bir süreliğine reçete edilirler. İlaç tedavisinde metotreksat, siklosporin, retinoid içerikli ilaçlar ve biyologlar tercih edilir.(6)
Retinoidler; deri hücresi üretim sürecini yavaşlatırken, siklosporin, biyolog ve metotreksatlar bağışıklık sisteminin tepkisini bastırırlar. Ancak metotreksat ve siklosporin kullanımı; ciddi yan etkiler doğurabileceğinden bu ilaçların kesinlikle doktorunuz tarafından reçete edilmesi gerekir.
UV ışıklarının ya da doğal ışıkların kullanıldığı ışık tedavisi ile hafif ve orta şiddetli sedef semptomları hafifletilebilir. Orta ve şiddetli sedef tedavisinde yukarıdaki yöntemlerin birlikte yer aldığı kombine tedavi metotlarına da başvurulması muhtemeldir. Bir tedavinin sonuç vermediği durumlarda diğer tedaviye geçilebilir.(7)
Halk arasında sedef tedavisi için kullanılan pek çok şifalı bitki vardır. Ancak bu bitkilerin çoğunun yararı ile ilgili hiç bir bilimsel kanıt yoktur. Bitkisel tedavileri kullanmadan önce ciddi yan etkiler ile karşılaşmamak için mutlaka doktorunuza danışın! Aksi halde istenmeyen sonuçlar ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz.
Cilt hücrelerini yenileyen ve tahriş olmuş cildi onaran Aloe vera; kızarıkları önleme ve iltihabı durdurma konusunda oldukça başarılıdır. Belirtileri azaltmak için 5 gün boyunca günde 3 kez olacak şekilde cildinizdeki sorunlu bölgelere en az %5 aloe vera içeren bir krem uygulayın.
Aloe vera nasıl kullanılır? Sağlık ve cilt için faydaları nelerdir?
Bir çeşit yemiş olan ve anti-inflamatuar özellik gösteren oregan üzümü; sedef tedavisinde iyi sonuç veren bir bitki çeşididir. Bitkinin kökünü ve yapraklarını toz haline getirdikten ve damıttıktan sonra hazırladığınız kremi; cildinizdeki yama ve kepeklenmelere sürebilirsiniz. Böylelikle hastalığın alevlenme dönemindeki kızarıklıkları hafifletebilirsiniz.
Antibakteriyel özellikleri bulunan zerdeçal; hastalığınızın tedavisinde kullanabileceğiniz bir diğer bitki. Bir tutam zerdeçalı yemeklerinize ilave ederek; zerdeçalın bu mucizevi faydasından yararlanabilirsiniz.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Psoriasis overview2- What is Psoriasis?3- Treatment of Psoriasis4- Diagnosis of PsoriasisYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?