Hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir. Ancak genellikle genç yaşta (1 – 20 yaş) başlar. Çoğunlukla ailede aynı hastalık mevcuttur. Anne ya da babada alerji varsa %30, her ikisinde de alerji varsa %60, oranında çocukta alerji görülecektir. Diğer alerjik hastalıkların (egzama, astım ve alerjik konjuktivit-göz nezlesi-) görülmesi olasılığı fazladır. Alerjik rinit ağır bir hastalık olmamasına rağmen kişiyi son derece rahatsız edebilir; uykuyu, yemek yeme ve yaşam şeklini olumsuz etkiler; okul ve işgücü kaybına yol açar. Kent yaşamı alerjik hastalıkların görülme oranını arttırmıştır. Bunda çevre kirliliğinin rol oynadığı düşünülmektedir. Alerjik riniti olan kişilerde sinüs enfeksiyonları, kulakta sıvı birikimi ile ortaya çıkan işitme azalmaları ve burun polipleri görülebilir. Ayrıca alerjisi olmayan kişilere oranla astım gelişme riski 4 kez daha fazladır.
Alerjiye yol açan diğer bir madde ise “mold” denen küflerdir. Moldlar ekmeği küflendirir, meyvelerin bozulmasına yol açar. Aynı zamanda kuru yapraklarda, çayırlarda, samanda, tohumlarda, diğer bitkilerde ve toprakta bulunur. Soğuğa dirençli olduklarından alerji sezonu uzundur ve karın toprağı kapattığı dönemler dışında sporları havada bulunur. Moldlar ev içindeki bitkiler ve topraklarda yaşar. Bodrum katları ve çamaşır odaları gibi nemli yerlerin yanı sıra, peynirde ve mayalanmış içkilerde de bulunur. Moldlardan korunmak için ev bitkilerinin sayısı azaltılmalıdır.
Alerjik rinit (saman nezlesi) nedir? Belirtileri ve tedavisi
Alerjenin çeşidine göre, mevsimsel polenlerle (tahıl, ağaç, çiçek, çimen), ev tozları, küf mantarları ve evcil hayvanlarla yıl boyu süren alerjik rinitler görülür. Alerjenler üst solunum yollarında olduğu gibi birleşik yol hastalığı olarak alt solunum yollarında da etkili olup, astım hastalığına da sebep olabilirler.
Solunum yolları alerjenleri ile oluşan bu tablolar dışında da kimyasal, kozmetik, gıdalar ile oluşan cilt alerjileri; gıdalar, ilaçlarla oluşan sindirim sistemi alerjileri; stres sıkıntı ile oluşan psikolojik alerjiler de vardır. Alerji tabloları çocuklarda ve erişkinlerde görülebilir. Tanı için öykü önemlidir. Ailesel ve kişisel öykü araştırılır. Ebeveynlerinde alerjik rinit ve astım öyküsü olanlarda atopi (alerjik bünye) özelliği varsa mevsimsel mi, yıl boyu mu hastalanıyor bakılır. Klinik belirti ve bulgular değerlendirilir. Kanda IgE, kan ve burun sürüntüsünde alerji hücreleri aranır. Alerji deri testleri belirgin pozitif olursa kanda spesifik IgE testleri yapılarak sebepler belirlenir. Kesin tanı konmuş olur.
Alerjik riniti olan hastalarda burun tıkanıklığı, hapşırma nöbetleri, sulu burun akıntısı, burun ve gözlerde kaşıntı (aynı zamanda konjuktivit), damakta ve gırtlakta kaşıntı, öksürük ve baş ağrısı görülebilir. Alerjiye yol açan polenlerin kaynağı çeşitli otlar ve ağaçlardır. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle ağaçlar, yaz ve sonbaharda ise genellikle çayır otlarıdır. Bir bitkiye veya hayvana ait alerjen madde vücuda girerse bu istilayı önlemek için bağışıklık sistemi bir reaksiyon gösterir. Normal şartlar altında bu, yararlı ve doğal bir korumadır. Ancak bazı kişilerde bu reaksiyon aşırı boyutlarda olmaktadır. Bu kişiler alerjik olarak tanımlanmaktadır. Alerjen maddeler vücudu antikor yapmak üzere uyarırlar. Bunlar daha sonra alerjen maddelerle birleşip bazı kimyasal maddeler salgılatırlar. Bu maddeler arasında en iyi bilineni histamindir. Bu kimyasal maddeler burun içi örtüsünün şişmesine, kaşıntıya ve aşırı miktarda salgı oluşmasına neden olur.
Alerji düşünülen durumlarda tanıyı kesinleştirmek için bazı testlerin yapılması zorunludur. Bu testler 4 gruba ayrılır: serolojik (kan) tetkik, prick-test (derideki spesifik antikorların gösterilmesi), burun sekresyonunun kimyasal analizi ve burun içine alerjen maddelerle yapılan uyarı testi. Alerji tanısı doğrulandıktan sonra uygun tedavi başlatılmalıdır. Tedavi 4 ayrı başlık altında toplanabilir:
1- Alerjen uyaranlarla temasın kesilmesi,
2- İlaç tedavisi,
3- Hiposensibilizasyon (aşı tedavisi)
4- Cerrahi Tedavi
Alerji tedavisinde birçok ilaçtan yararlanılmaktadır. Bunlar arasında antihistaminikler, dekonjestanlar, kromolin ve kortizonlu ilaçlar vardır. Bu ilaçlar tek tek veya kombine olarak kullanılabilir. İlaç tedavisinin özelliği çok çabuk etki göstermesidir. Burun içerisine uygulanarak kullanılan kortizonlu spreylerin yan etkileri son derece azdır. Ancak bu ilaçların etki gösterecek en düşük dozda ve düzenli olarak kullanılması yararlı olmaktadır.
Çevre kontrolü ve ilaç tedavisine rağmen şikayetlerin 2 yıldan fazla devam etmesi durumunda önerilir. Bu yöntemle bağışıklık sisteminin tepki mekanizması değiştirilmeye çalışılmaktadır. Etkisi yavaş görülür ve sadece aşıda kullanılan maddelere karşı iyileşme elde edilir. Uygulama, alerjen maddelerin belirli miktarda vücuda verilmesi ile yapılır. İşlem uzman gözetiminde yapılır. Tedavi 3-5 yıl süreyle uygulanır. İlk 3 yıl içinde yeterli iyileşme görülmezse tedavi sona erdirilir.
Daha çok aşırı büyümüş burun etlerinin veya poliplerin tedavisine yönelik olarak yapılır. Bu yöntemler tek tek veya kombine olarak kullanılabilir. En etkili tedavi yöntemi uygulansa bile eğer alerjen maddelerle yoğun olarak karşılaşılıyorsa başarı şansı az olacaktır.
Alerjik Rinit’ten korunmak ve daha az şikayetle yaşamak için şunlara dikkat etmeliyiz;
İlkbaharda Alerjik Rinit’li hastaların dikkat etmesi gereken diğer bir konu da böcek ve arı sokmaları. Alerjik hastalar böcek ve arı sokmasından çok etkilenebilir hatta acil müdahaleye gerek duyulabilir. Burada korunma önemli. Bunun için açık renkli giysiler tercih edilmeli, yiyecek ve içecekler açıkta bırakılmamalı ve her şeye rağmen böcek veya arı sokması olursa mutlaka kontrol altına alınıp gerekirse sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
Arı sokması: Ne iyi gelir? Alerjisi, ilkyardım ve evde tedavi
Son olarak polen alerjisi olan hastalar ilkbahar ve sonbaharda ilaçlarını yanlarında bulundurmalı ve gerekli durumlarda kullanmalı, fakat Alerjik Rinit’te en önemli tedavinin de korunma ve kaçınma olduğu unutulmamalı.
Tedavide temel kural belirlenen alerjenlerden uzak durmak, temas etmemektir. Alerjen polen ise başarı kolay değildir. Polen alerjisi olanlar; polenlerin atmosferde yoğun olduğu sabah saatlerinde dışarı çıkmamalı ya da ağız burnu kapatan maskeler kullanmalıdır. Arabalara polen filtresi taktırmalı ve giderken camları açmamalıdırlar. Gözlük ve şapka kullanmalıdırlar. Akşam eve dönüşte kıyafetler çıkarılmalı, toz tutan saçlar duş alarak tozdan arındırılmalıdır. Tatil için ormanlık alan değil deniz kenarı seçilmeli. Tedavi için doktorunuzun vereceği ilaçlar dikkatle kullanılmalıdır.
Ev tozu akarı, küf mantarı sporu alerjisi olanlarda özellikle yatak odalarındaki toz tutan halı, kilim, perde, kuru süs çiçeği, koltuklar odadan çıkarılmalı, yerler muşamba ya da tahta olmalı, oda kuru değil ıslak, nemli bezlerle temizlenmeli, yastık yün pamuk, kuş tüyü değil, elyaf olmalıdır. Evdeki nem, rutubet önlenmeli, evcil hayvanlar uzaklaştırılmalıdır.
Her hastalıkta olduğu gibi alerjik rinit’te de en önemli tedavi doğru teşhistir geçmeyen veya sık sık burun problemi yaşayan çocukların mutlaka çocuk alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi, sebep olan alerjenin bulunması gerektiğini söyleyerek yapılması gerekir.
Gıda alerjisi olanlar belirlenen gıdaları yememelidirler. Süt, yumurta, çikolata, balık, domates, çilek gibi… Korunma ve tedaviye rağmen başarı sağlanamayanlarda alerji ve sebep olan alerjene karşı aşı tedavisi= Hiposensitizasyon- İmmunuterapi yapılabilir. Bunda esas olan iyi tetkik ve doğru karar ile en çok duyarlı olduğu antijeni az dozda başlayıp yavaş yavaş artırarak bünyeyi duyarsız-bağışık hale getirmek olmalıdır. Süre en fazla 2 yıl olmalıdır.
İlaç dışı önlemler olarak bol C vitamini içeren yeşillikler, sebzeler, meyveler (portakal, kivi, mandalina), havuç suyu, soğan, sarımsak, yeşil çay önerileri vardır. Meşe ağacı kabuğu, üzerlik tohumu, duvar sarmaşığıgillerden dağ melek otu, yonca yaprağı çayı, toz kuzukulağı kökü önerileri de yapılmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki alerjik hastalıklar tam şifa bulan hastalıklar değil, ancak kontrol edilebilen hastalıklardır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?