Eyüp Gümüş, Sağlıkta Dönüşüm Programının ikinci fazının başlaması gerektiğini belirterek, ilk dönüşüm programının başarılarının üzerine göstergeleri de iyileştirecek şekilde yeni bir atılım yapılacağını belirtti. Eyüp Gümüş, ikinci fazda koruyucu hekimliğin ön plana çıkacağının, aile hekimlerinin bu yönde etkin rol oynayacağını belirtti. Gümüş, genel olarak hekimlerin uygulamalarının kalitesinin de gözleneceği yeni bir sistem tasarlanmakta olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Eyüp Gümüş’ün verdiği bilgilere göre, ikinci faz reformların odak noktaları şöyle:
• Anne-bebek ölümlerinde göstergeler iyileştirilecek. Bebek ölümleri on binde 7,6’lar seviyesinde. Anne ölümleri ise yüz binde 14 düzeyinde. 2018 yılına kadar anne ölümlerini yüz binde 10’a; bebek ölümlerini ise on binde 5’e indirme hedefi konuldu.
• Sağlık hizmet kalitesi yükseltilecek. Birinci faz reformlar kapsamında, hastane akreditasyonları, hastane kalitesi iyileştirildi. Burada odaklanılan konular odaların dizaynı, refakatçi koltuğu, onam formu gibi fiziksel göstergelerdi.
Klinik işlemler, hastaya yapılan işlemlere yönelik yeni bir yaklaşım belirlendi. Klinikteki işlemler, hastaya yapılan işlemler kaliteli mi, Rehberlere uygun mu, bilimsel verilere göre doğru mu, kaliteli yapılıyor mu gibi unsurlar mercek altına alınacak. Bunun için program geliştirilerek, sağlık hizmet çıktısına göre değerlendirme yapılması amaçlanıyor.
• Aile hekimliği geliştirilecek. Koruyucu sağlık hizmetleri ve sağlıklı yaşam kültürünün teşviki ile hastaneye gidecek hasta sayısı azaltılacak. Aile hekimlerinin uzmanlaşması özendirilecek.
• Türkiye’de kronik hastalıkların ilerlemesine engel olunacak. Sağlık Bakanlığı bütün bileşenleriyle vatandaşlara koçluk yapacak. İnsanlar şeker hastası olmadan, kanser olmadan, sağlıklı hayat standartları ve yaşam tarzını kazandırmak önemli olacak.
• Sağlıklı yaşam kültürünün kazandırılmasında aile hekimlerinin rollerine önem verilecek. Bunun için uygun mekanlar sağlanacak.
Eyüp Gümüş, aile hekimlerinin rolünün derinleşmesiyle, hizmet verilen mekanların da ön plana çıktığını belirterek, Aile Sağlığı Merkezleri yanında, yurttaşlara hizmet verecek “Sağlıklı Yaşam Merkezi” kurulacağını açıkladı. Bu merkezlerin, 50 bin nüfusa bir merkez” standardı ile planlandığını ve kurulmaya başlandığını belirten Gümüş, hızla yaygınlaştırmanın planlandığını ancak büyük şehirlerde arsa kısıtları gözlendiğini belirtti.
Aile Sağlığı Merkezlerinin, içinde küçük bir laboratuar bulunan; radyolojik hizmet verilebilen alanlar olarak tasarlandığını, içinde diyetisyen, psikolog, küçük çaplı fizik tedavi-egzersiz mekanı bulunan bir yapı olmasını öngördüklerini belirten Gümüş, buna ilave olarak diş hizmeti birimlerinin de içinde olacağını anlattı.
Kişilerin yaşam tarzlarıyla ilgili sağlık yönünden takip edilebildiği merkez olmayı hedeflediklerini belirten Gümüş, vücut kitle indeksi, check-up yapılabilen, kolay erişimli bir merkez olmasının amaçlandığını anlattı. Aile Sağlığı Merkezlerinin nerelere yapılabileceği konusunda il bazında çalışma sürdüğünü belirten Prof. Dr. Eyüp Gümüş, toplamda 1000 adet merkezi inşa etmeyi amaçladıklarını açıkladı. Prof. Dr. Eyüp Gümüş, 400 Sağlıklı Yaşam Merkezinin arsa çalışmasının tamamlandığını, 2017’de ihalelerinin yapılmasının hedef olduğunu belirtirken, 1000 adet merkezin tamamlanma hedefinin de 2018 sonu olduğunu kaydetti.
Eyüp Gümüş, aile hekimlerinin sevk ettiği hastaları Kamu Hastaneleri Kurumu’na bildireceği ve Kamu Hastaneleri Kurumu’nun sağlıklı yaşam merkezlerinin koordinasyonu olacağını kaydetti. Aile hekimliği sistemi ile Kamu Hastaneleri Kurumu’nun entegrasyonunun da gerektiğini kaydeden Gümüş, aile hekimlerinin hizmet içi eğitimi, uzmanlık gibi alanlar için buna ihtiyaç olduğunu anlattı.
Bu yıl içinde 4 bin aile hekiminin göreve başladığını, gelecek dönemde TUS ile ayrılanlar olacağını hatırlatan Eyüp Gümüş, hekim başına 3500 nüfus oranını, 2500’ün altına çekecek şekilde sayı artırmayı amaçladıklarını belirtti.
Aile hekimlerimizin uzman olmasını özendireceklerini açıklayan Gümüş, “Bununla ilgili eğitim hastaneleri afiliasyonu ile aile hekimliğini icra ederken, diğer yandan uzman olabilmelerini sağlayacağız. Daha önce yapmış olduğumuz düzenlemeyi biraz daha destekleyerek düzenleyeceğiz” dedi. Gümüş, ek prim, ek ödeme gibi avantajlar yanında performans ile ilave destek de verilmek istendiğini açıkladı.
Eyüp Gümüş, “Bunun dışında aile hekimlerimiz de bir kronik hastalık takibinde ek performanslar, esas görevleri olabilir. Yani diyabetli hastaları ne kadar takip ediyor, ne kadarını hastaneye gitmeden yönetebiliyor, ne kadarında komplikasyonların gelişimine engel olabiliyoruz. Aile hekimleri bu takipleri yapabilirler. Hastane şartlarına gelmeden onların hastalıklarını tedavi edebilirler. Bu baktıkları hasta volümü ile ilgili de onlara bir ek performans sistemi çalışmasını yapıyoruz. Onları teşvik edeceğiz.
Evde sağlık hizmetleri, yani hastaneye ulaşmadan hastaların kendi lokal alanlarında, evlerinde veya aile hekimliği bünyelerinde koordinasyonunu önemsiyoruz. Otuz bin aile hekiminin aslında hastanelerin yükünü de azaltması gerekiyor. Aile hekimlerimizin gelecek vizyondan beklentilerimiz hastalarımızı sağlıklı yaşatabilmesi” dedi.
Prof. Dr. Eyüp Gümüş, geriye dönük döner sermaye ödemelerine yönelik Maliye Bakanlığı ile görüşüldüğünü ve Maliye’nin telafi için çalıştığını açıkladı. Döner sermaye ödemelerinde sistem değişikliği için çalıştıklarını da açıklayan Gümüş, “Ek ödeme sistemimizi revize ediyoruz. Daha hakkaniyetli, daha adil arayış içindeyiz. Burada hastanelerin alacağı bütçeleri tanıya dayalı işlemler ve riskli yaptığı işlere göre yeniden değerlendireceğiz. Ayrıca, kliniklerin ve hekimlerin veya sağlık personelinin alacağı ücretleri de kritik işlere göre yeniden değerlendireceğiz” dedi.
Bu yöntemin uygulamasıyla ilgili simülasyonların yapılmakta olduğunu açıklayan Gümüş, alınan global bütçeye göre Türkiye ölçeğinde sistem nasıl çalıştırılabilir bakıldığını anlattı. Bu yıl sonuna kadar bir manzaranın ortaya çıkacağını anlatan Gümüş, pilot hastane uygulamasıyla yeni sistemin deneneceğini vurguladı.
Personel alımında yeni hastanelerin de devreye girmesiyle ilave ihtiyaç doğduğunu belirten Gümüş, 2017 için 11 bin sağlık çalışanı, 7 bin kişi de hizmet alımının bütçeye girdiğini ancak kendi taleplerinin bunun 4 katı olduğunu kaydetti. Personel ihtiyacının takvime yayılarak karşılanmasının gündemde olduğunu belirten Gümüş, “Burada sözleşmeli personel ve diğer hususlar konusunda çalışma yapıyoruz. Neticede hastaneler kuruldukça, gidip yıl içerisinde de Maliye Bakanlığı’ndan vize konusunda görüşmeler yapabiliyoruz. Yıl içinde ek personel imkanı alabiliriz. Vakti geldiğinde onlar tekrar gündeme gelir” dedi.
FETÖ soruşturmaları kapsamında 2 bin doktorun görevinden alındığını ancak açığın hızla kapatıldığını açıklayan Gümüş, “Açıktan atamalar açtık yani özel sektörde çalışan veya devlet memurluğundan ayrılmış ve tekrar devlet memurluğuna geçmek isteyenlerle ilgili dışarıdan kadrolar açıyoruz. 1500 dolayında personel alımı için kadro açtık, aynı sayıda daha açacağız. Ayrıca o doktorların da özel sektörde çalışmalarına müdahale etmedik” dedi.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Sağlık Bakanlığına devredilen askeri hastanelerin bu yapı içinde devam edeceğini belirterek, özel alanlarla ilgili Milli Savunma Bakanlığıyla çalışıldığını açıkladı. Gümüş şunları kaydetti: “Bu hastaneler personel ve donanım olarak tam hale getirilecek. Genel olarak misyon olarak yine askerlere hizmet edecek olan hastaneler bunlar. Şehit ve gazi yakınlarımız ve gazilerimiz bunlar yine öncelikli olarak hizmet alıyorlar. Fiziki mekanlarında sorunlar var.
Özellikle İstanbul Haydarpaşa’daki Sultan Abdülhamit Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki bazı bloklar yıkılıp tekrardan yapılacak. Çalışmalar yapıyoruz. Burada GATA’da revizyon gerektiren alanlar var onların üzerinde çalışıyoruz.
MSB hastanecilik ile uğraşacak bir bakanlık değil. Yani daha önceden de mal alımlarında bizim aldığımız 3 liralık malı onlar 8 TL’ye alıyorlardı. Çünkü hastane volümü ne kadar büyük ise siz o kadar uyguna alırsınız. Bugün dünyada, ABD’ye baktığınızda askeri hastaneler ile ilgili bunun değişimi ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Birçok ülkede siviller tarafından götürülüyor. Çünkü orada yapılan travma ameliyatı ile bizde yapılan travma ameliyatı arasında fark yok ki…
Askeri hastanede olması gereken MSB’nin istediği başta biyolojik silahlara yönelik tıbbi yaklaşımlar vs. olmak üzere özel niş konular varsa onları zaten kurarız. Bu hastaneler ile o alanları ayırırız. Şu anda sağlık yetenekleri yönetmeliğini yayınladık. Örneğin; askerlerin nasıl rapor alacağını belirledik. Bunların kuralları belirlendi. Bazı hassas konular varsa birlikte üzerinde çalışırız. MSB bu koordinasyonu spesifik konularda yapar. Biz de destekleriz. Bu hastanelerin işletmesi Sağlık Bakanlığı’nda olacak ve daha iyi olması için MSB bünyesindeki Sağlık Daire Başkanlığı ile birlikte koordine ediyoruz”
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, sağlık turizminin “tükettiğini üretmek” vizyonu ile birlikte sağlık turizminin iki vizyoner projeden biri olduğunu söyledi. Bu alanda hızlı bir gelişme olduğunu ve yeni koordinasyon ile daha da hızlanacağını belirten Gümüş, şu bilgileri verdi: “Maliye Bakanlığı ile hep bütçe kavgası yaparken, ek gelirlerimiz de olması gerekiyor. Bunu sağlayabiliriz. Şu anda Türkiye’ye 450 bin civarında 2015 rakamlarıyla tabii uluslararası hasta gelmiş. Bize ulaşmayan muhtemel kayıt dışı ile de 700 bin hasta geldiğini tahmin ediyoruz. İlgili STK’ların bize söylediği sayı bu. Kayıtdışı, yani bizim sistemimize girilmemiş. Çünkü hasta kendi parasını ödeyip geliyor bunu sisteme girmiyorlar. Vergisel boyutları olabilir vs. Onun üzerine gidilecek ve bakılacak tabii ki.
Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu SATÜRK çalışıyor. Sağlık turizmi mevzuatı yok, onu hazırlıyoruz. Kim neyi ne kadara yapacak ve fiyatlarını belirleyeceğiz. Kamuda fiyat budur, özelde fiyat budur diyeceğiz. Fiyatlandırma yayınlayacağız.
Kalite akreditasyonu yıl sonuna kadar yayınlayacağız. Hangi merkezler bu işi yapabilir ve bunun kuralları nedir bunu belirleyeceğiz. Şu özel hastane bu işi yapıyorsa, karşılayacak personeli olacak, havalimanından hatta evinden alacak, taşıması ağırlanması ve evine gönderebilmek konusunda sağlık hizmetlerinde organizasyon kurmamız lazım. Bizim hastayı memnun etmemiz gerekiyor, memnun etmezsek bizim negatif propagandamızı yapacak. Sağlık turizmi ofisinin kurulması, yazılım sistemi ile Sağlık Bakanlığı’na iletilmesi sistemine çalışıyoruz. Bütün hastaneler kayıtları bildirecek, günlük olarak takip edeceğiz.
Yaşlı Turizmi, Sağlık Turizmi, Termal Turizmi konusunda çalışıyoruz. Bunların akreditasyonu yaptıktan sonra merkezleri ve sonra da Türkiye’deki potansiyeli belirleyeceğiz. Ne kadar ilave tesis yapılabilir. Çünkü yeni tesisler de gerekiyor. Şehir hastanelerimizin yataklarının bir kısmını buna ayıracağız. Pazarlama için 20 kadar hedef ülke var. Bizim bu ülkelerde tanıtım ofisleri kurma durumumuz olabilir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Merkezi Ofisi ve Tıbbi Merkezi gibi birtakım sağlık tesisleri kurmayı istiyoruz.
Her ülkenin sağlık turizmi için bir potansiyeli var. Biz de organ nakli, kemik iliği gibi ne varsa çok sıra dışı vakaların anlaşmalarını yapacağız. Fiyatı bu diyeceğiz. Kamuyu istiyorsa, özeli istiyorsa onu organize edeceğiz. Bununla ilgili Bakanlık bünyesinde, ajans benzeri bir şirket; bu işleri koordine edecek bir operasyonel birim kurulacak. Anlaşmalar yapacak, pazarlama yapacak, ofisleri koordine edecek. 2017 yılında sağlık turizmi tamamen şekillenecek. 2017 yılı sonu gibi İstanbul’da bir fuar organize edeceğiz.
Suudi Arabistan ile görüşmeler var. Başarılı sonuçlanırsa Suudi Arabistan’ın eksik gördüğü veya hizmet almak istediği alanları Türkiye’den karşılayacak. Bazı Afrika ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Balkan ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri, komşu ülkeler, Suudi Arabistan benzeri bize 3 saat mesafede olan rahat ulaşımın sağlanabileceği yerler hedef ülke. İstanbul ve Antalya bizim için önemli, sağlık turizmi açısından bir avantaj oluşturuyor. Çünkü buralarda turizm tesislerimiz var”
Prof. Dr. Eyüp Gümüş, hastane yatırımlarının hızla ilerlediğini belirterek, Mersin Şehir Hastanesi’nin Kasım sonu-Aralık ayı başında, Yozgat hastanesinin de 2016 yılı sonuna kadar açılacağını, Bilkent Şehir Hastanesinin ise 2017 ortasında hizmete gireceğini açıkladı. Eyüp Gümüş, sağlık yatırımları için şu bilgileri verdi: “Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı, TOKİ ile birlikte yapılan ve şehir hastaneleri olmak üzere üç kanaldan yapımlarımız devam ediyor. 2018’in sonunda, en geç 2019 ortasında yatırımların tamamı biter. Toplam 100’ün üzerinde hastane ilaveten sisteme girecek.
İstanbul’da şu anda Göztepe, Okmeydanı, Haydarpaşa Numune’nin ihalesini yapıyoruz, Şişli Etfal, bu yine Türk Telekom Arena’nın yanındaki alana; Seyrantepe de taşınacak. 2017 sonunda bunlar da bitecek.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?