SASEB Araştırması: Türkiye’de Sağlık Serbest Bölgesine (SASEB) ihtiyaç olup olmadığı, böyle bir ihtiyaç varsa Sağlık Serbest Bölgesinin Türkiye’nin sağlık turizminde küresel bir marka ve çekim merkezi olmasına ne denli katkıda bulunacağına yönelik bir akademik çalışma yapılmıştır. Katılımcıların %59’u Türkiye’de bir Sağlık Serbest Bölgesine ihtiyaç olduğunu ve Türk SASEB’in kurulması halinde Türkiye’nin sağlık turisti sayısı ve sağlık turizmi gelirlerini %43 oranında artırabileceğini ortaya çıkarmıştır (Yilmaz, 2023).
518 kişiyle yapılan anket çalışması Kasım 2022-Şubat 2023 arasında gerçekleştirilmiştir. Türkiye genelinde çeşitli illerde sağlık sektöründe ya da ilintili sektörlerde görevli üst düzey yönetici, hekim, hemşire, akademisyen, tesis sahibi, diğer sağlık çalışanı, bakanlık ve iş dünyası temsilcilerinin katıldığı çalışma bu alanda Türkiye’de yapılan ilk akademik çalışma olması yönüyle önem taşımaktadır.
Çalışmaya katılan örneklem grubunun büyük çoğunluğu %66,8 ile kadınlardan meydana gelmektedir. Bu sonuç sağlık sektörünün dişil karakterini ortaya koymaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 2020 yılında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 189 ülkeden elde edilen verilerle yapılan bir araştırmada küresel sağlık sektöründe çalışanların %67,2’sinin kadınlardan meydana geldiği ortaya çıkmıştır (WHO vd, 2022). Türkiye’de yapılan bu çalışma sonuçları ile ILO ve DSÖ’nün çalışmasının sonuçları örtüşmektedir.
Türkiye’de Sağlık Serbest Bölgesine ihtiyaç var mı? Gereklilik mi, fantezi mi?
Örneklem grubunda yer alan hemşirelerin büyük bölümünün (%83,3) üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitim düzeyine sahip olmaları ve ameliyat hemşireliği, koordinatörlük, bölüm şefliği vb. üst yönetici görevlerde bulunan hemşirelerden meydana gelmesi ve diğer örneklem birimlerinin hekim, kamu görevlileri, iş dünyası temsilcileri, akademisyenler gibi yüksek eğitimlilerden oluşması örneklem grubunun araştırma evrenini temsil özelliğine sahip olduğunu göstermektedir (Yılmaz, 2023).
Sağlık turizmi Türkiye’nin önemli hizmet ihraç kalemleri arasında yer almaktadır. Yalın ifadesiyle yurtdışında yaşayan sağlık turistlerine sağlık hizmeti sunulup karşılığında gelir elde edilmektedir. Ekonomik olarak elde edilen gelirler cari açığın kapatılmasında artan oranda bir yer tutmaktadır. Bu nedenle her yıl küresel olarak büyüyen sağlık turizmi pazarı pek çok ülkenin dikkatini çekmekle beraber ilgili ülkelerin bu pazardan aldıkları pay çeşitli değişkenlerin etkisiyle farklılıklar göstermektedir. Türkiye’nin sunduğu ürün ve hizmet kalitesi ile elde ettiği gelir arasında çoğu zaman oransızlık ortaya çıkmaktadır. Yani hak edilen ile elde edilen aynı olmamaktadır.
Ortaya konan hedefler ile gerçekleşen sonuçlar arasındaki dengesizliklerin neden kaynaklandığı ciddi araştırmalara ihtiyaç duymaktadır. Örneğin 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planında 2,4 milyon sağlık turisti beklenirken 1,8 milyon sağlık turisti gelmiştir. Aynı şekilde 9,3 milyar Dolar gelir beklenirken 3 milyar Dolar gelir elde edilmiştir. Yani beklenen gelirin sadece %32’si gerçekleşebilmiştir (USHAŞ, 2021).
Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Güney Kore ve Endonezya gibi bazı ülkeler küresel pazardan daha çok pay almak ve sağlık sektörünü rekabetçi bir konuma getirebilmek için Sağlık Serbest Bölgesi (SASEB) projelerini hayata geçirmişlerdir. Dünyada ilk kez 2002 yılında Dubai Emiri tarafından kuruluşu ilan edilen ve daha sonraki yıllarda fiili olarak faaliyete başlayan Dubai Sağlık Kenti (DHCC) günümüzde tam teşekküllü bir yapıya kavuşmuştur. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) yöntemlerinin de yaygın olarak uygulandığı DHCC her yıl yüzbinlerce sağlık turistine hizmet sunmaktadır. 32 GETAT türünün uygulandığı Dubai’de Kinezyo tedavisi %33,7 ile başta gelirken bunu %14,9 ile elektro tedavisi takip etmektedir. 2020’de 115 bin kişiye GETAT uygulanırken bu sayı bir yıl sonra %56,5 artışlar 184 bin kişiye çıkmıştır. Milliyetlere göre dağılımda %16 yerli Araplardan oluşurken %84’ü yabancı sağlık turistlerini oluşturmaktadır (Yılmaz, 2023).
Sağlık Serbest Bölgeleri ile yetişmiş insan ve ileri teknoloji çekilecek
Aynı şekilde 2018 yılında ayrı bir önem kazanan Çin Boao Lecheng (Umut Kenti) Medikal Kompleksinde de Çin ana karasında bulunmayan yenilikçi tedavi ve ilaç uygulamaları yapılmaktadır. Pasifik bölgesinde bir çekim merkezi olmayı hedefleyen Çin Sağlık Serbest Bölgesi projesi hızlı bir gelişim sergilemektedir. İlk aşamada 3 km2 alan üzerinde kurulan Çin SASEB’i gerekmesi halinde 20 km2 alana kadar genişleme imkânına sahip bulunmaktadır. Tıbbi hizmetler, Uygulamaların sergilenmesi ve Rehabilitasyon ve iyileşme olmak üzere 3 temel sektör yapılanmasına sahip projede kök hücre, anti-aging, yüksek teknolojili genel hastane, çeşitli eğitim kurumları, Ar-Ge merkezleri, ileri düzey deneysel laboratuvar merkezlerinin yer aldığı Çin SASEB’inde pek çok uluslararası sağlık tesisi yer almaktadır. Son yıllarda konvansiyonel turizm potansiyeliyle entegre bir çalışma başlatan Endonezya ülkenin turizm cenneti Bali adasında Sanur Medikal Özel Ekonomi Bölgesi adı altında bir SASEB projesi başlatmıştır.
Örneklem grubunun %59’u Sağlık Serbest Bölgesine ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Bu oran beklentilerin üzerinde çıkmıştır. Katılımcıların çoğunluğunun SASEB’e ihtiyaç olduğu yönünde kanaat belirtmesi Türkiye’nin sağlık turizmi hedeflerini gerçekleştirmesinde SASEB’ten önemli işlevsel görev beklediklerini ortaya koymaktadır. Dönemsel iniş çıkışlar olmakla birlikte Türkiye kamu ve özel sektör olarak sağlık turizmine çok önem vermektedir. Örneklem grubu Türk SASEB’in Türkiye’nin sağlık turisti ve sağlık turizmi gelirlerini hangi düzeyde etkileyebileceği yönündeki soruya verdikleri cevapta %44,8 oranında artış beklediklerini ortaya çıkarmıştır.
Araştırma sonuçları Türkiye’de bir Sağlık Serbest Bölgesi kurulmasına ihtiyaç olduğunu ortaya koymakla birlikte böyle bir projenin hayat geçmesi oldukça karmaşık bir durum arz etmektedir. Çok boyutlu ve çok faktörlü bir yaklaşım gerektiren projenin kamu öncülüğünde ya da en azından kamunun etkin katılım ve desteği ile mümkün olabilecektir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- USHAŞ. (2021). Türkiye’nin Sağlık Turizminde 2023’de Hedefi 2 Milyon Hasta. USHAŞ.2- WHO & others. (2022). The gender pay gap in the health and care sector: A global analysis in the time of COVID-19. World Health Organization.3- Yılmaz, C. (2023). Türkiye ve Dünyada Sağlık Serbest Bölgesi Girişim ve Uygulamaları; Tarihsel Arka Plan, Kavramsal Çerçeve ve İhtiyaç Analizi [Doktora Tezi]. İstanbul Gedik Üniversitesi.4- Yilmaz, C. (2023). Analysis of the Need and The Impact of The Health Free Zone For Turkey To Become a Global Brand in Health Tourism. International Journal Of Eurasia Social Sciences, 52.YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?