Açılış konuşmasını Prof. Dr. Serhat Ünal’ın yaptığı toplantıda kesici delici alet yaralanmalarının tanımı, sağlık profesyonelleri için yarattığı riskler, yaralanmalardan korunmak için gerekli önlem ve koruma prosedürleri, bu tür yaralanmaların klinik, toplumsal ve ekonomik maliyetleri, risk faktörleri ve iyi uygulama örnekleri tartışıldı.
Sağlık çalışanları arasında en fazla hemşireler ve ikinci sıklıkta doktorların mesleki yaralanmalar açısından risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ünal, Hasta ve Sağlık Çalışanı Güvenliği Platformu’nun yaptığı anket çalışmasının sonuçları hakkında bilgi verdi.
Türkiye’de sağlık profesyonellerinin %54’ünün meslek yaşamları boyunca en az bir kez kesici-delici alet yaralanmalarına maruz kaldığının altını çizen Prof. Dr. Ünal, “Sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğini ciddi şekilde etkileyebilecek bu yaralanmaların ise sadece %20’sinin tamamı bildiriliyor. Yine yaptığımız anket sonuçlarına göre %61’lik bir çoğunlukla yaralanmaya en çok maruz kalan meslek grubu hemşireler olurken, en sık yaralanma nedeninin ise %42 ile enjektör iğnesi batması olduğu sonucu ortaya çıktı. Bu bulgular bize kesici delici alet yaralanmaları ile ilgili ciddi ve acilen müdahaleye ihtiyaç olduğu görülen bir tabloyu ortaya koyuyor” diye konuştu.
Kesici delici alet yaralanmalarına maruziyet ile ilgili yüksek oranların eğitim ile tersine çevrilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Ünal, “Oranlar her ne kadar ciddi seviyede olsa da, bu tabloyu eğitim ile düzeltmek mümkün. Biz Platform olarak hayata geçirdiğimiz anket çalışmasının ardından kendimize bir yol haritası belirledik. Bu kapsamda toplantılar, çalıştaylar yaptık, literatüre katkı sağlayabilecek kılavuzlar hazırladık ve online konferanslar ve soru-cevaplar ile ulaşabileceğimiz kadar çok sağlık çalışanına ulaşmaya çalıştık. Bu noktada büyük bir farkındalık yarattık” dedi.
Farkındalığı, tutum ve davranış değişikliğine çevirme sürecinde eğitimlerin rolüne dikkati çeken Prof. Dr. Ünal, kesici delici alet yaralanmaları ile ilgili alanında uzman isimler ile bir online eğitim modülü hazırladıklarını bildirerek, “Hemşirelik okullarında ve mesleki eğitimlerde kullanılabilecek bu eğitim ile inanıyorum ki kesici delici alet yaralanma oranlarının aşağı yönde seyretmesine, yaralanmayı bildirme oranlarının ise artmasına katkı sağlamış olacağız. Önümüze koyduğumuz yol haritasında bir sonraki adım ise kesici delici alet yaralanmaları ile ilgili iyi uygulamaların karar vericiler tarafından mevzuat düzenlemelerine dahil edilmesini sağlamak” diye konuştu.
Eğitim modülü hakkında bilgi veren Serhat Ünal, sadece sağlık çalışanlarının kendilerini tanıtarak internet üzerinden modüle erişeceğini, soru-cevap biçimindeki eğitim modülünün her soruya verilen yanıttan sonra ilgili başlığı açarak okuma sağlayacak şekilde tasarlandığını açıkladı. Sağlık çalışanlarına özel hazırlanan eğitim modülüne ücretsiz olarak erişilebilecek.
Kesici ve delici alet yaralanmalarını önleyen cihaz-malzeme tasarımları olduğunu da belirten Prof. Dr. Serhat Ünal, bunların gerçekte çok büyük ilave maliyet doğurmadığını ancak mevcut cihaz satın alma sıkıntıları içinde gündeme dahi gelmediğini kaydetti.
İş kazalarının doğrudan ve dolaylı maliyetleri olduğuna dikkati çeken Platform Üyesi Arzu Fırlarer ise, sağlık çalışanlarının ölümle sonuçlanabilecek riskler taşıdığını ve bu açıdan “maliyetin tartışılmasının” anlam taşımadığını, hastalık bulaşması halinde ortaya çıkan maliyetlerin de önleyici tedbirler ve güvenli cihaz kullanımından çok daha yüksek maliyetleri ortaya çıkardığını anlattı.
Platform Üyesi Belgin Erdoğan da her kurumun yasa gereği yıllık 16 saat iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermek zorunda olduğunu vurgulayarak, bu konuda kurum yönetimlerinin hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti.
Son yıllarda hasta güvenliği kavramının daha ön planda olduğunu ve bu konuda Türkiye’nin de dünya ile birlikte belli bir mesafe kat ettiğini ifade eden Prof. Dr. Serhat Ünal, sağlık çalışanlarının güvenliğinin de aynı derecede önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Ünal, Türkiye’de hasta güvenliği ve sağlık çalışanları güvenliğinin ayrı konular olarak ele alındığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
“Bu iki konu birbirinin içindedir, asla ayrılmaz çünkü aynı birim içerisinde çalışan sağlık çalışanları ve orada bulunan hastanın güvenliği söz konusudur. Ortak yaklaşımlar gerektirir. Biz de bir bütünlük olsun, hasta ve sağlık çalışanının güvenliğini gündemde tutalım, farkındalığı artıralım, sağlık hizmetlerinde güvenlik kültürünü geliştirelim amacıyla ‘Hasta ve Sağlık Çalışanları Güvenliği Platformu’nu oluşturduk.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?