Sağlık Bakanlığı ve ikircikli tutum…

Yazan Uzm. Dr. Recai Yahyaoğlu
Kategori: Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

sağlık bakanlığıİki farklı konuda Bakanlığın dikkate değer bir değişim gerçekleştirmesi gerekiyor. Birincisi Aile hekimlerine getirilen nöbet sistemi… Nöbet konusu baştan beri tepkiyle karşılandı. Bazı değişikliklere ya da iyileştirmelere rağmen bir türlü uygulanamadı. Nöbet tutuluyor ama nasıl? Bu ayrı bir yazının konusu… Nöbet aslına uygun tutulmadığı gibi gereksiz yere bir sürü spekülasyon ve huzursuzluklara neden oldu…

Böylelikle hem sağlık çalışanları ve hem de Sağlık Bakanlığı evrensel gerçek ile bir kez daha karşılaşmış oldu… İşi yapacak olan kişiye rağmen işi zorla yaptırmak kaostan başka bir sonuç ortaya çıkarmıyor… Bazı uygulamalar yapılacaksa eğer hekimlerin ya da bu işi yapacak olanların bu konuda görüşlerine müracaat edilmesi son derece önem taşıyor. Bu konuda itidali elden bırakmadan sıçrama yaptıracak başka bir zihin sürecini devreye sokmak gerekiyor…

Hekimlere nöbet uygulamasının daha farklı bir anlayışla ele alınacağı haberleri internet ortamında görülmeye başlandı… Bu haberler geleceğe daha ümitle bakmamız için yeterli olmasa da önemli bir adım olarak değerlendirilebilir… Yeni Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ geçmiş yıllardaki başarılı Bakanlık yönetimi deneyimlerinden de yararlanarak bu dönemde daha belirgin başarılara ulaşır ve sağlık çalışanları ile Bakanlık arasında orta yol bulunmasına vesile olur…

Hekimliğin doğasında nöbet vardır… Nöbet tutmak isteyenler de vardır… Nasıl olmaz? Nöbet saatleri kısmen daraltılarak ve saatlik nöbet ücretleri ciddi şekilde arttırılarak bu sorunun üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Dışarıda özelde çalışan hekimler bile nöbet tutabilir. Hekimlerin çoğu genç insanlar… İçlerinden önemli bir kısmının böyle bir değişimden sonra zorla değil isteyerek nöbet tutacakları da bir gerçektir…

Kısacası ve özetle Sağlık Bakanlığı ile Aile Hekimleri arasında yıllardır bir zıtlaşma huzursuzluk nedeni olan bu nöbet sistemi yeni baştan farklı bir anlayış ve konseptle rahatlıkla çözülür. Ayrıntıda çok farklı seçenekler devreye sokulabilir. Yeter ki zorlama olmasın. Bilenler bilir… Zorlama konusuna sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sağlık çalışanları özellikle de hekimler kadar tepkili hatta takıntılı başka bir meslek grubu kolay kolay bulunamaz…

İkinci önemli konu Bakanlığın hizmet verirken hem Sağlık Müdürlüğü hem de Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak iki ana kuruma ayrılması… Baştan beri akıl sahiplerine oldukça anlamsız gelen bu duruma da son verilmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki bu konuda da bir türlü net karar verilebilmiş değil. Bazen vazgeçileceği söyleniyor… Sonra bir bakıyorsunuz tekrar karar değişmiş…

Nasıl ki Devlet Yönetme Aklı iki başlı bir görünümü uygun bulmuyorsa bir bakanlık bünyesi içinde de iki başlı bir yönetim anlayışı uygun değildir… İlçelere kadar yaygınlaşmış bu iki başlılık vatandaş tarafından da tepkiyle karşılanıyor. Bu durumun sayılamayacak kadar çok farklı sakıncalarını görmemek mümkün değil…

Son günlerin popüler söylemi ile bir ileri bir geri ikircikli yaklaşım ya da planmaya uygun kararlı tavır gösterememek Sağlık Bakanlığı’na yakışmıyor… Uzun zamandır devam eden bu yaklaşımın Sağlık Bakanlığında tepe yönetiminin değişiminde önemli rol oynadığı tahmin etmek zor değil… İyi niyetle milletimize hizmet vermeye çalışan Bakanlığın bu konularda ilgili kesimleri rahatlatan ortak akla hitap eden çözümler üretmesi gerekiyor…

Türkiye’de Bakanlıkların özellikle de Sağlık Bakanlığının içine düştüğü en önemli açmaz alınan kararlarda Millet ve Personel dengesini gözetmemektir… Personel ya da tüm sağlık çalışanları uzun yıllar boyunca alınan kararlarda sürekli ezildiklerini, horlandıklarını, kendilerine değer verilmediğini düşünmek zorunda bırakıldılar… Böylelikle dünyanın hiç bir yerinde rastlanılmayacak oranda kendi bakanlığına küsmüş büyük bir kitle meydana geldi…

Sağlık Bakanlığının ikircikli yaklaşımlardan vazgeçip sağlık personeli ile kendi yönetimi ve uygulamaları ( yönerge, genelge vs…) konusunda yeniden farklı bir anlayışa sahip olması gerekiyor… Bakanlık olarak bıkkınlık verecek kadar sık ve ufak değişim dokunuşlarından ziyade köklü ama bir defada yapılan toptan değişime ihtiyacımız var… Popülist değil gerçekçi, diğer yandan halkı ve hizmeti önceleyip personeli ötelemeyen/örselemeyen bir hizmet anlayışı…

İllerde ayrılmış/ayrışmış genel sekreterliklerde görev yapmakta olan akademisyenlerin eğitim hayatına kazandırılmaları ya da tekrar asli görevlerine dönmelerinin sağlanması çok daha hayırlı olacaktır… Hem öğretim görevlisi eksikliğinden şikayet ediyoruz… Hem de bu genel sekreterliklerde masa başı işlerle ve bürokratik gereksiz/anlamsız pek çok işle yetiştirdiğimiz parlak beyinleri ziyan etmekle meşgulüz… Peki Devlet Hastanelerinden memnuniyet oranı arttı mı? Kesinlikle hayır… Araştırın anket yapın göreceksiniz ki tam tersine azaldı…

Burada yeni yönetimin Bakanlığın son bir kaç yıldır yaşamakta olduğu hantallığa ve karar alma süreçlerindeki durgunluğa son vereceğini ümit etmek istediğimizi belirtmeliyim. İçeriden ve aynı mahalleden bazı kişiler tarafından Bakanlığın kendi kendisini eleştiriye açması ve bunları dikkatle dinleyerek kayıt altına alması gerekiyor. İstişare anlayışımız ve Sağlık Bakanlığının oldukça kaliteli saha koordinatörleri bunun için var…

Aile Hekimliği Sağlık Bakanlığının tartışmasız yüz akıdır. Öyle ki şu anda Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bir dönemde olmadığı kadar halkımızın memnuniyetini kazanmış durumdadır. Rehabilite edilecek yer bu yüzden Aile Hekimliği değildir. Memnuniyet oranı yüksek bir hizmet uygulaması daha kaliteli hale getirilecekse eğer bunun yöntemi hekimleri incitmekten, zorlamaktan, baskı altına almaktan geçmez.

Çünkü bu durum aynı zamanda hasta memnuniyet oranlarını düşürür. Sorunların çözümü sağlık çalışanlarını daha çok memnun etmekten, sahiplenmekten ve karar alma mekanizmalarına katmaktan geçer…

https://dryahyaoglu.blogspot.com/2016/06/saglik-bakanligi-ve-ikircikli-tutum.html

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla