Psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Mehmet Emin Ceylan, toplumda saç koparma hastalığı olarak bilinen Trikotilomani (TRK)’nin psikiyatride dürtü bozuklukları içinde sınıflandırıldığını ve tedavi edilebildiğini belirterek şunları söyledi:
“Trikotilomani (TRK) 1889’da saçlarını kökünden çeken hastalarında gördüğü zorlantısal ve önüne geçilmez dürtüyü tanımlamak için bir Fransız cilt hastalıkları uzmanı tarafından isimlendirildi. Trikotilomani kelimesi; Yunanca’da thrix: saç, tillein: çekmek /koparmak, mania: çılgınlık kelimelerinden köken alır. Psikiyatride, piromani, kleptomani, kompulsif kumar oynama ile birlikte dürtü kontrol bozuklukları içinde sınıflandırılır.
Dürtü kontrol bozuklukları, kendine ve başkalarına zarar verici şeyler yapmak için duyulan dürtü veya isteğe karşı koymada ve kontrol etmede yetersizlik ile karakterizedir. Kişi bazen davranışı yapmadan önce artan gerginlik duygusunu hisseder ve sonra gerginlikten kurtulma ve iç rahatlaması duygularını hissedebilir. Hatta bazen kişi eylemi gerçekleştirdikten sonraki hazzın derecesini bile anlatır.
Saç koparma hastalığı kişinin hayatını kabusa çevirebilir. Hastalar anksiyeteyi, sıkıntıyı, özgüvendeki azalmayı yaşarlar. Bu durumlarını bir sır olarak saklamak için kuaföre gitmek, spor yapmak, dans etmek, yüzmek, gösterilere katılmak gibi günlük aktivitelerden kendilerini sakınırlar. Çoğu saçlarını yolduklarını gizlemek için uzun süre uğraşır ve saç kayıplarını farklı saç stilleri, makyajlar, giysiler, atkılar, peruklar ile kapatmaya çalışır. TRK iş yaşamında yükselmeye, sosyal arkadaşlıklar kurmaya ve sürdürmeye zarar verebilir.
TRK’li hastaların çoğu kafalarındaki saçları yolar ayrıca kirpikler, kaşlar, yüz, kollar, bacaklar, pubik bölge ve koltukalt kılları da yolunabilir. Kafanın üstü erkek tipi kelliğe benzer hale gelince bu durum özellikle erkeklerde gizlenmesine neden olabilir. Saçın yolunmasına bağlı saç kaybının şekli yamalı veya tam olabilir. Bazı hekimler, etrafı ince bir saç kümesi ile çevrili kafanın üstündeki bu kellik şeklini ‘frer tuck’ işareti olarak tanımlarlar. Erkek saç yolucular, çoğu kez bıyıklarını ve sakallarını da yolarlar. Böyle durumlarda yüz tüylerinin düzenli traşı, kıl yolma olasılığını azaltacaktır.”
Hastalığın çocuklarda da görüldüğünü belirten Prof.Dr. Ceylan, “TRK’nin erken başlangıçlı (çocuklukta) ve geç başlangıçlı (ergenlikte) tipleri tanımlanmıştır. Erken başlangıçlı TRK tipi 4 yaşından önce başlar, parmak emme ile birlikte görülebilir. Aynı parmak emmek gibi çocuk büyüdükçe bu davranışı bırakır. Ebeveynlerin, çocuğun saç yolmaya ara vermesi için ödül vermek veya ilgisini başka yöne çekmek (fakat kesinlikle kuşkulandırmadan) şeklinde küçük bazı müdahalelerde bulunmaya ihtiyaçları olabilir. Saç yolmanın bu erken başlangıçlı tipi erkek ve kızlarda, geç başlangıçlı tipten daha fazla eşit olarak görülmektedir. Hastalığın bu tipindeki çocukların gelecekte başka psikiyatrik problemlere sahip olmaları için yüksek risk taşıdıklarına dair kesin kanıtlar yoktur. Fakat çocuk 4-5 veya 6 yaşında ve hala saçlarını yoluyorsa geç başlangıçlı TRK’ye gidiş olabilir.” diye konuştu.
Hastalığın çocuklarda görülmesi durumunda bir dizi önlem alabileceğini belirten Prof.Dr. Ceylan, şu tavsiyelerde bulundu:
“Aileler günlük olarak davranışın sıklığını ve şiddetini kaydedebilir. Çocuk her unuttuğunda yerine konulan yeni davranışı yapması konusunda aile tarafından teşvik edilmelidir. Yeni davranışa övgü ve değerlendirme çocuğun çabasını kuvvetli bir şekilde arttırabilir. Basit bir ödüllendirme çocuğun saçını yolma konusundaki bilinçliliğini arttırmaya yardymcı olur ve saçını yolmaması için olumlu bir kuvvet sağlar. TRK’den hoşlanılmayan bir davranış gibi bahsetme ve ona kötü bir isim takma gibi yöntemler problemi dışa vurmada yardımcı olur ve çocuk ile aile arasynda bir çatışmayı önler.”
TRK’de diğer psikiyatrik hastalıklara da yüksek oranda rastlandığını söyleyen Prof.Dr. Ceylan, “Araştırmacılara göre en sık eşlik eden rahatsızlıklar % 32 depresyon, %57 anksiyete bozukluklarıdır. (% 18 panik bozuklukları, %15 Obsesif Kompulsif Bozukluktur) TRK’li hastalarda ayrıca %18 oranında yeme bozukluklarına da (anoreksiya ve bulimia gibi) rastlanıyor.”
Saç yolma hastalığının tedavisinde davranış terapisi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki yöntem olduğunu belirten Prof.Dr. Mehmet Emin Ceylan, “Davranışçı terapi, yıllardır saç yolmayı kontrol etmek, azaltmak hatta bazen ortadan kaldırmak için kullanılmıştır. Bu tedavinin avantajı medikal tedavide oluşabilecek yan etki riski olmaksızın, hızlı bir rahatlamanın sağlanmasıdır. Medikal tedavi gibi, davranışçı terapi saç yolmaya bağlı anksiyeteyi azaltabilir. Fakat depresyon ve anksiyete gibi diğer psikiyatrik semptomları azaltmada medikasyondan daha az etkilidir. Bazı hastalar davranışçı terapiyi gönülsüz denerler. Çünkü bu tedavi zaman ve efor gerektirir. Bazıyları ise bu tedaviyi deneyip başarısız olacaklarını ve kendilerini daha kötü hissedeceklerini düşünürler. İyi planlanmış bir davranışçı terapi tüm bu kuşkuların ortadan kalkmasına yardımcı olabilir. İlaç tedavisi saç yolmak için duyulan dürtüyü azaltabilir. Fakat çoğunlukla yararı çok uzun süreli değildir.” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?