Onkoloji alanında çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olduklarını ve yakın gelecekte kanser başta olmak üzere birçok alanda pek çok yeni tedaviyi kullanıma sunacaklarını söyleyen Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Adriano Treve, onkoloji alanında dünya lideri olduklarını belirterek, “Birçok teröpatik alanlarda çalışmalarımız devam ediyor ancak onkoloji bizim için çok önemli ve bu alanda büyümeye devam edeceğiz. Şunu diyebilirim ki; Roche, onlarca aracın gittiği bir yolda Ferrari gibi gitmeyi mümkün hale getirdi. Son 10-15 yıldaki çığır açan tedavilerimizle onkoloji alanındaki yöntemleri değiştirdik” diye konuştu.
Roche 1958 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Dünyanın en büyük ilaç şirketlerinin başında gelen Roche, ciro bazında Türkiye’de ikinci büyük ilaç şirketi konumunda. Türkiye’deki klinik araştırmalara yılda 30 milyon TL tutarında yatırım yaptıklarını dile getiren Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Adriano Treve, Türkiye’nin ilaçta gelecek vadeden bir pazar olduğunu vurguluyor. Adriano Treve ile ilaç sektörünün durumunu, geleceğini ve Roche’un hedeflerini konuştuk.
Dr. Ümit Dereli: Dünyayla rekabet etmek istiyorsak ilaçta bilgi üretmeliyiz
İlaç sektörünün Türkiye’deki önemi öncelikle nüfus yoğunluğundan kaynaklı çünkü burada 80 milyon insan yaşıyor ve nüfusun çoğunluğu şu anda genç, ama 10 yılda bu piramit terse dönecek; genç nüfus azalacak, yaşlı nüfus artacak. Bu durumda sadece ilaç sektörü değil, sağlık sektörünün önemi artacak. Avrupa’da yaşlı nüfus çok daha ağırlıklı ve ilaç tüketimi buna bağlı olarak şekilleniyor ama bu noktada sadece ilaç değil sağlık sorunlarına bulunacak çözümler de aynı oranda önem taşıyor.
Yaş ortalamasının yüksekliği pazarın büyümesi anlamına geliyor; tabii ki yenilikçi ürünleriniz varsa. Hükümetlerin yenilikçi ürünler için nasıl harcama yapılacağı konusunu yeniden gözden geçirmeleri önemli; çünkü ileride yaşlılık oranının yükselmesine bağlı olarak ilaç tüketiminin artışı daha da hızlanacak. Örneğin, 2012’de 14 milyon tanısı konmuş kanser hastası vardı. Bugün muhtemelen bu sayı 18 milyon civarındayken, 2030’da büyük bir olasılıkla 22-23 milyon gibi bir rakama ulaşacak.
Bu büyük bir maliyet anlamına geliyor ve bunun devletlere yükü çok yüksek olacak. Buradaki en önemli soru, bu sorunu nasıl idare edeceğiniz. Türkiye’de büyük önem taşıyan üç alan var; kanser, gıda kaynaklı diyabet hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları. Bu alanlar öncelikli olmak üzere sağlık hizmeti alanında harcamaların artacağını ön görüyoruz. Türkiye’de ilaç sektörü hızla ilerliyor.
Bu, yatırımın türüne ve zamanına bağlı. Eğer perakende ve hastane sektörlerini birlikte ele alırsak biz 2. sıradayız. Prensipte Türkiye’de hastanelere tedarik sağlayan en büyük firmayız. Perakende ilaç satışına bakarsak burada da ilk 10’dayız. Hastaların uzun vadede iyileşmelerini sağlayan yöntemleri bulmak için klinik araştırmalar alanında yüksek yatırımlar yapıyoruz. Son 5 yılda klinik araştırmalar alanında Türkiye’de 100 milyon TL’den fazla yatırım yaptık. Bu alanda yatırımlarımız devam edecek.
Farklı alanlarımız var. Son 3 yılda ilgilendiğimiz alanlar çok değişti çünkü sürekli ilerleyen ve gelişen bir sektörün içindeyiz. Biz Roche olarak her zaman karşılanmamış tıbbi ihtiyacın olduğu alana yönelmek ve yenilikçi ilaçlar keşfetmek için çalışıyoruz. Şu anda onkoloji alanında dünyanın en büyük şirketiyiz ancak onkolojinin yanı sıra solunum, organ nakli ve romatoloji alanlarında da çalışıyoruz. Yakın gelecekte ise hemofili ve MS alanlarında önemli rol oynayacağız. Ama onkoloji bugün en büyük iş alanımız ve gelecek yıllarda da öyle olmaya devam edecek.
Evet, tabii ki. Türkiye’de onkoloji ilaçları sektöründe yüzde 15 pazar payına sahibiz, bu da oldukça iyi bir rakam ve hergün daha da artıyor. Dünya geneline baktığımızda, hekimler tarafından en çok tercih edilen ilk 8 ürün arasında 3 Roche ürünü var.
Evet kanser hâlâ en büyük problem ve bu konuyla ilgili hastalara yaklaşım, bu hastalıkla mücadele etme ve hatta tüm bilgilerle mücadele etme yöntemleri sürekli değişiyor. Şu anda üzerinde çalışılan en büyük tedavi yöntemlerinden bir tanesi immünoterapi.
İstanbul’u bölge üssü yapan Novo Nordisk, Türkiye’de üretim yapmayı hedefliyor
Bu sadece bir çeşit ilaçla değil farklı ilaçların kombinasyonu ile yürütülen bir tedavi yöntemi. Şu anda immünoterapi üzerinde araştırmalar yapan ve rekabet eden 3 büyük şirketten bir tanesiyiz. Halen 100 farklı araştırma ve kombinasyon üzerinde çalışıyoruz.
Bu ürünlerden bazılarının geri ödeme aşamasındayız, bazılarının ise ruhsatlandırılma başvuru süreçleri devam ediyor. Ruhsatlandırma aşamalarının ise 6 ay gibi bir süre içerisinde tamamlanmasını bekliyoruz. Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle savaşmak yani immünoterapi, faaliyet alanlarımızdan sadece bir tanesi. Bu tedavi sonrasında uzun süreli farklı ürünler kullanılması gerekiyor.
Mesela multiple myeloma’da. Farklı kanser türleri için farklı tedavilere yönelmek gerekebilir. Ama kullanımın öncesinde birçok alanda önemli testler yapılmak zorunda. Tüm testler olumlu sonuç veriyorsa ve hastalık riskini yüzde 60 – 70 düşürüyorsa hastaya tedavi uygulanabiliyor. Diğer amaçlar için kullanırsanız bu yararlı olmaz. Hatta yanlış kullanım hastayı daha olumsuz etkileyebilir.
Bugün metastatik meme kanseri tedavisi gören bir hastanın yaşamına 6 yıl kadar yaşam katabiliyoruz. Erken evrede ise hastalığı neredeyse yok edebilecek aşamadayız. Şunu diyebilirim ki; Roche, onlarca aracın bulunduğu bir yolda Ferrari gibi gitmeyi mümkün hale getirdi. Son 10-15 yıldaki çığır açan tedavilerimizle onkoloji alanındaki yöntemleri değiştirdik. Roche olarak inovasyona çok önem veren bir şirketiz ve bu yüzden bilimsel araştırma ve geliştirmeye son derece ciddi yatırımlar yapıyoruz.
Onkoloji çok geniş bir alan. Gün geçtikçe daha yeni kanser türlerini de keşfediyor ve buna yönelik çözümler sunmak için çalışıyoruz. Kanser türleri de kendi içlerinde ayrışıyorlar; bu da kişiye özel tedavinin önemini bize birkez daha hatırlatıyor. Kanserde kişiye özel tedavinin bu denli önemli olmasının bir nedeni de kanserin ülke ekonomisine yarattığı maliyeti indirgemesidir.
Türkiye fiyat konusunda şikayetçi ama aslında dünyada ilacın en düşük fiyatla sunulduğu ülkelerden birisi. Tedavilerin insanların hayatlarına yaptığı katma değeri düşününce bu fiyatların adil olduğunu göreceksiniz. Biz her zaman yenilikçi ve karşılanmamış ihtiyaçlara yönelik çözümleri insan sağlığına kazandırmak için çalışıyoruz.
Japon ilaç devi Takeda’nın Türkiye’ye güveni tam; büyümesini sürdürecek
Önümüzdeki yıl iki farklı alanda pazara girmeyi hedefliyoruz. Bunlardan bir tanesi hemofili diğeri de MS. Her ikisi de hastalaya ve ailesine yükü çok fazla olan hastalıklar. Yeni tedavilerimizle hedefimiz bu hastalıklarla mücadele eden hastaların yaşam kalitelerini artırmak ve onlara bu yolculuklarında destek olmak.
Evet, hükümetin 2023 hedeflerini yakından takip ediyoruz. İlaç ve sağlık alanındaki planlar gerçekten harika. Bu gibi vizyonların var olmasından dolayı şirket olarak çok memnunuz. Bu hedeflere katma değerde bulunabilmek için çalışmalarımız devam ediyor.
Özellikle hasta derneklerinin çalışmalarına kurum olarak koşulsuz destek veriyor ve bunun toplum sağlığı için önemine inanıyoruz. Bunun dışında UNICEF ile ihtiyaç sahibi çocuklara yardım; WWF ile ise sürdürülebilirlik konularında yakın çalışmalarımız devam ediyor. Bu alanda çok daha fazlasını yapmaya hazırız.
Türkiye’ye ailem ile 3 yıl kadar önce geldik. Bizce burası aslında yaşamak için harika bir yer. Elbette 3 yıl öncesine göre çok şey değişti ve bu değişimi siz benden daha iyi biliyorsunuz. Ama yemekleri, insanları ve iklimi çok güzel. Biz burada yaşamaktan gerçekten çok mutluyuz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?